|

Yeni sömürgecilik: Uzay Madenciliği

Afrika'yı, Asya'yı sömürdüler, sıra uzaya geldi!

Yeni Şafak ve
13:06 - 5/02/2016 Cuma
Güncelleme: 11:06 - 5/02/2016 Cuma
Yeni Şafak

Lüksemburg'u biliyor musunuz? Komşuları Belçika ve Hollanda ile birlikte Benelüks üçgeninin kenarlarından birisi. Dünyanın en küçük yüzölçümüne, en az nüfusuna fakat en yüksek refah düzeyine sahip ülkeleri arasında olan Avrupa haritasının bu gözden kaçması muhtemel parçası 'uzay madenciliği' konusunda çalışmalar başlattığını resmi olarak duyurdu. Evet; nüfusu yarım milyonu dahi bulmayan Lüksemburg uzay madenciliğine soyunuyor. Üstelik dünyada ABD ertesinde bu işe soyunan ikinci ülke!



'ın aktardığı gelişmeye baktığımızda, Lümsemburg hükümetinin uzay madenciliğine yönelen şirketlere hem doğrudan yatırım yapacağını, hem sübvanse edeceğini hem de karşılıksız kredi vereceğini görüyoruz ki amaç tahmin edeceğimiz gibi 'erken kalkar yol alır' ilkesi kapsamında Avrupa'da bu konuda lider ülke olmak.



Neyse bunlar çok da önemli değil. Biz olmadıktan sonra ha Lüksemburg olmuş ha Almanya yahut Çin vs.



Biz gelelim ana konuya, yani uzay/asteroit madenciliği nedir, girişimin sebebi ne, mehtemel sonuçları ne olacak gibi noktalara.



Uzay madenciliği isminden de belli olduğu gibi uzayda maden arama esasına dayanıyor. Gerçi uzay diyoruz ama aslında uzayda gezinen astroitlerden bahsediyoruz.



'den alıntı yapalım:



  • Asteroit madenciliği ya da uzay madenciliği, asteroitlerden ve dünyaya yakın küçük gezegenlerden hammadde çıkarılması işleminin adıdır. Asteroit madenciliği, asteroitlerden mineral ve gaz, uzayda inşa edilecek yapılarda kullanmak üzere demir, nikel ve titanyum, astronotların bu yapılarda çalışmalarını devam ettirebilmeleri için gerekli su ve oksijen, roket yakıtında kullanmak için hidrojen ve oksijen temin etmek gibi görevler üstlenir. Uzay araştırmalarında bu aktivitelere "yerinde kaynak temini" denir.

Bu alana yönelinmesinin sebebi tahmin edeceğimiz gibi dünyadaki kaynakların giderek tükeniyor oluşu. Bilim insanlarının tahminlerine göre, modern endüstrinin temel elemenleri olan altın, gümüş, bakır, kalay, çinko, kurşun vb. gibi rezervlerin 50-60 yıllık bir ömrü kalmış durumda. İşte bunun için platinyum ve kobalt gibi değerli elementlerin asteroitlerden çıkartılıp dünyaya gönderilmesi hedefleniyor.







Burada temel soru(n) ise atılan taşın vurulan kuşa deyip değmeyeceği. Yani çıkarılacak madenin nitelik ve niceliğinin belirsiz olmasının yanısıra; ar-ge, ekipman, yakıt vb. masraf kalemlerinin ne kadar tutacağı da belli değil. Ya da 'belli değil' demeyelim de, net değil diyelim. Haliyle henüz pazar oldukça bakir.



ABD, geçtiğimiz senenin sonunda onaylanan Uzay Yasası ile birlikte bu işe ilk girişen ülke olmuş ve firmaların önünü resmi olarak açmıştı. Halihazırda ABD'de Uzay Madenciliği ile ilgilenen iki büyük firma var. Bunlardan birisi Google'ın kurucu ortağı Larry Page'in firması olan Planetary Resources ile Deep Space Industries şirketi.



  • Bu arada kritik bir not düşmekte fayda var:
  • 27 Ocak 1967 tarihinde imzalanan ve ülkemizin de taraflardan birisi olduğu
    doğrultusunda, 'uzayın tüm insanlığın ortak malı olduğu olduğu ve hiç kimsenin uzayda hak talep edemeyeceği' karara bağlanmıştı ancak ABD'nin Uzay Yasası ile birlikte artık
    mülkiyet hakkı madeni bulan kişinin/kurumun eline verildi
    . İşte önemli olan nokta bu. Gerisi hikaye.

  • Bakın mesela, yukarıda da söylediğimiz gibi bu alanda şu ana kadar en ileri seviyede çalışmalara erişen şirket Planetary Resources isimli kuruluş. 2012 yılında kurdelesi kesilen firmanın arkasına baktığımızda karşımıza çıkan isimler Google'ın kurucusu Larry Page ile eski CEO'su Eric Schmidt. Danışmanları arasında dünyaca ünlü yönetmen James Cameron gibi bir vizyoner, fonlayıcıları arasında ise Eric Anderson ve Peter Diamandis gibi milyarder uzay girişimcileri yer alıyor. Ve ABD de diyor ki 'madenin mülkiyeti bulana aittir'. Bu kadar açık işte.

Hatta Planetary Resources geçtiğimiz aylarda konuya ilişkin açıklamasında, 30 metre uzunluğundaki bir asteroitten elde edilecek platinin 25-50 milyar dolar değerinde olduğunu iddia etmişti ki bu da araştırmaların önemini ve pazarın potansiyelini gözler önüne sermeye yeter de artar bile.



Velhasıl yukarıda da belirttiğimiz gibi henüz oldukça bakir bir alan olduğundan çok da diyecek birşey yok. Ama diyorsanız ki bu tip konular ilgimi çekiyor o halde sizi

alalım. Konuya ilişkin bulabildiğimiz en iyi Türkçe kaynaklardan birisi bu çünkü.



#uzay
#bilim
#uzay madenciliği
#nasa
#Planetary Resources
#Deep Space Industries
#asteroit
8 yıl önce