|
Diktatörler için bir ada…
Daha iyi bir yaşam için
Asya
'dan,
Afrika
'dan,
Ortadoğu
'dan “
Avrupa
”ya ulaşmak için “
Akdeniz
”de ölmeyi göze alan insanların dramına uzun süredir tanık oluyoruz. Binlerce göçmen çürük teknelerle, botlarla, bozuk can yelekleriyle çıktıkları umut yolculuğunda yitip gitti. En son, Suriyeli “
küçük Aylan
”ın sahile vuran minik cesedinin görüntüleri yürekleri yaktı. Suriye'deki iç savaşın ne kadar yıkıcı olduğunu bu hazin görüntü hafızalarımıza kazıdı. Aileden geriye sadece gözü yaşlı bir baba kaldı. Aylan, kardeşi ve annesi sağ olarak Suriye'den çıkmayı başardı ama ülkelerine ölü olarak döndüler. 250 bin insanın can verdiği bu kirli savaşa dair hiçbir görüntü küçük Aylan kadar etkileyici değildi.

Diktatörlerin, dizginsiz muhterislerin, saltanat düşkünlerinin, vahşi kapitalistlerin, uluslararası silah tekellerinin, çıkar şebekelerinin, yaşatmaya değil öldürmeye odaklanmış canilerin, etnik çılgınların ve mezhepçi fanatiklerin tarumar ettiği hayatların minyatür resmidir küçük Aylan. 21. yüzyılın insanlık vicdanına seslenen bu küçük hatibin verdiği ders umarım bu kirli savaşın son bulması için vesile olur.

Zenginliğini
Afrika
'nın
ve Asya
'nın iliklerine kadar sömürülmesi sayesinde elde eden Avrupa ise yoksul göçmenleri Akdeniz'den geriye püskürtmek telaşında. Oysa Avrupa geçmişte işlediği ve hâlâ işlemeye devam ettiği günahlarla yüzleşmekten kaçamaz. Ülkeleri tarumar edilenler Avrupa kıyılarını zorlamaya devam edeceklerdir. Bu büyük bir göç dalgasının sadece başlangıcıdır. Kendi ülkelerinde insanca yaşamalarına izin verilmeyen halk yığınlarının yeni yaşam alanları bulmak için Doğu'dan Batı'ya, Güney'den Kuzey'e doğru karşı konulamaz bir sel halinde akmalarının önüne geçilemez.

Akdeniz'den Avrupa'ya göç dalgasını önlemenin yolu Batı rejimlerinin diktatörlere ve halk düşmanı rejimlere destek vermemesinden geçiyor. Halklarını bastırmaları için diktatörlere silah satanlar, iç savaşları kışkırtanlar, ülkelerin ekonomik zenginliklerini sömürmek için darbelere göz yumanlar veya destekleyenler kendi evlerinde mutluluk içinde yaşayamazlar. Göçü tetikleyen en büyük faktör, insanların kendi yurtlarında parya haline getirilmiş olmaları. Yoksa bir insan neden yurdunu terketsin!

Mısırlı Kıptî-Hıristiyan işadamı
Necip Saviris
ise Avrupalıları bu ağır vicdani yükten kurtarmak için tuhaf bir öneri ortaya atmış. İtalya ve Yunanistan açıklarında kendisine bir ada ve makul bir fon tahsis edilmesi halinde önce geçici barınaklar kuracak, daha sonra ise konut, okul, üniversite, hastane inşa etmek üzere göçmenleri istihdam edecekmiş. Küresel sermayenin adamı olan Saviris, Mısır'ın en zengin işadamı ve dünyanın dolar milyarderleri arasında ilk 600 arasında yer alıyor. Saviris, “
Arap Baharı
”nın ardından Mısır'da seçimle iş başına gelen
Cumhurbaşkanı Mursi
'nin devrilmesi için canla başla çalışmış biri. Mısır halkının yoksulluğu pahasına askeri rejimin sağladığı imtiyazlarla elde ettiği zenginliğin bir kısmını ve medyasını darbeci General Sisi'nin emrine verdiği herkesçe biliniyor. Yani, insanların ülkelerinden kaçarak kurtulabildiği tipik diktatörlük rejimlerinden birinin yandaşıdır.

Sisi rejimi
”nin Batı'da destek bulmasında da katkısı olan Saviris'in, daha insanca yaşamak uğruna Akdeniz'de ölüm yolculuğuna çıkan mazlumlar için bulduğu çözüm ise onları bir adaya toplamak. Oysa mazlumlar yerine diktatörleri bir adada toplamayı önerseydi hem daha gerçekçi davranmış ve hem de daha ucuz bir yol bulmuş olurdu. Zira diktatörler hükmettiği sürece bu mesele kapanmaz.
#küçük Aylan
#mülteciler
#Necip Saviris
9 yıl önce
Diktatörler için bir ada…
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler