Haftanın en önemli karşılaşmasını bu denli değerli kılan aslında Trabzonspor taraftarının maça gösterdiği ilgiydi. Öyle ki bırakın yurt içini, yurt dışından da önemli sayılabilecek oranda bordo-mavili taraftar bu maça ilgi gösterdi. Maç öncesinde panayır yerine dönen Trabzon sokaklarında ki heyecan maç saatinde Akyazı'da kendini hissettirirken 35 bin bordo-mavili taraftarın desteğinde Trabzonspor maça moralli ve hızlı başladı.

Aslında iki takımın konumu Avrupa kupalarına gitme adına bu maçın önemini ve ciddiyetini bir nebze olsun arttırdıysa da kalitesine fazla katkı sağlayamadı.

Trabzonspor'un yakaladığı yenilmeme serisinde kazandığında bile sıkıntı yaşadığı savunma göbeğinde Durica'nın sakatlanmasından sonra Uğur ve partneri olan Medjani ile yaşadığı uyum sorunu bu maçta da kendisini gösterdi. Buna karşılık Galatasaray bu konuda daha da sıkıntılıydı. Ahmet Çalık'ı kenarda oturtan Tudor, Semih'in yanına sağ kenardan çakma Cavanda'yı yerleştirince Trabzonspor'un işi daha da kolaylaştı.

Trabzonspor, bu haftaya gelene kadar elde ettiği yenilmezlik alışkanlığı karşısında hala arayış içinde olan Galatasaray'da Selçuk'un orta alanda yalnız kalışı, sahanın en başarılı ismi Okay'ın yanısıra her aldığı topla üçüncü bölgeye takımı taşıyan Onazi ve Yusuf'un becerisi Selçuk İnan ve Tolga Ciğerci'yi çaresiz bıraktı.

Orta alanda yakaladığı üstünlüğü üçüncü bölgede de hissettiren Trabzonspor, rakibinin savunmada ki alan ve adam paylaşımındaki zaafını da iyi değerlendirerek daha da farklı kazanabileceği maçı net bir skorla kazanmayı başardı.

Trabzonspor, rakibin adına, konumuna ve gücüne bakmaksızın kendi oyun anlayışını bu maçta da ortaya koyarken, rakibin beş kişiyle organize olmaya çalıştığı orta alanda Okay, Yusuf, Onazi ve zaman zamanda Olcay'ın katkılarıyla bu alanda ki üstünlüğünü sürdürerek gelecek için ümidini arttırıp, camianın birliği ve dirliği adına önemli bir başarıya imza attı.