|
Dolandırıcılığın yeni adı: Shrinkflasyon
Bugün sizlere yeni bir ekonomik kavramdan bahsedeceğim: Shrinkflation. Bu kavram ilk defa 2009 yılında İngiliz iktisatçı
Pippa Malmgren
tarafından literatüre kazandırılmıştır.

Anlamını söylediğimde, ‘Bunu biliyorum’ diyeceksiniz.

Kavramla ilgili tarihsel araştırma yapan bilim adamları, örneklerinin 1900’lü yılların başına kadar gittiğini söylemekteler.

**

Shrinkflation kavramı; malların fiyatları
nın değişmeden hacimlerinin, boyutlarının, adetlerinin veya
ağırlığının küçültülmesi
(shrink)
anlamına gelmektedir.
Ürünün boyutunun küçülmesi nedeniyle
birim fiyatının şişmesi, gizli enflasyon
söz konusudur.

Özellikle gıda ve içecek ürünlerinde daha sık kullanıldığını görmekteyiz.

**

İngiltere›de 2012-2017 yılları arasını kapsayan bir rapora göre yaklaşık
2 bin 529 ürünün boyutlarının
küçüldüğü tespit edilmiştir.

ABD’li bir bilim adamı 2003-2014 yılları arasındaki 30 ürünün fiyat ve hacim-miktar gelişimini incelemiş ve 25’inin hacminde ve boyutlarında bir azalmanın yaşandığını ortaya koymuştur.

Ülkemizde benzer bir çalışma henüz söz konusu değil (veya biz ulaşamadık).

Bizde benzer ürün öyküsü olan var mı, sorusunun cevabı açık olarak evettir.

Zaten bilinen çok uluslu markaların deşifre edilen ürünleri bizim ülkemizde de satılmaktadır. Benzer tablonun yerli ürünlerde de olduğu bilinmektedir.

Hani fiyatını sabit tutarak
ekmeğin gramajını düşür
üyoruz ya; tam da shrinkflasyon bu anlama geliyor.

**

En fazla ürün boyutu değişikliği çikolata, şekerleme grubu, meyve suları, reçel, şurup, ekmek, et ürünleri, konserve, çay ve kahve poşetleri, patates cipsi, hayvan mamaları, tuvalet kâğıdı, diş macunu, bebek bezi, bulaşık deterjanı v.s. de görülmektedir.

2014 yılında Coca Cola 2 litrelik şişelerinin boyutunu 1,75 litreye indirmiştir.

2010 yılında Tetley poşet çayı kutusu 100 adet yerine 88 adet konularak satılmaya başlandı.

Food Navigator
Ferrero
firması, İngiltere ve Belçika’da sattığı
Nutella
çikolata
ların gramajlarını
50-75 gram düşürdüğünü açıklamış. Şirket sözcüsü savunma olarak, “Maliyetlerimiz arttı, fiyatları artıramadık, kârlılığımızı korumak için kavanozun boyutunu küçülttük” açıklamasını yapmıştır.

**

Shrinflasyon için 2 önemli neden gösterilmektedir. Birincisi üretim maliyetlerinin artması, diğeri
piyasaların rekabetçi
olmasıdır.

Üreticiler artan maliyetleri (enerji, işgücü, hammadde v.s.) doğrudan fiyatlara yansıtarak kâr marjlarını koruyabilir. Rekabetçi piyasalarda fiyatı artan malı tüketenler ikame mallara yöneleceklerinden bu yöntem müşteri kaybı kaygısı nedeniyle tercih edilmemektedir.

Üreticiler, artan maliyetler karşısında kârlılıklarını korumak için
ikinci yol
olarak ürün kalitesinden taviz vererek maliyet tasarrufuna da gidebilir.
Üçüncü yöntem ise
shrinkflasyon
dediğimiz fiyatlarda değişme yapmadan malın hacminde-ağırlığında ya da boyutunda küçültmeye gidilmesidir.
Aslında bir
pazarlama stratejisi
olarak firmaların shrinkflasyona başvurdukları görülmektedir.

Konuyla ilgili yapılan çalışmalarda tüketicilerin malın boyutu-ağırlığı-hacminden 5 kat daha fazla, fiyatına odaklandığı tespit edilmiştir.

Yani tüketicilerin önemli bir kısmı alacakları malın ağırlığını ya da adedini dikkate almaz. Bunu gören firmalar içerikten-boyuttan eksilterek kârlılıklarını korumaya çalışırlar.

Bu yöntem başka bir deyişle
tüketicileri çaktırmadan, uyutarak ya da anesteziyle kandırma yöntemidir.

**

Nadiren dikkatli tüketiciler
gramajların azaldığını görerek bir
güven kaybına, hayal kırıklığına uğramaktalar. Çoğumuz sürekli tükettiğimiz bazı ürünlerin daha az olduğunu hissederiz-yaşarız ama titiz takipçi olmadığımızdan bunu somut bir veriye dayandıramayız.

İngiltere İstatistik Ofisi (ONS) ve ABD Çalışma İstatistikleri Ofisi (BLS) yaptıkları enflasyon hesaplamalarında shrinkflasyonu dikkate almadıklarını açıklamışlar. Bunu takip etmek de son derece zor.

Benzer şeyleri TÜİK için de söyleyebiliriz. Yani TÜİK’in konuyla ilgili kamuoyuna yansıyan herhangi bir beyanı olmadığından shrinkflasyon etkisi fiyatlara yansıtılmıyor demektir.

**

Burada tüketicilere söyleyeceğimiz; ürünlerin gramajlarına
en az fiyatları kadar dikkat etmemiz gerektiğidir.
Bu bilinçle bizleri kandırmaya çalışan ürünlere olan talebi azaltarak tepkimizi koyabiliriz.
Batıda tüketici dernekleri,
sivil toplum örgütleri bu sahtekârlığı yapan,
gramaj ayarlaması ile
insanları kandıran firmaları deşifre etmektedir.

Benzer şekilde tüketici ve diğer ilgili sivil toplum örgütleri sistemli çalışmalarla tüketicilerin yoğun kullandıkları ürünlerin hacminde, adedinde değişiklik yapanları (tüketiciyi kandırmaya çalışanları) kamuoyuna deşifre etmeleri gerekir.

#Tüketici
#ONS
#ABD
#BLS
#Ferrero
#Nutella
#İngiltere
#Pippa Malmgren
3 yıl önce
Dolandırıcılığın yeni adı: Shrinkflasyon
Ali Erbaş’a Nihat Hatipoğlu’na neden saldırıyorlar?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?