|
Kamu kesiminde alçaklarla mücadele yeni başlıyor

Bu köşeyi takip edenler Paralel Devlet Yapılanması'yla ilgili çok sayıda yazı yazdığımı hatırlarlar. 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinden sonra Sayın Başbakan'ın görevi bırakmak zorunda kalacağına hakkalyakin inananların hevesleri 30 Mart seçimleriyle birlikte kursaklarında kalmıştı. Bu süreçte birkaç istisna dışında Cumhurbaşkanı'nın yalnız kaldığını bilmeyen yoktur.



Ağzı olanların Sayın Cumhurbaşkanı'nın konuyu abarttığını, bu süreçte hukuku bir kenara koyduğunu ve kamuoyu algısı oluşturmaya çalıştığını ifade etmekten kaçınmadığına şahit olmuşlardır. Başarısız darbe girişiminde gelinen süreç, maalesef PDY'nin nasıl bir ahlaksız yapı oluşturduğunu ve gözünü kırpmadan masum insanların üzerine bomba yağdırdığına cümle alem şahit olmuş ve bu yapıya karşı bu zamana kadar tek başına mücadele eden Sayın Cumhurbaşkanı'nın ne kadar haklı bir mücadele yaptığı bir kere daha görülmüştür.



Ancak, kimin ne yaptığı ve ne yapmaya çalışmadığı gün gibi aşikar olmuştur. Keskin nişancıların masum insanları nasıl hedef haline getirdiği, yüce Meclis'i bomba yağmuruna tutacak kadar gözlerinin nasıl karardığı, birçok kamu kurumunun düşman unsur gibi bombalandığı düşünüldüğünde bu yapının insani hiçbir değere sahip olmadığını açıkça ortaya çıkarmıştır. Bu aşamadan sonra hiç kimsenin bu yapıyla yapılacak mücadeleyi sulandırma gibi mazereti kalmamıştır.



Bu yapıya müzahir olan hiçbir kamu görevlisinin bu aşamadan sonra kamuda kalması mümkün değildir ve kalmamalıdır da.



Cemaatin sendika üyeleri hakkında süreç başlatılmalı


Başarısız darbe girişimi PDY'nin nasıl organize olduklarını gözler önüne sermiştir. Maalesef Emniyet Teşkilatı'ndaki tasfiyeler diğer kamu kurumlarında yapılamamıştır. Müvelli olarak görev yapanlardan görevden alınanların mahkeme kararlarıyla il müdürlüklerine tekrar tekrar atandıkları dikkate alındığında etkili bir mücadele yöntemi bulunmadığı görülmektedir.



Aleni olarak PDY'nin sendikası olduğunu gizleme gereği dahi duymayan Cihan Sendikaları Konfederasyonu'nun 2015 yılında 29 bin, 2016 yılında ise 22.104 üyesi bulunmaktadır. Bunun anlamı biz her şeye rağmen PDY'nin örgütü olan sendikaya üye oluruz ve kimse de sesini çıkaramaz. Bu durum aynı zamanda açık bir meydan okumadır. Bir an önce bu konfederasyonun faaliyetleri durdurulmalı ve üyeleri hakkında disiplin süreci başlatılmalıdır.



Daha acısı ise devletin bu yapıya maddi destek vermesidir. Yani toplu sözleşme gereğince 1 Ocak 2016'dan itibaren, 3 ayda bir ödenecek toplu sözleşme ikramiyesi 750*0,093259 = 69,94 TL tutarında her üye için ödeme yapılmaktadır. Yani devlet her üç ayda bir sendikalı personele 69,94 TL ödeme yapmaktadır ve sendika aidatının tamamına yakını devlet tarafından karşılanmaktadır.



Utanmadan bir de darbe girişimini kınanıyorlar


PDY yapılanmalarının darbe girişimini kınama açıklamaları numarasına aldanılmamalıdır. PDY'nin yayın organlarına ve diğer organizayonlarına bakıldığında hiçbir şeyden haberleri yokmuşçasına ve milletin aklıyla dalga geçercesine utanmadan darbe girişimini kınadıkları yönünde açıklamalar görülecektir. Maalesef bu yapının utanma ve haya noktasında ne kadar ahlaksız bir yapı olduğu ve her yapılanı inkar gibi bir özelliği olduğu görülecektir.



Bu sürecin gözlerimizi açması gerekiyor. Bazı kamu kurumlarının bu yapıyla hiçbir şekilde mücadele etmemesi mercek altına alınmalı, numaradan mücadele yapanların ise daha büyük tehlike arzettiği bilinmelidir.



DPB'nin PDY ile mücadelesi mercek altına alınmalıdır


Unutulmamalıdır ki paralel yapıya mensup (müzahir) kamu personeliyle mücadelede Devlet Personel Başkanlığı'nın ne kadar önemli olduğu bilinmelidir. Bu zamana kadar bu kurumun hangi eylem planını hazırladığı ve hükümete yol açıcı hangi desteği verdiği sorgulanmalıdır. Zira bu kurum, bu zamana kadar PDY ile mücadele noktasında fonksiyonunu yerine getirememiştir. En azından bundan sonrası için daha aktif olmalıdır.



HSYK üzerine düşeni yerine getirmiştir


HSYK Genel Kurulu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın gözaltı kararı doğrultusunda 5 HSYK üyesinin üyeliğini düşürdü. HSYK 2. Dairesi ise

. Yine Yargıtay ve Danıştay üyelerine de benzer hamlelerin gelmesi kaçınılmazdır. HSYK'nın yapmış olduğu bu hamleler son derece kritiktir. Zira başarısız darbe girişiminden sonra işin yargısal boyutu başlayacaktır ve bu yapının yargıda icra ettiği fonksiyon açıkça bilinmektedir. Bu yapının yargıdaki militanlarının hukuku katlederek neler yaptığı ve bir militan gibi bildiri dağıtmaya çalıştığı cümlenin malumudur.



HSYK'nın yapmış olduğu bu hamlelerin benzerinin ve daha kapsamlısının diğer kamu kurumlarınca da yapılmasını bekliyoruz. Eğer bu hamle yapılmazsa bu yapının nasıl bir süreç başlatacağını tahmin dahi edemezsiniz. Nitekim gelinen süreç bu ihmaller zincirinin son halkasıdır.



Halk ilk defa kendi geleceğine sahip çıktı


Darbelere alışkın bir millet, ilk defa kendi hakkını kendisi korumuştur. Bundan önceki darbe girişimlerine tepki göstermeyen ve ne yapılırsa rıza gösterileceğini gösteren vatandaş darbecilerin maalesef iştihasını kabartmış, bir de diş kirası ister hale getirmişti.



Ancak, son darbe girişimi bütün ezberleri bozdu ve halk kendi geleceğine sahip çıktı. Vatandaş, gözünü kırpmadan ölüme koşmuş, özgürlüğünden taviz vermeyeceğini ve bundan sonra da kolay kolay darbe yapılamayacağını cümle aleme göstermiştir. Ayrıca, iktidarından muhalefetine kadar her kesimin kenetlenmesi darbecileri şaşkına çevirmiş ve başarısız kılmıştır. Bu arada, basının gösterdiği cesur duruş son derece ciddi fonksiyon icra etmiştir. En büyük takdiri bu asil milletin hak ettiğini düşünüyorum. Bu nedenle bu asil milletin bir ferdi olmanın mutluluğu bizlere yeter diye düşünüyorum. Hayatlarını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı, yaralananlara acil şifalar diliyorum.



Rabbim bu millete bu tür musibetleri bir daha yaşatmasın.


#HSYK
#Paralel Devlet Yapılanması
#Yargıtay
#Danıştay
8 yıl önce
Kamu kesiminde alçaklarla mücadele yeni başlıyor
Bonzai bom, kafam trilyon
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?