|
Yeni kollektif terör konsepti

57 silahlı PKK militanının Diyarbakır'ın Bağlar İlçesi'nde bazı evlere yerleştiği istihbaratı alınıyor. Bu istihbarat değişik kaynaklarca teyit ediliyor. Silahlı teröristlerin Sur benzeri bir eylem için hazırlık yaptıkları istihbarat ediliyor. Titiz bir çalışma yürütülüyor. Teröristlerin gizlendiği yerler belirleniyor.



Teröristler harekete geçmeden önce baskın şeklinde bir operasyon yapılması planlanıyor. Sivil halkın zarar görmemesi için adeta iğne ile kuyu kazılıyor. Hedef, sayıları ve yerleri tek tek tespit edilen teröristler harekete geçmeden önce kıskıvrak yakalamak. Hazırlıklar büyük bir gizlilik içerisinde yürütülüyor. Nokta hedefler belirlendikten sonra operasyon planı hazırlanıyor. Operasyon saati belirleniyor ve 57 teröristin harekete geçmeden yakalanması için geriye sayım başlıyor.



Operasyon için harekete geçilmeden 2 saat önce Bağlar'da ilginç şeyler olmaya başlıyor. Silahlı teröristler saklandıkları yerlerden sokağa çıkıyorlar. Elleri silahlı olarak sivil insanların arasından saldırıya geçiyorlar.



Büyük bir gizlilik içerisinde yürütülen operasyon planı o anda çöküyor. Operasyon yerini çatışmaya bırakıyor. Teröristlerin açtığı ateş sonucunda bir polis memurumuz şehit oluyor. 14 Mart Pazartesi gününü Salı'ya bağlayan geceden söz ediyorum. Bunun üzerine 15 Mart günü gece 03.00'de Bağlar'da sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor. Kanalizasyon mazgallarından, evlerin içinden ateş açan teröristlerle sıcak çatışmalar başlıyor.



Bağlar'da ilan edilen sokağa çıkma yasağı 21 Mart Nevruz günü kaldırıldı. Ancak 1 hafta süren operasyonlarda dişe diş bir çatışma yaşandı. Bağlar'ın bir bölümü tahrip oldu. PKK, Bağlar'da başarılı olamadı ama büyük bir gizlilik içinde hazırlanan operasyon planının sızdığı kuşkusu, devlette rahatsızlık meydana getirdi.



İçişleri Bakanlığı şimdi Bağlar operasyonunun PKK'ya nasıl sızdığını araştırmak için bir ekip oluşturdu.



Kuşkulardan biri, paralel yapıyla ilgili. Canını dişine takarak, kelle koltukta PKK ile mücadele eden Diyarbakır'daki güvenlik güçlerini töhmet altında bırakmamak gerek. Ama operasyonun sızması çok ciddi bir sorun. Bir operasyon sızarsa operasyona giden birliklerimizin tuzağa düşmesi hatta imha olması gibi bir durum söz konusu olabilir.



Erdoğan'ı devirmek için 17-25 Aralık'ta darbe girişiminde bulunan paralel yapı, bunda başarılı olamadı. Ama pes etmiş değiller. Her an yeni bir darbe için her fırsatı kolluyor, bunun için her türlü kirli ittifakın içine giriyorlar. Bir süredir paralelle PKK işbirliği içinde. KCK operasyonu yaparak PKK-HDP çizgisindeki birçok ismi cezaevlerine dolduran paralel yapı, söz konusu Erdoğan düşmanlığı olunca PKK ile işbirliği yapmakta bir an bile tereddüt etmedi. Üst akıl, paralel ile PKK'yı bir araya getirdi. Paralelin temsilcileri HDP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etti. Paralel yapı, 30 Mart yerel seçimlerinde batıda CHP'ye doğuda HDP'ye çalıştı. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde ise HDP için oy topladılar. “Altın nesiller yetiştirmek” için yola çıkan bir hareketin geldiği yer burası. Elinde şehitlerimizin kanı olan PKK terör örgütüyle işbirliği…



İçişleri Bakanlığı'nın başlattığı soruşturma her şeyi ortaya çıkaracak.



Ancak paralel yapının bu konudaki sicili temiz değil.



Yasa dışı dinlemeler denilince paralel yapı akla geliyor.



Şantaj-montaj kasetleri denilince paralel yapı akla geliyor.



Düzmece delilerle operasyonlar yapıp, insanları yıllarca cezaevinde çürütmek derken yine paralel yapı akla geliyor.



Paralel yapının polisleri, hakimleri, savcıları bu tür iddialarla yargılanıyorlar.



Devlete karşı en büyük karşı casusluk faaliyeti olan MİT tırları operasyonu da hakeza paralel yapının işi.



Bayır-Bucak Türkmenlerine giden yardımı deşifre eden bir yapı her şeyi yapar.



Yasadışı dinleme dersen var, şantaj-montaj kasetleri dersen var, sahte delil oluşturma dersen var, casusluk faaliyeti dersen var.



Eğer doğru çıkarsa paralel yapı buna bir de PKK'ya operasyon sızdırma marifetini ekledi demektir.



Gelinen noktada ise PKK ile paralel yapı ele ele, Cemil Bayık'la Fetullah Gülen kol kola demektir.



Kur'an'ı tebliğ için yola çıkmış bir cemaatin Türkiye'yi bölmek için dağa çıkmış bir terör örgütüyle işbirliği yapması, altın nesiller için yola çıkan bir hoca efendinin terörist yetiştirmek için yola çıkan Cemil Bayık ile kol kola girmesi çok hazin bir nokta değil mi?



Bu sıradan bir işbirliği değil.



Bir süredir yeni terör konsepti derken bunu kast ediyorum.



Cemil Bayık, İngiliz Times gazetesine yaptığı açıklamada, PKK saldırılarının hedefini, ”Erdoğan'ı devirmek” olarak ilan etti.



Murat Karayılan ise, Nevruz açıklamasında, “Türk yetkilileri Erdoğan ile bütünleşmemeli” diye çağrı yaptı.



Paraleli, PKK'sı, DEAŞ'ı, üst akıl tarafından bir araya getirildi.



Gezi'de vurdular yıkamadılar.



17-25 Aralık'ta vurdular yıkamadılar.



6-8 Ekim'de vurdular yıkamadılar.



Bu kez üçünü bir araya getirip, çok daha güçlü bir şekilde saldırıyorlar. Bunun adı kolektif bir terör.



Sorun sadece AK Parti sorunu değil.


Sorun sadece Erdoğan sorunu değil.



Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seferberlik çağrısı yapması kadar ciddi bir sorunla karşı karşıyayız.



Sorun Türkiye'nin beka sorunu.



Ne yapacağız?



Yılmayacağız, korkmayacağız, sinmeyeceğiz.



Diz çökmeyecek, boyun eğmeyeceğiz.



Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi, “Bize korkmak yakışmaz. Biz korkuyu korkutanlardan olacağız”



Çünkü Allah'tan başka korkumuz, Türkiye'den başka vatanımız yok.


#Yeni kollektif terör konsepti
#Murat Karayılan
#Cemil Bayık
#pkk
#gezi olayları
8 yıl önce
Yeni kollektif terör konsepti
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler