|
Asker iç güvenlikten çekilmeli

Komutanların emekliye ayrılması nedeniyle Ağustos MGK''ları hep bir "veda" toplantısı şeklinde planlanırdı.

İstifalar nedeniyle bu kez bir seremoniye gerek kalmayacak.

Başbakanlık''taki toplantıda, asker ve sivil kesime, "Çalışın gelin" talimatı verildiği için, MGK''da, yeni güvenlik konsepti görüşülecek.

PKK ile mücadelede çok gel-gitler yaşadık.

İnisiyatif hep askerin elinde oldu.

Ancak dünyada düzenli orduyla terörle mücadelede başarılı olan ülke yok.

İRA''yı, ETA''yı, Kızıl Tugaylar''ı, Aydınlık Yol''u inceleyin, terörü siviller marjinal hale getirebildi.

Yeni konseptte;

-Askerin iç güvenlikten çekilmesi gerekiyor.

-Ve terörle mücadele tamamen sivillerin işi olmalı.

Asker''den, güvenlik bürokrasisinden, bilgi, planlama ve operasyonel anlamda yararlanılmalı.

Ama sivil iradenin sorumluluk aldığı ve geliştirilmeye açık bir model olmalı.

Yıllarca iş askere havale edildi. Asker de bölgede alan hakimiyetine dayalı bir mücadele yürüttü. Genelkurmay Başkanları, "688 noktada varız" demeyi bir hakimiyet unsuru olarak vurguladı.

İlker Başbuğ, Milliyet Gazetesi''ndeki röportajında 90''lı yıllarda benimsenen bu yöntemi hâlâ savunabiliyor.

Kaçakçılık sistemine göre kurulan karakollar, devasa kışlalar ve operasyona çıkan birlikler.

Bununla alan hakimiyetini sağladığımızı düşündük. Ama halı her geçen gün ayağımızın altından daha çok çekildi.

Bölgedeki askeri hareketlilik, yarar değil zarar verdi.

"Fırtına çocuklar" 30 yıldır devam eden çatışma kültürünün sonucunda oluştu.

-Kürt sorunu yıllar içinde dal budak salmış, çok karmaşık bir sorun.

-Kitle tabanı olan ve Kürt sorunundan beslenen bir terör olayıyla karşı karşıyayız.

Olayın birkaç ayağı var.

-Kürt sorunu ve bölge halkı işin sivil yüzünü oluşturuyor.

-Kürt sorununun çözümü için sivil inisiyatifi güçlendirmemiz gerekiyor.

-Bölgedeki KCK-PKK-BDP üçgenindeki örgütlü yapı giderek Kandil kadar önem kazanıyor. Taban üzerinde hiç bu kadar etkili olmamışlardı.

-Liderlik sorunu.

Türkiye şimdiye kadar, "Eldeki bir kuş, daldaki iki kuştan her zaman evladır" mantığı ile PKK''yı Öcalan üzerinden kontrol etmeye çalıştı.

Çünkü kitlelerde karşılığı olan Öcalan…

Kimi zaman etkili de oldu.

Ama bu durum İmralı''daki Öcalan''ı, Şam''daki Öcalan''dan daha güçlü hale getiriyorsa, yeni bir değerlendirmeye ihtiyaç var.

Biz artık terör örgütünün ne yapacağından, Öcalan''ın hangi talimatı vereceğinden ziyade, sivil iradenin yapacaklarına odaklanmalıyız.

Yeni konsept bu olmalı.

-Silahlı mücadelenin beyni Kandil. Ne kadar demokratik açılım yaparsanız yapın, Kandil gücünü koruduğu sürece ilerleme sağlamak mümkün olmuyor. Bir olayla tüm kazanımları dinamitleyebiliyor.

O yüzden terör örgütünün beyniyle ilgili ayrı bir çalışma grubu oluşturup, belki yıllar alacak bir mücadeleye girmemiz gerekiyor. Doğru ya da yanlış ama ABD, Usame Bin Laden için özel ekipler oluşturdu ve bunlar yıllarca çalıştı.

Artık dağdaki teröristlerle birlikte, PKK liderlerini hedef almalıyız.

Öcalan''ı ABD, Sakık''ı Barzani teslim etti. 30 yıldır örgüt liderlerinden birini alamadık. Öyle bir çabamız da olmalı. Artık olmalı. Örgüt liderini ortadan kaldırmak, psikolojik üstünlük sağlar.

Elektronik sistemleri, terörle mücadelede kullanmamız gerekiyor.

Kandil''deki Cemil Bayık''ı ya da Murat Karasu''yu binlerce askerle bir operasyon yaparak alamayız.

Nokta operasyonlarla bunu pekala başarabiliriz.

Kötü bir örnek olacak ama İsrail bunu yapıyor.

Bizim de sahip olduğumuz uydu haberleşme sistemleri var.

Thuroya Uydu Sistemi örneğin.

Anlık istihbarat kapsamında ABD''den temin edilen kodlama sistemi ile bir zamanlar "BBG evi gibi" Kandil''i dinleyebiliyorduk.

Dinleme ile edilecek bilgiler, "Elektronik Kestirme" ile tespit edilecek olan koordinatlar ve Harpy benzeri füze sistemleriyle ortadan kaldırılacak hedefler…

Diyarbakır ya da Batman''daki üsten düğmesine basacağınız nokta atışlı füzelerle Murat Karayılan''ı ortadan kaldırabilirsiniz. Bu mümkün… Ama biz sürüyoruz, Reo''ların içinde askeri. Onlar da hedef oluyor.

1930''larda Türk''ün demir kartalları Ağrı ya da Tendürek Dağları''nı bombalıyordu, 21.Yüzyıl''da da Kandil''i…

O zaman sınırlarımızı düzenli ordu koruyordu, yine aynı.

Terörün yoğun olduğu sınır hattımızı profesyonel askerlerimiz korusun. Ayrıca sensör sistemi dahil, sınırımızı elektronik ağlarla örelim. Böylece 5 aylık askerlerimiz şehit olmasın.

Milyar dolarlık denizaltılar yapacağımıza, elektronik sistemleri sınır güvenliğinde kullanalım. Kandil''e denizaltı ile çıkacak değiliz. Ama elektronik sınır sistemleri ve İnsansız Hava Araçları ile teröristi tespit etmemiz mümkün.

Ve bir tercih yapmalıyız.

Asker, iç güvenlikten çekilmeli.

Jandarma Genelkurmay''dan ayrılıp, Kır Güvenliği birimi olarak düzenlenmeli.

MİT, dış istihbarata yönlendirilmeli.

Jandarma ve Emniyet İstihbarat birleştirilerek iç istihbarat yeniden yapılandırılmalı.

Bu yöntemlerle Kürt sorunun çözüleceği ve terörün bitirileceği beklenmemeli. Çözüm uzun süreli ve doğru politikalarla sağlanabilir.

Bu önlemler, örgütün sivil çözümleri sabote etmesini engeller, ülkede özgüveni artırır.

Türkü-Kürdü birlik içinde tutan, ne MGK kararları ne de aldığımız son teknoloji ürünü silahlar. Kalpten kalbe yol var. O irtibatı da İslam kardeşliği sağlıyor. İçinde İslam kardeşliğinin gereklerinin yer almadığı hiçbir çözüm geçerli olmaz.

Çözümün anahtarı Ankara''da değil. Yozgat''ın, Aydın''ın Türkleri ile Diyarbakır''ın, Şırnak''ın vicdan sahibi Kürtlerinde…

13 yıl önce
Asker iç güvenlikten çekilmeli
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’