Gün geçmiyor ki ülke sinemamız adına ilgi çekici yapımlar vizyona girmesin. Bazıları çok konuşuluyor, kimisinden söz eden az... Mesela günümüzdeki hafta vizyona girecek olan Kurak Günler filmi hak ettiği ilgiyi görmüyor. Halbuki çok önemli konulara temas ediyor. Toplumumuz ve kötü alışkanlıklar adına iyi hazırlanmış bir hikayeye sahip. Yönetmen Emin Alper, taşra kent hayatına ayna tutuyor.
Filmin hikayesine baktığımızda daha net anlaşılacaktır... Bir kasabaya yeni atanan savcı Emre, yerel güçlerle mücadeleye girişir. Bir akşam içki masasında rakıyı fazla kaçırınca başına gelmeyen kalmaz. Tabi ki aynı masada olanlar da olayın içindedir.
Yönetmen, içkinin bütün kötülüklerin anası olduğunu çarpıcı bir hikaye ile anlatmış. Zira savcı Emre o masada olmasaydı, içki içmeseydi başına bunlar gelmeyecekti. Bütün film boyunca o akşam yaşananları hatırlamaya çalışan genç savcı da yaptığı hatanın farkına varıyor elbette...
Toplumsal zorbalık, zorla içki içirilmesi, siyasi hesaplar ve susuzlukla cedelleşen halkın bir anda değişmesi ya da değişememesi... 128 dakikalık filmin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Toplumsal meselelere karşı bu denli hassasiyetle yaklaşılması hakikaten çok önemli.
Emin Alper önceki filminde de süt ve süt ürünlerinin vücudumuza etkisine binaen yine ky hikayesi anlatmıştı. O filmde de alkolün zararına vurgu yapan sahneler vardı. Fekat Kurak Günler, alkol tüketiminin sadece bir insanın hayatına değil toplulukların yaşantısına büyük zarar verebileceğini aktarması bakımından ayrıca önemli. Zira artık bu tarz filmler yapılmıyor.
Sinemacı, insanının derdiyle dertlenen kişidir. Küçükten büyüğe sorunlar katlanarak çoğaldığından işaret edilmesi gerekir. Bozkırın ortasında da olsa kentin göbeğinde de olsa durum değişmiyor. İnsan, yaptıklarından mükelleftir. Yönetmen de öyle. Haliyle sinemacılardan beklenti de bu oluyor.
Emin Alper sinemasının geldiği noktada toplumun hassas meselelerine eğiliyor olması dikkat çekiyor. Alper’in de Kurak Günler’in de hak ettiği şekilde konuşulmadığı kanaatindeyim. İçkinin birçok meseleyi olumsuz etkilemesinin bu denli dokunaklı şekilde işlenmiş olması takdire şayan.
Bu yazıda yer alan ifadelerin hiçbiri gerçeği yansıtmamaktadır. Baştan sona ironidir! Bir filmin sadece film olarak konuşulamaması ve politik malzeme haline getirilmesine eleştiridir.
