“Komşusu açken tok yatan bizden değildir.”
Ünlü Hadis-i Şeriflerden... Ünlü ve bir o kadar da kapsamlı bir Hadis-i Şerif: insanı etrafını görüp gözetmeye sevk ediyor. Bütün Hadis-i Şerifler gibi çok veçheli
anlamlara açık...
İnsanı, komşusuyla ilgilenme konusunda uyanık bulunmaya zorluyor. “Komşun açsa bunu bilmelisin!” fikrini telkin ediyor. Komşuya: “Ben komşumun aç olduğunu bilmiyordum” def'inde bulunmasını önlüyor. Komşun açken tok yatmamalısın, o kadar! Haberim yoktu, deme mazereti ortadan kaldırılıyor. Aç olan komşun varsa, bileceksin; bilme durumundasın!
Çevre ilgisi son tahlilde insanın kendine ilgi duymasını ve duyulmasını sağlamış oluyor. Böylece herkesin birbiriyle iletişim kurmasının yolu açılıyor. Bu da toplumsal dayanışma demektir...
Toplumsal dayanışmanın doğal ortamda (kendiliğinden) sağlanması, aslında kamusal sosyal güvenlik hizmetlerine ihtiyacı ortadan kaldırır. Nitekim bizim geleneğimizde sosyal güvenlik hizmetlerine yer bırakılmamıştır. İnsanlar bu gereksinimi komşuluk ilişkisi sayesinde kendiliğinden yerine getiriyordu. Ne zaman ki komşu dayanışması ortadan kalktı, o zaman kamusal sosyal güvenlik kurumlarına ihtiyaç baş gösterdi.
Toplumsal dayanışmanın komşuluk ilişkisi marifetiyle yürütülmesi demek, aynı zamanda kamu tasarrufunun sağlanması demektir.
Bu Hadis-i Şerif'te üzerinde durulması gereken önemli hususlardan biri de komşu kavramıdır. Komşudan ne anlıyoruz? Dar bağlamda bunu kapı komşumuz olarak mütalaa etmemiz mümkündür. Ama kavramı bu dar bağlamla kısıtlı tutmamız gerekmiyor. Öncelik elbette kapı komşumuz; ilkin o dikkate alınmalı. Fakat kavram onunla sınırlı değil... Kapımızın biraz ötesinde mahalle komşumuz yer alır. Onun ötesinde aynı beldede yaşayanlar gelir. Onun ardından belde komşularımız ve nihayet ülke komşularımız...
Sosyal dayanışmanın gelişmesi son tahlilde “bir” olmaktan kaynaklanan güce müncer olur. Birlikten kuvvet doğar hikmeti tecelli eder.
Allah Resulünün bu Hadis-i Şerif'i destekleyen başka beyanları da var:
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu: “İki kişinin yiyeceği üç kişiye, üç kişinin yiyeceği de dört kişiye yeter.
” (Riyazüssalihin).
Buradan, bir şey daha öğreniyoruz. Komşumuzla paylaşmayı gerçekleştirmek için fazladan bir çaba göstermemiz gerekmiyor. Elimizde olan (bana yeten) komşumla birlikte de bana yeter.
#hadis
#ramazan
#Toplumsal dayanışma
9 yıl önce
Komşu açken...
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset
