|
15 Temmuz'u siyasete alet ettirmeyin

OHAL'in üç ay daha uzatılması için toplanan Genel Kurul'un gündem dışı sözlerle sulandırılma çabası…



Darbe girişimini araştırmak için toplanan komisyonun

darbe

dışında her şeyi konuşması ve hararetli bir kavgaya tutuşması…



KHK'ları inceleyecek komisyonun kurulması için siyasi partiler arasında bir türlü temasın sağlanamaması…



Ve grup toplantılarının bildiğimiz malum havası…



Türkiye Büyük Millet Meclisi dün en yoğun günlerinden birini yaşadı. Günboyu hem grup toplantıları hem genel kurul'un nabzı hem de komisyonların alması muhtemel kararları takip etmek için Meclis koridorlarını deyim yerindeyse karış karış dolaştım.



Günün sonunda da ne var diye çantaya baktığımda kocaman bir hiç olduğunu gördüm.



15 Temmuz darbe girişiminin ardından siyasette oluşan birliktelik ve “

Yeni Kapı

" ruhu birçok kesim için büyük sürpriz oldu.



Genel başkanlar düzeyinde gerçekleşen görüşmelerde verilen

milli

mesajlar, mini anayasa görüşmelerinde ortaya çıkan sonuç alıcı mutabık kararlar FETÖ'cü teröristlerin Türk siyasetine olumlu etkileri arasında yer aldı.



Siyasi partilerin liderlerini bilmem ama o siyasi partilere oy veren toplumun kendisinde bu ruhun devam etmesine yönelik yaygın bir kanaat oluşmuştu.



Bu ruhun sürmesi gerekiyordu.



Çünkü hem içeride hem de dışarıdaki Türkiye düşmanlarına en sağlam tokatlardan birinin bu ruhla atılabileceği inancı hasıl olmuştu.



Başarılabildi mi peki?



Hayır…



Darbe girişimini araştırmak için üçüncü kez toplanan meclis komisyonu HDP ve CHP'li milletvekillerinin provokasyonlarıyla kilitlendi.



Darbe girişiminin nedenlerinin, sonuçlarının, nasıllarının konuşulması gereken toplantıda “

darbe

" kelimesi neredeyse hiç telaffuz edilmedi.



İlk olarak HDP'den Mithat Sancar çıktı sahneye.



15 Temmuz'la hiçbir ilgisi olmayan havada sudan bir sebebi öne sürdü ve AK Parti'li Hüseyin Kocabıyık'ın Demirtaş hakkında sosyal medyada yazdıklarına ilişkin açıklama yapmasını istedi.



Sonrası malum…



Hemen ardından HDP'den cesaret alan CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nu gördük kadrajda.



Sonrasında karşılıklı hakaretler ve tehditler…



-Sezgin Tanrıkulu: Utanmaz, ahlaksız.



-Hüseyin Kocabıyık: Utanmaz sensin, ahlaksız.



-Sezgin Tanrıkulu: Ayaklarını kırarım senin.



-Hüseyin Kocabıyık: Kimin ayaklarını kırıyorsun sen?



Sonuç?



Kocaman bir hiç.



O gece yaşananların en ufak karesinin dahi unutulmaması gerekiyor.



Tankın önüne yatan amcamızı da hafızamıza kazımamız gerekiyor, Türk bayrağını omzuna alıp köprüye çıkan teyzemizi de…



Kurşunların önüne yatan daha henüz onaltı yaşındaki kardeşimizi de anmamız gerekiyor, teröristlerin elinden aldığı tankı kullanarak zafer nidaları savuran abimizi de…



15 Temmuz ruhunu -hangisi olursa olsun- siyasi partilerin propaganda malzemesi yapmasına acilen dur demeliyiz.



Gün geçtikçe o ruhun unutturulması için çok daha büyük adımlar atmaya başlayan politikanın kirli yüzüne en güzel cevabı ancak böyle verebiliriz.




#OHAL
#Darbe girişimi
#Siyaset
#15 Temmuz
8 yıl önce
15 Temmuz'u siyasete alet ettirmeyin
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’