|
Cevdet Paşa"nın Latin vatandaşları

Tarihi referanslarını kaybedenler toplumsal meşruiyetlerini de kaybediyor. Bugün siyasal ve toplumsal açmazlardan kurtulmak için ortaya atılan tekliflerin baştan arızalı olması biraz da referans-meşruiyet ilişkisinin sağlıklı kurulmamasından kaynaklanıyor.

Hafızasızlık, sadece geçmişin unutulması değil ahlaki, kültürel, tarihi çerçevenin, referans noktalarının buharlaşması demektir. Bir gecede medeniyet değiştirme projelerinin bugüne yansıması her anlamda toplumunu krize krize yuvarlaması, çözüm arayışlarının kör düğüşü halinde tezahür etmektedir.

Tarihe takılıp kalmakla tarihsel referansları doğru okumak arasında fark var. Anakronizme düşmeden tarihe dönmek aslında geleceği okumak demektir. Bu anlamda ''tarih, geçmiş bilgisi olmaktan çok gelecek bilgisidir''.

Zafer Bayramı sırasında küçük bir kızın "ülkenin parçalanmasından korktuğunu" söyleyerek en tepedeki komutana ağlaması sembolik olarak üzerinde düşünülmesi gereken bir kırılmayı hatırlatıyor. Bu yaşta bir çocuğu ağlatan algıyı üreten söylem, kültürel ortamı sorgulamak yerine bu fotoğraftan yeni korkular üretmek için medyatikleştirilmesi daha düşündürücü. Her şeyden önce yönetici aklın öz güven bunalımını açık ediyor..

Cevdet Paşa son dönem Osmanlı tarihinin ilmi birikimi, tecrübesi ve icraatlarıyla kuşkusuz en önde gelen devlet adamlarından biridir. Her ne kadar Mecelle gibi çalışmasıyla tanınsa da Osmanlı devlet mekanizmasının değişik basamaklarındaki gerçekleştirdiği uygulamaları kişiliğinin okunması açısından çok önemli. Cevdet Paşa, aynı zamanda Osmanlı devlet zihniyetini de temsil eden müstesna bir isimdir.

Cevdet Paşa''nın hayatından vereceğim iki anekdotu, devletin en zayıf dönemlerinde bile sahip olduğu özgüveni, devlet adamlığı tavrını yansıtması bakımından tam da bugün yeniden okumakta yarar var. Sultan Abdülaziz döneminde, sorunları yerinde tespit etmesi ve kimi düzenlemelerin gerçekleştirmesi için Bosna-Hersek''e gönderilir.

Bosna ile ilgili gözlem ve tespitlerini anlattığı Tezakir''deki satırlar bugün için bile çok çarpıcı ders mahiyetinde.

Mostar''da asayiş sorunlarını görüşmek üzere bölgenin ileri gelenlerini toplantıya çağırır. Toplantıya gelenler arasında bölgedeki asilerin lideri sayılan şahıslar da vardır. Kendi ayağıyla toplantıya gelmelerini fırsat olarak gören yerel yetkililer Paşa''ya “Bölgedeki asilerin elebaşları bunlardan ibarettir, yakalayıp tevkif edersek sorun biter” şeklinde fısıldarlar. Bunun üzerine Paşa şu cevabı verir: Bunlar kendi ayağıyla hükümete gelip dehalet ettiler. Bu makuleleri tevkif etmek kaaide-i hikmet u hükümete uymaz.

Devletin en zayıf döneminde bile var olan bir öz güven işareti olarak tarihe geçecek siyasi ahlak dersidir.

Yine Mostar''da sınır bölgelerinde savaştan dolayı göç edenler arasında bulunan 18 Latin çocuğun okul sorunuyla da ilgilenir. Çocuklar okuma bilmedikleri için Rüşdiye''ye gönderilemeyecektir. Alternatif olarak Müslüman çocukların devam ettiği sibyan mektebi vardır. Bu mekteplerde Kur''an ilimleri ve ilm-i hal bilgileri verildiği için uygun görülmez. Bunun gerekçesini Cevdet Paşa gayet doğallığı içinde şöyle yazar: Hristiyan çocuklarına Kur''an ve ilm-i hal okutmak dahi münasib olmayacağından…" bu çocuklar için ayrı bir okul açıldığını, kısa bir süre sonra Türkçe yazıp okumaya başladıklarını anlatır.

Her iki örnekte de ortaya çıkan tavır siyaset kültürünü ve siyaset ahlakını gösterdiği kadar devletin kendine ve tebaasına karşı bakışını, öz güveni gösterir. Hristiyan çocuklarına İslami okula göndermeyi uygun görmeyecek kadar farklılığa saygılı bir devlet geleneği. Ulusdevlet projesi ile tarihten toptan kopuş anlamına ge/tiri/len ulusçu bakış açısı burada çatışıyor. Ulusdevlet inşa etmek adına tarihten, gelenekten hasılı ait olduğumuz medeniyetin referanslarından kopuşumuz bugünkü tedirginliğin, korkunun nedenidir. Batı''da ulusdevletin inşası geleneksel bir model olmasa da süreç içinde geleneği olan, kendi geleneğini üreten bir modeldir. Bizde ise tam bir kopuş anlamına gelir.

Cevdet Paşa''yı bugünlerde okumakta yarar var.

15 yıl önce
Cevdet Paşa"nın Latin vatandaşları
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak