Bir numaralı kural;

"En iyisini düşün, en kötüsüne hazırlan." (Robert Ludlum)

İki takım için de 6 puan değerinde bir maç.

Kaybeden ve kazanan için çok şey ifade ediyor.

Fenerbahçe, şampiyonluk iddiasını güçlü tutamadı.

Ateş hattından uzaklaşma derdindeki Elazığ bir puana sevinemedi.

Fenerbahçe"de 11"de oynayan 5 önemli oyuncu sakat ve cezalı.

Kadroda zorunlu rotasyon; sahada şans bulanlar hayalet gibiler.

Egemen ve Alves yok. Kimyası bozulan savunma evlere şenlik.

Bekir ve Kadlec"in birbirlerinden haberleri yok.

Elazığ"ın attığı golde rakibi durdurmak için hamle yapması gereken Kadlec, çaresiz seyirci gibi Onur"u izledi. Mehmet Topal"ın attığı gole yaptığı asist sadece bir puanı getirdi.

Ya kaleci Volkan Demirel. Sezon başından bu yana kötü performansı sürüyor. Kalesine gelen her 3 toptan biri gol oluyor. Dün Elazığ"da olduğu gibi.

Ya kaçan gollere ne demeli?

Lig kısalıyor, her puanın önemi büyük.

Elazığ"da maçın başında Fenerbahçe"de istek ve arzu üst seviyede.

Oyuncular atmaları gerekirken birbirleriyle gol kaçırma yarışında. Atsalar belki de maçı erken koparacaklar.

İlk 10 dakikada kaçan pozisyonlar, kaleci İvesa"nın kurtarışları Fenerbahçe fırtınasını durdurdu.

Emenike, Alper, Mehmet Topuz ve Kuyt kaçırdı, sezonun en formda oyuncusu Mehmet Topal"ın golü Fenerbahçe"nin yarıştaki avantajına bir puan kattı.

Bu kadar şans bulup da atamazsan; böyle bir sonuca da razı olacaksın.

Üst üste 4 deplasman maçında 11 puan bırakan Fenerbahçe"deki düşüş, şampiyonluk sözlerinden sonra acabaya doğru gidiyor.

Söz ve eylemler sahaya yansımayınca 10 puanlık kredi 4"e düştü.

Ligdeki kritik virajda çözüm bulması gereken Ersun Yanal"ı ve Fenerbahçe"yi zor günler bekliyor.

"Şans çalışanın yanında olur" sözüyle ilk yarıdaki son dakika gollerini savunan Ersun Yanal, dış sahadaki kötü sonuçlara da bir an önce çözüm bulmalı. Gidişat hiç de iyi değil.

Ne diyelim; belki Elazığ maçı ders olur. Şampiyonluk Kadıköy"deki maçlarla nasıl gelecek?