|

Yaşar Duran: 8-0'lık maç içimde kanayan yara

Fenerbahçe'nin ve Türk futbolunun efsane kalecilerinden Yaşar Duran, 8-0'lık İngiltere maçının içinde kanayan bir yara olduğunu söyledi.

Yeni Şafak
12:49 - 2/01/2017 Pazartesi
Güncelleme: 13:11 - 2/01/2017 Pazartesi
IHA
Yaşar Duran, 8-0 kaybedilen İngiltere maçıyla anılmaktan dolayı kırgınlık yaşadığını söyledi.
Yaşar Duran, 8-0 kaybedilen İngiltere maçıyla anılmaktan dolayı kırgınlık yaşadığını söyledi.

Fenerbahçe, Malatyaspor ve Sarıyer formalarını giyen, 1980 ve 1990'ların ilk dönemine damga vuran kaleci Yaşar Duran TFF'nin Tam Saha dergisine konuştu.



Futbola Ankara Altındağspor'da başlayan ve ardından Gaziantepspor'a transfer olan Duran, "Gaziantepspor'u 1. Lig'e biz çıkardık, şampiyon olduk. 17 yaşında gittim Gaziantepspor'a ve oynamaya başladım. İki sezon oynadım orada. 1981-1982 sezonunun başında da Fenerbahçe'ye geldim. 2. Lig'deyken A Milli Takım'a seçildim. Bu Türkiye'deki ilklerdendir. Pek bilmiyorum bunu başaran var mıdır? O zaman Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Fenerbahçe ağırlıklı bir takım vardı. 2. Lig'den Milli Takım'a seçilmek parmakla gösterilecek bir olaydı. İlk gittiğimde Fatih Hoca, Mustafa Denizli Hoca, Şenol Hoca as oyunculardı. 1979 yılında rahmetli Sabri Kiraz Hocamız beni aldı Milli Takım'a. Türkiye'de en fazla Milli Takım'a giden oyunculardan biriyim. Yıl olarak 12. Ama sayısal olarak en az milli olan kalecilerden birisiyim. O dönem çok maç yoktu. Yabancı ülkelerden özel maç teklifi bile gelmiyordu bize. Avrupa Şampiyonası olsun, Dünya Kupası olsun kolayca elenen bir takım hüviyetindeydik. Anadolu kulüplerinden Millî Takım'a seçilen oyuncuları, yönetimleri ya da başkanlar ödüllendirirlerdi. Para verirlerdi. Tabii bir ayrıcalık görüyorsun kendinde. O şehrin temsilcisi olarak Milli Takım'a seçilmek gurur verici. Ay-yıldızlı armayı taşımak herkese nasip olmuyor. Bugün İngiltere'de Wembley'de oynayamayan bir sürü oyuncu var. Çünkü Milli Takım oyuncuları oynuyor Wembley'de. Bunun gibi bir şeydi. Herkesin bir rüyası, hayaliydi." diyerek Milli Takıma nasıl seçildiğini anlattı.




"En çok penaltı atan, en çok kurtaran kaleciyim"

Fenerbahçe'nin ardından Malatyaspor'a giden ve sonrasında da Sarıyer'e transfer olan Yaşar Duran, kendisinin en çok penaltı golü atan kaleci olduğunu söyleyerek, "O dönem Malatyaspor'un yönetimi çok güçlüydü. Türkiye'nin önemli oyuncularını transfer ettiler. Ünal Karaman vardı, Metin Yıldız vardı Galatasaray'dan Feyzullah, Oktay, Levent, Eren iyi futbolculardı. İlk sezonda ligi beşinci sırada bitirdik. İkinci sezonda üçüncü olduk ve Balkan Kupası'na katıldık. Ertesi sezon Malatyaspor'dan ayrılıp Sarıyer'e geldim. Malatya'da iki yıl kaldım. Çok mutlu günlerim geçti. Hala efsane kadro diye anılıyor o kadro Ama ertesi sezon Brezilya'dan üç oyuncu geldi. Kaleci Carlos ve Eder, Brezilya Milli Takımı'nın banko oyuncularıydı. Ama küme düştüler. Sadece şöhretli futbolcu aldılar. İyi futbolcu demeyeyim; şöhret aldılar; küme düştüler. Sarıyer'e geldim. Sarıyer'de de aynı şekilde iyi bir kadromuz vardı. Rahmetli Selçuk Yula, Beşiktaşlı Fikret Demirel, Cem Pamiroğlu, Erdal Keser, Mustafa Yücedağ, Sercan Görgülü, Cengiz Güzeltepe, Osman Yıldırım Kadromuz müthişti. Erdi ile daha sonra Fenerbahçe'de buluşmuştuk. Sarıyer'de bir beşinci, bir üçüncü bitirdik ligi. Yine aynı başarıyı tekrarlamış oldum. Bir sezonda 12 penaltının, 8'ini kurtardım. Arşivlerde vardır bu Ben Türkiye'ni en çok penaltı golü atan ve en çok penaltı kurtaran kalecisiyim Şu anda Bursaspor'un kalecisi Harun 5 penaltı üst üste kurtardı ama rekorum daha geçilemedi. Bir sezonda diyorum düşünün 12 penaltının 8'ini kurtardım. 8-10 tane penaltıdan golüm vardır. Penaltı atmak, kurtarmaktan daha zordur. Çünkü neden? Atamayınca "Kaçırdı" deniyor. Ama kaleci kurtarınca, "Kurtardı" oluyor. Atmak bence daha zor. Penaltı atmayı iyi bilirdim. Küçükken oyuncu olarak başlamıştım futbola. Oradan ayak becerisine, topa vurma becerisine sahiptim. Bir de penaltı kurtarmanın sadece bir değil, 10-15 etkeni olduğunu sayabilirim size. Daha önce hangi köşeye atmış? Sağ ayakla mı atmış, sol ayakla mı atmış? Kaleciler onları yanıltmak için sağa gider gibi yapar sola gider; sola gider gibi yapar sola gider yine Bazıları bakarak atar. Bazıları bakmadan vurur. Bazıları ayağının içini gösterir, son anda bileğini kıvırır. Bunların hepsi analiz ediliyor; edilmeli de bir kaleci tarafından Atanın da bu şekilde kaleciyi analiz etmesi lazım. Tamamen atanın ve kalecinin hissiyatları ön plana çıkmalıdır" diye konuştu.






"Kaleci Yaşar'dım, Kova Yaşar oldum"

8-0 kaybedilen İngiltere maçının kendisi için kanayan bir yara olduğunu ifade eden Yaşar Duran, "Çok üzgünüm bu konuda TV kanallarında, gazetelerde, röportajlarda benimle ilgili, "Ne kadar kendisiyle barışık" ifadelerini kullanıyorlar. Sağ olsunlar. Zaten öyle birisiyim. 23 yıllık futbol kariyerimde 5 şampiyonluğum var. Cumhurbaşkanlığı Kupaları var, Türkiye Kupaları var, en az gol yiyen kaleci unvanım var. En çok penaltı atmış, en çok penaltı kurtarmış, ilk Dünya Karması'na çağrılmış oyuncuyum Askerdim gidemedim. İsa gitmişti 2. Lig'den Milli Takım'a seçilmişim. Bunlar benim kariyerim. Bunların hepsi evimde kupalarım ve albümlerimde sabit. Ama duvarda. İnsanların zihniyetinde kalan tek şey İngiltere maçı. Ben o İngiltere maçında çok kişiyi kurtardım. Başta federasyonu, antrenörü, futbolcu arkadaşlarımı. Hepsini ben kurtardım. Fatura olduğu gibi bana çıkartıldı. Her şey bana yıkıldı. Tabii sağ olsun gazeteci arkadaşlar da bana hemen "kova" damgasını vurdular. Esasında kova bana değil, kalecilere ait genel bir tabirdir. Beklere de "Koridor oldu" derler. Benim lakabım kaleci. Herkes telefonuna "Kaleci Yaşar" diye yazar. Şimdi Ahmet, Mehmet deniyor kaleciler Volkan, Muslera olarak geçiyor. Ama ben Kaleci Yaşar'dım Ama bu kova damgasını yiyeli 32 sene geçti. 1984 yılıydı. Şimdi adam 30 yaşında, 7-8 yaşındaki oğluna diyor ki; "Bu amcanı tanıdın mı? Fenerbahçe'de oynadı, Milli Takım'da oynadı ama 8 gol yedi." Böyle bir tanıştırma şekli. Bu telefonda da böyle. Telefonun diğer ucunda insanlar benimle konuşurken, "Kova Yaşar" diyor, bunlar üzücü şeyler. Bunlar bende yara 23 sene top oynamışım. Hayatım topla geçti. 23 sene oyunculuk antrenörlüğü de koyarsanız 50 yıldır bu işin içindeyim. Bu işten emekli oldum. Hala sürdürüyorum bu işi. Hayatımız futbol futbolun içinde bir hayat oldu. Ben bundan itibar gördüm. Ben bundan evlendim. Ben bundan paralar kazandım, çocuklarımı okuttum. Bir meslek; güzel bir meslek Günde 2.5 saatini ayıracaksın. Ama şimdi mesailer 8-10 saat. Eskiden meslek değildi. Kız vermezlerdi bize, şimdi meslek. Herkes ya topçu, ya popçu olmak istiyor. Sağlıklı bir yaşam içindesin. Para kazanıyorsun. Kendine ayıracağın çok zaman var. 1969-1970 sezonunda amatör olarak Ankara'da bana lisans çıktı. Dışkapı'da, 19 Mayıs Stadı'nın altında küçük odalar vardı. Kulüp takımları orada soyunur ve sahaya çıkardı. Elimde annemin verdiği filenin içindeki eşofmanlarla yürüye yürüye giderdim. En az 5 kilometre yürürdüm. İdman biterdi; küçük olduğumuz için soyunma odasını biz yıkardık. Saçımız ıslak eve giderdik. Üç sene böyle geçti Ankara'da Gaziantep'e geldiğimde üçüncü kaleciyim. 17-18 yaşındayım. Takımın en küçüğüydüm. İdmanda canı sıkılan, yorulana kadar bana şut atardı. İdman sahası toprak. Vücudumuzun her tarafı yara-bere içinde oluyordu. Yorulana kadar çalıştırırlardı bizi. "Çay söyle bana Ceketimi getir Kramponumu al" Bu tip istekleri de vardı. Ayakçılık yapardık. Para yok. Annem rahmetli Ankara'da oturuyor. Ona bakmam lazım. Okulu lisede bırakmışım. "Başaracağım" dedim. Evden 1 lira harçlık alırken Gaziantep'e gittiğimde 15 bin lira para koydum cebime. Nasıl seviniyorum. Hemen ağabeyimle teyp aldık bin liraya Bir kulaklık onda, biri bende 12 saat teyp dinleyerek Ankara'ya geldik. Şartlar bu Malzeme sıkıntısı var kulüplerde. O zaman lojmanımız Gaziantep'in dışındaydı. Kulüpte yemek çıkmazdı. Otobüslerle giderdik deplasmanlara. Otobüsün arasında yatarak giderdik maçlara Çok zor şartlardı. Benim bir resmim var. Çamurdan bir tek gözlerim gözüküyor. Böyle sahalarda çalıştık" diye konuştu.




#Yaşar Duran
#Fenerbahçe
#Türkiye A Milli Futbol Takımı
7 yıl önce