|
Bir zihniyet açılımı olarak CHP pankartları

Başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin10 Kasım günü Meclis oturumundaki sergiledikleri tavırlar her anlamda bir zihniyet çözümlemesi olarak müthiş malzeme sunar cinstendi. Bu “özel gün”le çakışan Meclis gündemine nazire yapar biçimde pankartlı gösterilerinin “kurucu parti” ağırlığına yakışıp yakışmadığı tartışılabilir. Daha çok anarşist, protest partilere özgü bir gösteriydi milletvekillerinin Meclis''teki halleri…. Aslında yaptıkları gösterinin protesto mu, “anma” mı olduğuna karar vermek zor. Zira günlerden 10 Kasım''dı, zaten devletin tüm organları 10 Kasım programına ayarlıydı, memleket eskisi kadar olamasa da hâlâ “resmi yas” tutmaktaydı.

Tüm bunlar yetmiyor gibi ayrıca Atatürk posterleri ve değişik sloganların yazılı olduğu pankartlarla Meclis salonunda adeta “korsan gösteri” yapmasının başka anlamı olmalıydı.

Nitekim MHP''nin sergilediği muhalefet tarzı ise, “açılım paketi” ile doğrudan ilişkili olarak, daha çok Uzakdoğu meclislerinden haber ajanslarına düşen görüntüleri hatırlatacak cinstendi; yumruk sıkarak kürsüye yürümek gibi. CHP''nin postmodern ya da anarşist tavrına karşılık MHP eski MHP görüntüsündeydi.

Meclis salonunda pankart açılıp açılmayacağı meselesi beni ilgilendirmiyor. Önemli olan gösteride kullanılan görsel malzemenin ve sloganların nasıl bir zihinsel yapısının ürünü olduğu hususu daha çok ilgimi çekiyor.

Atatürk''ün kişiliğinden bağımsız olarak CHP''nin Atatürk algısını okumamıza katkı sağlayacak birer gösterge niteliğindeki pankartlar Türk siyasetinin zihin kıvrımlarını deşifre etmemize yarayabilir. Muhalefetin tuhaf bir gösteriye dönüşen pankartlı mesajlarına göz atmadan önce özgür basınımızda yer alan küçük bir haber belki zihniyet çözümlemesine farklı açıdan katkıda bulunabilir. 10 Kasım haberleri arasında hangi kulüplerin “Ata''yı anmadıkları”nı araştıran bir gazete de, kendi internet sitelerinde 10 Kasım''a yer vermeyen futbol kulüplerini tek tek fişlemiş. Kimbilir bir savcı harekete geçer de buradan “irtica eylem planı” uygulanır.

CHP milletvekillerinin tavırlarına baktığınızda “günün mana ve ehemmiyeti”ne uygun yas ve üzüntüden ziyade çocuksu bir şenlik havası hissediliyor. Anıyor olmaktan, yıllardır devletin resmi tavırlarından biri haline gelen ''yaslı görüntü''den eser yok. Çocuksu bir taşkınlık, hatta oyun hali okunuyor vekillerin yüzlerinden…

“Günün mana ve ehemmiyeti”ne uygun yas görüntüsünün yerine “açılım paketi”ne karşı, en azından bu durumda CHP''lilerden beklenen bir kızgınlık, öfke hali de pek görünmüyor.

O halde nasıl okumalı CHP''nin pankartlı açılımını? CHP açılımı biçimsel olarak postmodern bir siyasal gösteri havasında olsa da sanki “postmodern darbe” ruhunu gönderme yapmak ister bir halleri de yok değil. Meclis''te oy çokluğu ile yapamadıklarını, meydanlarda “sivil toplum”a havale edilen gösterilerle gerçekleştiremediklerini daha mistik yöntemlerle mi gerçekleştirmek istiyor, dedirten bir tablo vardı.

Çocuksu bir tutkuyla kameralara karşı özellikle kaldırılan pankartlarda en çok şu ibareler okunuyor. “Atam eserine sahip çıkacagız”, “Büyük milli emanetimiz, Atam izindeyiz”, “Atam seni unutmadık, unutturmayacağız”

Slogan olarak seçilen ibarelerdeki vurgu ile verilmek istenen mesaj “CHP Atatürkçülüğü” hakkında önemli ip uçları sunuyor... Burada buyurgan bir dini içerik hemen göze çarpıyor. CHP''lilerin teker teker dinle kurdukları ilişkinin mahiyeti bu yazının konusu değil.

Biraz da “dinci” olmakla suçladıkları bir partiye karşı çıkış biçimleri en az itham ettikleri siyasi parti kadar dini içerikli… Bir gösterge olarak gerek sloganlar gerekse beden diline yansıyan gösteri/ş tarzları hiç de “laikliğin ruhu”na uygun değil. Son derece metafizik anlam yüklü, hatta dini denilebilecek ama o derecede de yaptırım, korku salan ifadeler… Buradaki ifadelerin gramatik ayrımına (rahmetli Şakir Kocabaş''ın kitabından mülhem bir ifadeyle) girecek olursak mantık hataları hemen kendini ele verir. Mesela, eğer M. Kemal “milli emanet” olarak görüyorlarsa bu durumda emanetin korunması söz konusu olabilir. Bir şeyin izinde olmak için yaşan bir varlık ya da düşünce, ilkelerden söz ediyor olmamız gerekir. Yok izinden gidilmesi gereken bir dünya görüşü, felsefe, düşünce din olarak kabul ediyorlarsa bu sefer M. Kemal''in bedeni değil eserleri, düşüncelerinin öne çıkarılması beklenirdi. Oysa CHP''lilerin tavrında; seküler alanla sınırlı olduğuna vurgu yaptıkları siyasal tavırdan çok “lider kültü”nü çağrıştıran bir psikolojiden söz edilebilir. Kameralara karşı pankartla yapılan gösteri öfke ve yastan çok mistik bir bağlanma haline işaret ediyor.

O kadar tutkulu bir kişi bağlılığı ki, unutmayacağını ilan ederken ne kadar dini ise unutturmayacağını ilan ederken de o kadar buyurgan, mutlaklık ihtarı gizli… Devletin tüm organlarıyla andığı, ülkenin siren sesleriyle nefesini tuttuğu, dinci diye itham edilenlerin bile Kemalizm yarışına girdiği bir ülkede bu türden bağlanmanın ve bağlılık gösterisi neyin göstergesi? (CHP elinden) Türk modernleşmesini bir de bu açıdan okumalı.

14 yıl önce
Bir zihniyet açılımı olarak CHP pankartları
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi