|
Şehirleri yavaşlatalım
Türkiye'de irili ufaklı şehirlerimizin en temel sorunu trafik sıkışıklığı, kirliliği ve buna bağlı olarak
otopark yetersizliği
karşımıza çıkmaktadır.


En küçük ilçelerden metropollere kadar ulaşım-trafik sorunu artan yoğunlukta insanların yaşam kalitesini olumsuz etkilemeye devam ediyor.



Çevre kirliliği, çarpık şehirleşme, doğal ve tarihi dokunun tahrip edilmesi ve nüfus hareketliliği gibi sorunlar da bu olumsuz tabloyu tamamlamaktadır.



Bir anlamda

küreselleşme benzer çirkinliğe sahip standart şehirler ortaya çıkarmış

.



**



Küçük yerleşim yerlerindeki sosyo-ekonomik imkanların sınırlı ve yaşam standardının düşük olması

göç sürecine de ivme

vermektedir.



Merkezi yönetimler, büyük şehirleri yaşanılmaz hale getiren bu göç dalgasını önlemek için

yerel-kırsal kalkınmayı

hedef alan bir takım politika arayışı içine girmektedir.



Son yıllarda yerel kalkınmayı sürdürülebilir hale getiren, yaşam standardını ve kalitesini yükselten (fiziksel özellikleri, gelenekleri, tarihi mimariyi, el sanatları ve yerel değerleri koruyan bir anlayışla) yeni şehir modelinin yaygınlaşmaya başladığını görmekteyiz.



Bu model “

Yavaş Şehir Hareketi

” olarak literatüre girmiş.



**



“Yavaş Şehir” (Cittaslow) İtalyanca Citta (şehir) ve İngilizce slow (yavaş) kelimelerinden birleşmesinden üretilmiştir.



Yavaş Şehir hareketi 1999 yılında İtalya'nın Orhado şehrinde başlamış.



30 ülkede 200 şehir yaşamın kolaylaştırıldığı şehirler unvanını almış ve Cittaslow Şehirler Birliği üyesi olmuşlardır.



**



Yavaş Şehir olabilmek için 7 ana ve 71 alt kritere bakılmaktadır.



Çevre, altyapı, şehirsel yaşam kalitesi, tarım, turizm, esnaf ve sanatkârlara dair politikalar; misafirperverlik, farkındalık ve eğitim için planlar; sosyal uyum ve ortaklıklar gibi temel kriterler esas alınmaktadır.



Yavaş şehir hareketine üye olmak isteyen şehirlerin şehir nüfusu en fazla 50.000 ve kriterlerin de en az yarısını gerçekleştirmiş olması gerekmektedir.



**



Türkiye'de ilk olarak İzmir'in Seferihisar ilçesi (2009) yavaş şehir unvanı almıştır. Sonrasında Akyaka, Yenipazar, Gökçeada, Taraklı, Vize, Perşembe, Yalvaç, Halfeti, Şavşat ve Uzundere ilçeleri yavaş şehir hareketine katılmıştır.



Böylece Türkiye'de yavaş şehir sayısı 11'e çıkmıştır.



**



Yavaş şehir demek; şehrin tarihine, kültürel ve doğal değerlerine, esnafına ve halkına sahip çıkılması ve bunların gelecek nesillerle paylaşılmasıdır.



Yavaş Şehir demek; şehirde yaşayanların, ziyaret edenlerin rahat bir nefes almak için dinlenebilecekleri mekanlar ihdas etmektir.



Hava ve gürültü kirliliğini azaltmak için yürümeyi, bisikleti, faytonları özendirmek ve kullanılması için gerekli altyapıyı sağlamaktır.



**



Yavaş şehir belediye hizmetlerinin internet ortamına taşınmasını ve hemşerilerin bu hizmetlerden yararlanabilmelerini, yani

teknoloji kullanımını

da teşvik etmektedir.



Fast Food restoranları yerine daha sağlıklı yerel besinlerin, organik ürünlerin, yerel yemeklerin özendirilmesidir.



**



Yavaş hareketi, hızlı modern hayatı eleştiren ve modern tüketim kalıplarını dönüştürecek bir kültürel değişimi savunan bir yapılanmadır.



Yavaşlık kavramı, hayatın farklı alanlardaki aktivitelerini daha tatmin edici şekilde ve doğru hızda yaşanılması gerektiğine dikkat çekmektedir.



Yavaş hareketi,

hıza ve küresel piyasalara tepki, bir meydan okumadır

.



Yaşam tarzı farklılıklarının korunduğu, özgün dokusu olan, daha az trafik, daha az gürültü ve daha az kalabalıkları ifade eden bir şehir kavramıdır.



**



Yavaş şehir kapsamına girilmesi, turizm başta olmak üzere şehrin gelişmesine ve refah seviyesine net katkı sağlar.



Bu nedenle çok sayıda ülke bu ağa üye olabilmek için başvurmaktadır. Türkiye'den son dönemde Tillo (Siirt), Göynük (Bolu) İskilip (Çorum) gibi ilçeler bu ağa üye olmak için başvurmuş.



Üyeliğin küresel ağ içinde tanınma ve kendini geliştirmek için bu ağa mensup olarak gelirlerden yararlanma avantajı söz konusu.



**



Yavaş şehir konusunda farkındalık gerekli.



Yöre halkı, STK'lar, kamu ve özel kuruluşlar senkronize olmalı.



Agro turizm yaygınlaştırılabilir, tarihi meslekler (el sanatları gibi) yeni nesillere öğretilebilir ve evler aile işletmelerine dönüştürülebilir.



Aslında doğal gelişim yerine

kamu yönetiminin

(içişleri bakanlığı mesela)

yönlendirmesiyle

aday şehirler seçilerek önlerine

yavaş şehir hedefi

konulabilir.



Böylece göç önlenmiş, halkın hayat standardını yükselten şehir yapıları ortaya çıkmış, turizm gelirleri artmış ve

hızlı sosyo-ekonomik kalkınma sürecine başlanılmış

olabilir.


#Yavaş Şehir Hareketi
#Cittaslow
#Çevre
8 yıl önce
Şehirleri yavaşlatalım
Globalleşme bizi yok edecek
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir