|
Anlatırsam çarşı karışır
Malumunuz
Meclis Başkanı
seçiminin ilk turu dün yapıldı. Bakalım ne olacak, benim gönlüm
Deniz Baykal'dan
yana, çünkü zevklerimiz uyuşuyor.

Zevklerimiz uyuşuyor dediğim, bir telefon görüşmemizde ilgi alanlarımı merak ettiğini söylemişti de, ben de hiç merak etmeyin sayın başkan sizinle aynı demiştim.

Sayın Baykal
yürümeyi çok sever ben de çok severim. Gençliğimde
Vakfıkebir'den Erdoğdu Mahallesine
kadar (Trabzon'u bilenler bilir, nerden baksanız 40 kilometre) yürüdüğüm vakidir.

Sayın Baykal bildiğim kadarıyla yüzmeyi çok seviyor, ben de çok seviyorum. Hatta bir defasında boğulmaktan son anda kurtulmuştum.

Neyse, şaka bir yana da,
AK Parti
adayı İsmet Yılmaz seçilmezse,
Deniz Baykal
seçilsin isterim.

En azından yıllar yılı bildiğimiz tanıdığımız bir politikacı. Bu ülkenin
Ankara'dan
yönetilmesi gerektiğine inandığından eminim. Bu da az şey değildir.

Meclis Başkanlığı seçimleri dedik nereye geldik.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun
HDP TBMM Başkan adayı
Dengir Mir Mehmet Fırat'ı
makamında kabul etmesi üzerine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek geçen gün attığı bir tweette, “Dün ekranlardan Dengir Mir Mehmet Fırat'a demediğini komadın, şimdi niye el pençe divansın? Ben söylerim ama ortalık karışır…” dedi.

Sayın Gökçek ortalığı karıştıracak neyi saklıyor bilmiyorum ama ben bizzat o fotoğrafı anlatırsam çarşı karışır.

Fotoğrafın nesini anlatacaksın, demeyin. Öyle fotoğraflar vardır ki anlatılmazsa hiçbir şey anlayamazsınız.

Mesela, söz konusu fotoğrafa baktığınızda HDP'li Dengir Mir Mehmet Fırat'ın Kemal Kılıçdaroğlu'nu kabul ettiğini sanırsınız, oysa, hakikat bunun tam tersi.

Çok ilginç bir fotoğraftı.

O kadar ki, bir iki yıl önce Çakır Ruşen'in Kandil'de KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan'la çektirdiği enteresan fotoğrafı hatırladım.

Öyle fotoğraftı ki kim KCK Yürütme Konseyi Üyesi kim söyleşiye gelen gazeteci belli değildi.

Şöyle anlatmıştım: “
Masa başındaki sandalyede, hemen Öcalan posterinin altında Çakır Ruşen var; elinde kalem bir şeyler anlatıyor. Medyada, PKK'nın 'şahin' liderlerinden olarak bilinen Duran Kalkan da masanın köşeciğine iliştirilmiş sandalyede elleri dizlerinde ilgiyle dinliyor. Masanın karşısında da YJA Star adlı silahlı kadın birliklerin lideri Delal Ahmet bulunuyor. Duran Kalkan'ın mütevazılığını, misafirperverliğini yansıttığı kadar Çakır Ruşen'in de bir o kadar misafir olmadığını yansıtan bir fotoğraf bu! 'Misafir olmadığını' derken şunu kastediyorum: Hani bir dostunuzu, arkadaşınızı, yakınınızı, kıymetlinizi makamında ziyaret edersiniz de size duyduğu sevgi veya saygıdan dolayı makam masasının başında oturmaya davet eder. Siz yok olmaz, ne gerek var, burası iyi falan dersiniz, o ısrar eder. Sonunda dayanamaz oturursunuz, ama, o makamda iğreti oturduğunuzu içeri giren herkes ilk bakışta anlar. Bu fotoğraf öyle değil. Bilmeyen Çakır Ruşen'i hep o masa başında, Duran Kalkan'ı da hep masanın yanında maruzatını arz eden biri sanır…”

HDP'nin Meclis Başkan adayı
Dengir Mir Mehmet Fırat
ile CHP Genel Başkanı
Kılıçdaroğlu'nun
fotoğrafı da böyle.

Dengir Bey koltuğa bir “yayılmış” ki olursa o kadar olur.

Kemal Bey
de
Gökçek'in
dediği gibi el pençe divan durmuş. “
Tıpış tıpış gidip Ekmeleddin Bey'e oy vereceksiniz” diyen o “cesur yürek” gitmiş, Dengir Bey'in karşısında “tıpıştıpış
” bir adam oluvermiş.

Sanki dersin ağa sürünün hesabını soruyor o da maruzatını arz ediyor.

Bekir Coşkun
eskiden
Dengir Mir Mehmet Fırat
'ın adıyla dalga geçer, “Dingil” başlıklı yazılar yazardı: “
Ben sadece 'dingil'i
yazmıştım:
Genelde kamyonlarda iki tekerleği birleştiren, borumsu, içi boş demir... / Dingil... /
İki türlü dingil vardır
: Tek dingil, çift dingil. / (.........) / Yazımda isim yoktu. / Yani 'Dingil' kim, belli değildi. / Ama AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat 'Dingil benim' diye beni mahkemeye verdi…
” (18 Temmuz 2008, Hürriyet)

Bekir Coşkun 7 Haziran seçimlerinden önce Sözcü'de yazdığı bir yazıda
HDP'ye
ezik bir şekilde oy istemişti.

Acaba diyorum, Dengir Bey'e de Meclis Başkanlığı için oy isteyecek mi?
#Dengir Mir Mehmet Fırat
#kılıçdaroğlu
#deniz baykl
9 yıl önce
Anlatırsam çarşı karışır
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi