Bilim insanları bu minerali 1839 yılında Ural Dağları’nda keşfetmişti ve o günden bu yana yeni özellikleri keşfedilmeye devam ediyor. 2009 yılında bulunan bir Perovskite mineralinin doğal bir güneş paneli olduğu ve güneş ışığını emerek karşılığında elektrik üretebildiği fark edilmişti.
Bu keşfin ardından, mineral günümüz güneş panellerinde ve ekran teknolojilerinde kullanılmaya başlandı.
Perovskite’ın keşfedilen en yeni özelliği ise çok hızlı veri transfer edebilmesi oldu. Bilim insanları, mineralin spesifik bir türünün organik ve inorganik hallerini silikon bir levhaya takarak, veri transferi yapmayı başardı.
- Günümüzde akıllı telefonlar 2,4 gigahertz frekansla çalışırken, kızılötesi ışık ve radyo frekanslarını kullanan yeni sistem 100 ile 10.000 gigahertz arasında çalışabiliyor.Katmanlar halinde yerleştirilen Perovskite, ışık dalgalarını kullanarak veriyi transfer ediyor.
Bilim insanları, basit bir halojen lamba yardımıyla terahertz dalgalarını yönetebiliyorlar. Elektrik yerine ışığı kullanan sistem, günümüz teknolojilerinden bin kat daha hızlı veri transferi yapabiliyor. Bilim insanları, farklı renkte lambalar kullanarak aynı anda birden fazla veri transferi yapabildiklerini de belirtiyorlar. Üstelik eş zamanlı transfer yapıldığında bile transferlerin hızı sabit kalıyor.
Bu buluş, geleceğin bilgi işlem ve iletişim teknolojileri için yeni bir çığır açabilir. Günümüz elektronik sistemlerinden daha uygun fiyatlı bir veri transfer yöntemi sunan sistem henüz geliştirilme aşamasında.
Bilim insanları, sistemin kullanıcılara sunulması için 10 yıl daha beklenmesi gerekeceğini açıkladı.
