Hasan Ferit Gedik, Maltepe Gülsüyü mahallesinde uyuşturucu satıcılarıyla çıkan kavgada katledilir. Arkasında cenazesi Boğaziçi Cem evine( asıl ailesinin yaşadığı başka bir mahalleye) götürülür ve orada cenaze namazı kılınır. Sonra üç gün morgda bekletilir ve yeniden Gazi Mahallesine götürülerek defnedilmek istenir. Polis önce buna müsaade etmez, bunun üzerine mahallede barikatlar kurulur. Daha sonra polis izin verince, Gazi Mahallesine taşınan cenazesi keleşnikoflu, yüzleri maskeli ve sıra düzene geçen gruplar tarafından yürüyüş eşliğinde taşınır.
Bir cenazenin, mahallenin, Aleviliğin, silahın ve uyuşturucu çetelerinin iç içe geçen hikayesidir bu. İstanbul"un ortasında çetelerin ve silahların nasıl korkusuzca ve meydan okurcasına hareket ettiklerini gösteriyor. Gazi Mahallesi, burada yeniden devreye sokulan bir mekan. İsyan, çatışma ve Aleviliğin üzerinde seferber edilmeye çalışıldığı bir alan. Bir mekan ve alandan öte bir imge, muhayyile, sembol.
Aleviliğin seferber edilme arayışını yansıtan önemli sosyolojik göstergelerle karşı karşıyayız. Cenaze ve cem evi, ölüm ve inanç gibi en hassasa konuların Gazi Mahallesi imgesi etrafında isyan planlamanın etkileyici bir girişimi. Hafızının seferberliği, ölümün insana verdiği acının seferberliği, uyuşturucu çetelere karşı kendini koruma seferberliği…Alevi kolektif bilincini ayaklandıran girişimler bunlar.
Alevilik uyuşturucu çetelerine karşı kendini koruma gibi masumane reflekslerle sokağa dökülerek, öfkeyle doldurularak silahlı grupların insiyatifine çağrılıyor. İsyan ve çatışmanın ölümcül pençesine davet ediliyor.Halbuki Alevilik, Türkiye"de konuşulan bir sosyolojidir. Üç gündür, Muğla"da katıldığımız Ulusal Sosyoloji Kongre"sinde en çok tebliğin sunulduğu meselelerin başında Alevilik geliyor. Salı günü savunma juriliğini yaptığımız doçentin çalışmaları Alevilikle ilgiliydi. En azından bir haftadır Alevilikle yatıp Alevilikle kalkıyorum! Aleviliğin konuşulması, Aleviliğin konuşmasıdır. Bütün ayrıntıları, tarihi, dedeleri, cem evleri, farklı kolları, inanışları, sorunlarının akademiya"ya ve topluma hissettirilmesidir. Konuşan her şeyin bir gün duyulması gibi, Alevilik de duyulacaktır! Zaten duyulmaya başlanmıştır. Bundan dolayı akademiyada, hükümette, kongrelerde ve basında bu kadar çok yer alıyor.
İsyan ve şiddete çağrılan Alevilik, susturulmaya ve konuşulmasına engel olmaktan başka bir anlama gelmiyor. Çünkü şiddete çağrılan Alevilik suçlu sandalyesine mahkum edilerek derin bir ötekileştirilmeye fırlatılır. Hem ezici kamuoyu oluşturan Sünnilerin nezdinde hem de devlet nezdinde meşruiyetini kaybetmesidir. Konuşmasının önüne geçilmesidir, lal olmasıdır.
Aleviler yazılan, konuşulan, tartışılan, üzerinde çalıştaylar yapılan, doktora tezleri hazırlanan ve kamusal alanın gün geçtikçe daha fazla içine nüfuz eden bir gerçekliğe dönüyor. Bu sosyolojik gerçekliğin varlığını yok saymak artık mümkün değildir. En önemli aşama, bu kamusallığa taşınma, görünürlük kazanma ve tanınmadır. Şimdi ikinci aşamaya varmış bulunuyoruz. O da Aleviliğin temsilidir. Kızılbaşlık, Bektaşilik, Nusayrilik ve Rafizilik gibi çeşitli boyutları olan; Tunceli, Hatay, Amasya, Çorum, gibi farklı bölgesel/kentsel öellikleri üzerinde taşıyan; Arap, Kürt ve Türkmen gibi faklı etnik özelliklerle bütünleşen bu inanç topluluğunun temsili nasıl olacak? Kendini İslamın içinde görenler, İslamın dışında görenler ya da bütünüyle din dışında tutanlar nasıl bir varlıkla devletin muhatabı olacaklar? Bütün bu Alevilik sosyolojisi yine de ortak bir temsiliyet arayışında belirginleşebiliyor. Zamanla bu daha da netlik kazanacak. Alevilerin yeni Türkiye"nin özgür ve eşit vatandaşları olarak inançlarını, kültürlerini ve kimliklerini temsil etmeleri en temel unsurdur. Cem evleri , eğitim konumları ve devletle yeni ilişki tarzları konusunda yaşanan sorunlara çözüm bulunmalıdır.
Aleviliğin isyana çağrılışı, bu temsiliyet aşamasını yıkan ve onları araçsallaştıran bir yöntemdir. Çünkü Alevileri, aleviler olarak yaşama, temsil ve katılımdan öte siyasal iktidarla hesaplaşmaya, kavgaya ve devletle çatışmaya yol açmaktadır. Bu da Alevileri, bu arayış içinde olan güçlere eklemlenerek onları intihara sürükler ancak.
