Uydurdukları yalan inanıp köşelerinde bu sözde ayrılığın sonuçlarını bile tartışmaya başladılar. Nerede, nasıl duracaklarının sinyallerini verip, yarın oturacakları koltukların ebatlarını hesaplama hayallerine daldılar.
Davutoğlu'nun “
” cümlesiyle hayallerini suya düşürdüler. Ama bir kere gözlerini karartmışlardı. O kriz çıkmalı, o ayrılık olmalı ve bulundukları pozisyon kaybolmamalıydı.
Kayboldu…
Daha sonra Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın birlikte katıldığı bir programda
detayına gözlerini diktiler. Acaba buradan bir şey çıkarabilir miyiz? hesabına girdiler.
Hesap tutmadı.
Yetinmediler.
mottosuna alışkın olan bu abla ve abiler bir kez daha
dediler, AK Parti'de MKYK'nın teşkilatı atama yetkisini tekrar geri almasını fırsat bildiler. Bildikleri fırsat bindikleri ağacı da rahatsız edince delinin taş attığı kuyunun etrafında toplanıp
şarkısını koro halinde söylemeye başladılar.
Kimisi hatasının farkına vardı kimisi ise yanlışının etrafında doğrusunu arama çabasına daldı.
Sahne hazırdı ve ortam tam bir şenlik havasıydı.
Birisi bir türkü çığırıyor, türküyü bilmeyenler de alkış tutarak kendisini sahneye atma gereği duyuyordu.
Öyle ya figüran, oyuncu ya da bilmem ne…
Orada olmalıydı
Korodan ziyade bir müzikal havasının hakim olduğu sahnede evet bir oyun dönüyordu ama o oyunda yönetmen ortalıkta yoktu.
“Terörle topyekûn başlatılan mücadele kararlılıkla devam edecek” son zamanlarda en sık duyduğumuz bu cümledeki
'un anlamı bugün alınan başarılı sonuçların da anası.
Sadece güvenlik güçlerini esas alan yakın tarihin karanlık sayfalarına gömülmüş bir terörle mücadele anlayışından bahsetmiyoruz. Çünkü terörle mücadeledeki bu değişimin nedeninin terörün uğradığı
olduğunu biliyoruz. Mücadelenin dününü okuyup, bugününe bakıyor, yarınının temellerini atıyoruz.
Tüm bunları yaparken de sadece askeri değil, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kültürel değerleri aynı terazide tartıyoruz.
Şuna şüphe yok:
Hz. Ömer'in hayatındaki adaleti, Hz. Hamza'nın Bedir Savaşı'ndaki heybeti bu mücadelenin en büyük rehberi.
Hal böyle olunca ve;
Dillerinden düşürmedikleri barış kelimesinin yüreklerinde karşılığının
olduğu anlaşılınca…
Açtıkları hendeklere özerklik hayallerini defnetmeye başlayınca…
Serhildan çağrıları
çığlıklarında yok olunca…
Kandil'in isteklerini Ankara'da dillendirip muhatap alınmayınca…
Olması gereken buydu.
Ankara haftaya dokunulmazlıkların kaldırılmasında
başlıyor. Komisyondaki ilk rauntun izleri hala taze. HDP'li vekiller toplantı salonunu bir ringe çevirerek amaçlarına ulaşmıştı. İkinci görüşmelerde de çok farklı bir tablo olacağını sanmıyorum.
Terör ateşiyle pişirdikleri ekmekleri, kaos masasında yiyerek besleniyorlar; Ve adalet masasında yiyecek ekmekleri olmadığını biliyorlar.
- · Gaziantep'teki terör saldırısının ardından şehit olan meslektaşlarının ardından kaldırımda gözyaşı dökengerçek emekçiler.
- · Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bir ilke imza atarak İşçi Bayramı'ndan Çankaya Köşkü'nde işçileri ağırlaması.
- · 1 Mayıs öncesi halkı meydanlara inmeleri konusunda uyaranKılıçdaroğlu'nun ortamlarda görünmemesi.
- · CHP ve HDP'nin de destek verdiği Bakırköy Meydanı'ndaki kutlamalarda açılan “İmam Hatip'ler Kapatılsın” pankartı ve o meydanda kutlamaların askıda kalması.
- · Geçtiğimiz yıllara nazaran sayılarında düşüş olsa da “taksim olmazsa olmaz”diyenlerin trajikomik halleri.
- · Kutlamaları HAK-İŞ'in Sakarya'da, Memur-Sen'in Kahramanmaraş'ta, Türk-İş'in de Çanakkale'de gerçekleştirmesi.