|
Muhalefet partileri de öğretmenlikte sözlü sınav olmalı diyor

Bu köşeyi takip edenler, öğretmenliğe alınmada mutlak surette sözlü sınav olması gerektiğini savunduğumu bilirler. Bu bağlamda sözleşmeli öğretmenliğe atanmada getirilen sözlü sınav birçok kesimi tedirgin etti. Sözlü sınavdan tedirgin olan bir kesim ise, komisyonda sorulduğu iddia edilen “Reis kimdir?” sorusunu bahane ederek sözlü sınavın ne kadar kötü olduğundan ve değişik mahzurlarından bahsetmeye başladı. Bugünkü yazımızda sözleşmeli öğretmen alımlarındaki sözlü sınavının gerekli olup olmadığı ile muhalefet partilerinin sözlüye karşı olup olmadığını açıklamaya çalışacağız.



Sayın Başbakan sözlü sınavda son noktayı koydu


Hem sayın Başbakan hem de sayın Bakan sözlü sınava devam edileceğini ve bundan dönülmeyeceğini açıklayarak konuya son noktayı koydular. Sayın Başbakan; “Yapılan imtihanlarda hassasiyetimiz iki noktada toplanıyor. Bir tanesi FETÖ terör örgütü, ikincisi bölücü terör örgütüdür. Onun dışında vatanına milletine sadık, bayrağını yurdunu seven bütün öğretmenlerimiz için kapılar sonuna kadar açıktır” ifadesini kullandı. Demek ki sözlü sınav devam edecek ve sınavlar FETÖ ve terör örgütleri olmak üzere iki noktada odaklanacak. Buna kimsenin itiraz etmeyeceğini düşünüyoruz.



Yine sayın Başbakan'ın; “Görev yapan, terörle bir şekilde iç içe olmuş 14 bin öğretmen olduğu tahmin ediliyor” ifadesi dikkate alındığında konunun vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Öğretmen alımındaki komisyon üyelerinin nasıl bir yükün altına girdiği ve iki örgüt mensubundan ya da sempatizanından bir tanesinin dahi sınavı geçtiği tespit edildiğinde başlarına nelerin geleceği iyi düşünülmelidir.



Muhalefet partileri de öğretmen alımında sözlü sınav istiyor


Herkesin bilmesi gerekir ki, kasap seçiminde dahi sözlü/mülakat uygulanırken öğretmen seçiminde doğrudan yerleştirmeyi savunmak akıllıca bir yol ve yöntem değildir. Bu çerçevede, sözlü sınavın olmazsa olmaz kural olduğunun bilinmesi gerekir. Ancak, üzerinde kafa yorulması gereken asıl konu, sözlü sınavın riskini ortadan kaldıracak yöntemler üzerinde durulması olmalıdır. Bu yöntemlerden bir tanesi kamera yöntemidir. Diğer bir yöntem ise memur sendikalarıyla çalıştay düzenleyip objektif kriterler üretmeleri yönünde gayret göstermelerinin sağlanmasıdır. Kaldı ki taraflar bir araya gelerek zaten var olan riski azaltabilirler.



Daha önce, 652 sayılı KHK'de yapılan değişiklikle

aday öğretmenlikten asil öğretmenliğe geçişte sözlü sınav getirilmişti. Kanunun Meclis'teki görüşmelerinde ciddi tepkiler gelmiş ve ciddi tartışmalar yaşanmıştı. Ancak, gelinen aşamada görünen o ki muhalefet partileri dahil her kesim öğretmen alımında sözlü sınav olmasını istiyor.

En temel çekince ise objektifliğin nasıl sağlanacağıdır. İsteyen Meclis komisyon tutanaklarına bakabilir. Üzerinde kafa yorulması gereken en kritik konunun bunun üzerinde yoğunlaştığı bilinmelidir. Muhalefet partileri sözlü sınavdan ziyade sınavın sübjektifliğine itiraz etmektedirler. Sözleşmeli öğretmen alımındaki yeni düzenlemede ise daha öğretmenliğe girişte sözlü sınav getirilmektedir ki doğrusunun bu yöntem olduğunu düşünüyoruz.



Her veli, çocuğunun en iyi öğretmenden ders almasını talep etmektedir ve bu durum en tabii hakkıdır da. Ancak, şu ana kadar kamunun bulduğu en iyi öğretmen seçim yöntemi ise sadece merkezi olarak yapılan yazılı sınav olup, bunun tek başına yeterli olmayacağı ise her kesimin mutabık olduğu bir gerçektir. Geleceğimizi emanet edeceğimiz nesillerin yetişmesi için en iyi öğretmen seçim yönteminin sadece yazılı bir sınav olduğunu söyleyerek yeni arayışlara gidilmesini engellemek gerçekçi değildir. Önemli olan, en iyi öğretmen alım yöntemi ile objektif kıstasların nasıl oluşturulması gerektiği konusunda sözü olanların rahatça bunu açıklamasıdır.



Sözlü sınav denilince niçin torpil anlaşılıyor?


Malum, sözlü sınav denilince akla hemen kayırmacılık geldiğinden ciddi bir tedirginlik oluşmaktadır. Ancak, kariyer meslek olarak tanımladığımız 657 sayılı Kanun'un 36/A-11'inci maddesinde sayılan uzman yardımcıları, müfettiş yardımcıları, meslek memurları, kaymakamlar vb. tamamında sözlü sınav vardır ve bunun kaldırılmasına yönelik bir çaba da söz konusu değildir. Hal böyle iken geleceğimiz olan çocuklarımızı şekillendiren öğretmenlerin de seçilmesinde hem profesyonel hem de katı kurallar getirilmesi gerekmektedir.



Maalesef öğretmen seçiminde emniyet personeli, hakim savcı veya kaymakam seçimi kadar dikkatli davranılmıyor. Halbuki emniyet mensupları bugünümüzün, öğretmenler ise geleceğimizin güvenliğini sağlıyor. Hele hele taciz olaylarının artması öğretmen seçiminde çok daha dikkatli olunmasını zorunlu kılmaktadır. Sözlünün yanında öfke kontrolü dahil birçok testten geçirilmesi gerekmektedir. Yine komisyonda psikoloğundan, sosyoloğuna kadar birçok uzmanın bulunması gerekmektedir.



Öğretmenler hangi konulardan sözlü sınava tabi oluyor?


Sözleşmeli öğretmen istihdamına ilişkin usul ve esaslar, 3 Ağustos 2016 tarihli ve 29790 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren

Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelik'te

belirlenmiştir. Buna göre, KPSS sonucunda her alan için oluşan puan sıralamasına göre en yüksek puan alandan başlamak üzere, alanlar için belirlenen kontenjan sayısının üç katı aday sözlü sınava çağrılmaktadır ve 60 puan ve üzeri puan alan aday başarılı olmaktadır. Eleştirilebilecek en temel konu üç adayın sözlü sınava çağrılmasıdır. Bu rakam daha aşağı çekilirse hem adaylar referans peşinde koşmazlar hem de başarı ödüllendirilmiş olur.



Ayrıca, sözlü sınav konuları ve ağırlıkları ise şunlardır: - Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü: %25, - İletişim becerileri, özgüveni ve ikna kabiliyeti: %25, - Bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı: %25, - Topluluk önünde temsil yeteneği ve eğitimcilik nitelikleri: %25. Bu kriterler ilahi kurallar olmayıp daha da objektif hale getirilebilir ve getirilmelidir de.



Özel sektör kuruluşları nasıl eleman alıyor? Onlar sözlü yapmıyor mu?


Hiçbir özel sektör kuruluşu sadece yüksek puan aldı diye veya iyi okullardan mezun oldu diye doğrudan personel almaz. Özel sektör, istihdam edeceği personeli birçok yazılı ve sözlü sınavdan ve testten geçirmektedir. Ayrıca özel sektörde dahi dört aylık deneme süresi vardır ve bu sürenin sonunda personelle çalışıp çalışmayacağına karar vermektedirler.



Kaldı ki benzer bir şekilde sadece yazılı sınavla özel okullarda öğretmen istihdamının en iyi yöntem olduğunu iddia eden birisi çıksa bu kişi hakkında ne düşünüleceğini tahmin etmek zor olmasa gerektir. Orası özel sektör diye itirazların yükseldiğini duyuyoruz ancak, ister özel okul, isterse kamu okulu olsun öğretmenlere emanet edilen şey geleceğimiz olan öğrencilerdir.



Sonuç olarak, sözlü sınav olmalı ama sözlü sınavların yapıldığı kamu kurumlarında olduğu gibi sözleşmeli öğretmen alımında da adayların Meclis koridorlarında referans peşinde koşmalarının önüne geçilecek objektif kıstaslar getirilmesi olmazsa olmaz bir kural olmalıdır. Aksi takdirde sözlü sınavlarda yaşananlar, basında gündem oluşturmaya devam eder ve olan referans bulamayan garibanlara olur.


#Öğretmen
#Sözleşmeli öğretmenlik
#Mülakat
8 years ago
Muhalefet partileri de öğretmenlikte sözlü sınav olmalı diyor
Erdoğan emekli olur mu?
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak