Günümüzde zaman zaman düşük yoğunlukta da olsa
Merkez Bankası Politika Kurulu'nun toplantıları en önemli gündem
konusu olmaya devam ediyor. Hem siyasi hem de ekonomik olarak ciddi sonuçlara neden olan toplantı kararlarından dolayı yine gözler Merkez Bankası Politika Kurulu'na çevrildi. Dünkü toplantının önemi yeni Başkan Şahap Kavcıoğlu’nun ilk kez kurula başkanlık etmesiydi.
Genel anlamda piyasanın beklentisi politika faizinin değişmemesiydi. Kurul aldığı kararla
piyasa beklentilerine uygun davrandı ve faizi değiştirmedi.
Yeni başkanının toplantı öncesi enflasyon üzerinde bir faiz farkının, yani pozitif reel faiz politikasının temel politika anahtarı olacağı açıklaması ve enflasyon rakamının yüksek gelmesinin faiz indirimi için henüz erken olduğu görüşünü dolaylı yoldan deklare etmiş oldu.
**
Türkiye’nin kurumları üzerinde siyaset yapılması;
alınacak politik
kararların etkinliğini ve kurumların kredibilitesini azaltmaktadır.
Tabii ki burada kurum yönetimlerinin sık değişmesi de güvenle ilgili zayıflıklara neden olmaktadır.
Bununla beraber,
Merkez Bankası Politika Kurulu kararlarının hükümet politikaları ile uyumlu olması
kaçınılmazdır. Çünkü sonuçta vatandaşa hesap verecek olan hükümettir. Dolayısıyla, Merkez Bankası’nın özerkliğini koruması yanında hükümetle eşgüdüm içerisinde çalışması makro hedeflere ulaşma etkinliği noktasında büyük önem taşımaktadır.
Bilindiği gibi faiz parametresi sadece paranın maliyetini değil, ekonomide paranın değdiği bütün alanları etkilemektedir. Dünyada bir anda en yüksek faiz veren ülkelerden biri konumuna gelmişiz.
Enflasyonu önleyeceğiz, kurları baskı altına alacağız düşüncesiyle artırılan
faizlerin neden olduğu ekonomik tahribat
7’den 70’e herkesin net olarak görebildiği bir zemine taşınmıştır. Yılların söylemleri bir tarafa, bütün dünya düşük faiz politikası uygularken, Türk hükümetinin böyle bir anlayış ve beklenti içerisinde olması son derece doğaldır.
Esas olan
faizin piyasa beklentileri ve enflasyonla uyumlu olmasıdır.
Onun için faizleri indirme ya da artırmada agresif davranılması,
beklentilerin önüne geçilmesi doğru değildir.
**
Bugün gelinen noktada devletin elindeki
para, maliye ve borç yönetimi politikalarının uyum içerisinde olması
zarureti var. Çünkü ciddi düzeylere ulaşan
işsizlik ve enflasyon sorunu
yaşanmaktadır. Zaman zaman dalgalanan büyüme gerçekleşmeleri de (GSYH açığı )var.
Ekonomik istikrarı yakalamada beklentileri yönetmek, hayati önem taşımaktadır. Bu da doğrudan politika yapıcı kurumlara olan güvenle alakalıdır. Muhalefetin bu güveni zedeleyici söylem üzerine politika yapma yanlışı kadar, kamuoyunca iyi anlaşılamayan, yani şeffaf-hesap verebilir anlayışta olmayan hükümet politikaları da kurumsal güveni olumsuz etkilemektedir.
Merkez Bankası PPK karar metninde
“Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı almaya devam edecektir” açıklaması
bu noktada
çok değerlidir.
**
Sonuç olarak
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantılarını rutinden öteye taşımamak,
Kurula, piyasa beklentilerini
şaşırtıcı kararlar alabileceği beklentilerini yüklememek
gerekiyor.
Politika
faizinin enflasyonun üzerinde
bir düzeyde devam ettirileceği açıklamasından, artık
önden yüklemeli faiz politikalarından vazgeçildiği ve faizlerin öngörülebilir olacağı
anlaşılmaktadır.
“Politika faizi sabit tutularak sıkı parasal duruşun korunmasına karar verildi” açıklaması yanında “ilave sıkılaşma ve sıkı duruşun uzun dönem devam edeceği” söyleminin kalkması da
yeni politika patikasının ipuçlarını vermektedir.
Artık
sadece fiyat istikrarı değil, işsizlik, büyüme gibi temel makro hedefler
de kurulun karar verirken dikkate aldığı diğer göstergeler olarak okunabilir. Bu nedenle
para politikasının, maliye ve borç yönetimi politikaları ile uyumlu bir eksene oturtulması
gerekiyor.
**
Hiçbir gelişmiş ülkede hükümet ve özerk kurumlar arasında ekonomik hedefler noktasında bir çatışma söz konusu değildir. Dolayısıyla
Merkez Bankası yönetiminin politika önceliklerinin hükümetin aldığı politikalarla uyumlu olma zorunluluğu vardır.
Ekonomik aktörlere güven verecek Merkez Bankası duruşunun uzun süre değişmeyeceği imajı,
Politika Kurulu kararlarını rutin
konuma indirecek, iç ve dış piyasaların
ulusal para üzerindeki risk primi baskısını kısmen elimine edecektir.
#Merkez Bankası
#Faiz
#Şahap Kavcıoğlu
3 yıl önce
Merkez Bankası faize dokunmadı
Kara dinlilerle milletin savaşı
Saygı ile sevgi
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
