Öncelikli olarak yaralarını sarmaya çalışan Gaziantep'e baş sağlığı dileyip, başka acılar yaşamaması adına temennilerimizle yazımıza girelim.

Hiçbir insanın canına eş değer olmayan bu temaşanın böylesine acılar yaşayan ve bir zamanlar “Doğunun Parisi” olarak gösterilen bir ilde yaşanmasını beklemek insanlık adına zul olur. Yine de Antep, bir maç izlemeden öte yaralarını sarma adına, sallansa da yıkılmadığını haykırmak adına Kamil Ocak Stadı'ndaki yerini alırken bordo-mavili taraftarlarla da tek yürek oldu. Tribünlerin her iki takım futbolcularını da tribünlere çağırmasıyla başlayan güzellik maç boyunca devam ederken maçın hakem triosuna fazla iş düşmemesinin nedeni olarak iki takım futbolcularının iyi niyetini yazabiliriz. Yeniden yapılanma adına kısa sürede çok şey beklenen iki takımın mücadelesinden çok yazacağımız yazıya atacağımız başlığı düşünerek saatler öncesinde başlayan kadro analizimiz maç bitiminde oyun formatı olarak bizi hayal kırıklığına uğratmadı.

Bir haftanın teselliği Onazi ile ümitlerini galibiyeate bağlayan camianın aksine haddini bilerek, her şeyden önemlisi takımının gücünü bilerek temkinli olan Ersun Yanal karşısında yeni takımının Elyasa, Abdulkadir, Larsson, Muhammed, İlhan ve Barış gibi tecrübeli isimlere gücünü taktiğe yansıtan İsmail Kartal, belli ki dün önceki geceyi aynı düşüncelerle geçirdi. İki takım da oyun taktiğinin gücü kadar değil, futbolcu gücü kadar başarılı oldu. Bu başarıda kör dövüşünden öte gitmedi.

Castillo'nun kalecinin çeldiği şutu, Abdulkadir'in direkten dönen şutu, Mehmet Ekici'nin serbest vuruşu ve buna benzer pozisyonlar taktiksel birer hamle değil, rakibin hatasından kaynaklanan avuntajlardı. Okan'ın attığı golde bir takımın on futbolcusunun çalım yediğini hesaba katarsak ne kadar takım olduğunu da anlarız.

Savunma bloğunu sabit tutup kenar savunmaları temkinli hücuma çıkartan konuk ekip, orta alanda Mehmet Ekici ve Okay ile direncini yükseltip, Onazi destekli hücum organizasyonunu üçüncü bölgede ciddi bir şekilde hissettirmeye çalıştıysa da Yusuf ve Castillo'nun yetersiz olmasıyla bunda başarılı olamadı.

Kazanmak için sahaya çıkan bir takımın tek forvet yerine önde iki gol ayağıyla oynaması gerektiğinden yola çıkarsak Trabzonspor takımının henüz takım olmadığı gerçeğini kabul etmemiz gerekir. Geçen hafta kazanılan maçtan sonra da belirttiğimiz gibi takım olma adına önemli yol kat etmesi geareken bu takımın çok çalışması gerekiyor. Bunun içinde Milli ara sanırım ilaç gibi gelecek.