Hakemler konusunda değerlendirme yapmasam da Cüneyt Çakır'ı samimi bulmam bu nedenle de hakemliği konusunda iyimser değilim ama Serkan Çınar, Cüneyt Çakır'ı bile arattı. Bir hakem kontrolün kendisinde olduğunu ispat etmek için böylesine saçma sapan kararlar verip oyunu bu kadar keser mi? Verdiği kararlara aynı anda iki yedek kulübesinin de itiraz ettiğini yazarsam ne demek istediğimi daha net anlatmış olurum.
Sistem ve oyun anlamında henüz gelişimini tamamlamamış Trabzonspor, Türkiye'de bu konuda eksiği olmayan ender takımlardan biri olan Konyaspor karşısında haddini bilerek oynadı. Ersun Yanal, ağır saha zeminini de göz önüne alarak güçlü oyuncularından bir oyun kurgusu ve takımı oluşturdu. Çabuk çıkışlarıyla rakibini önde yakalayan Konyaspor'a genelde bunu yapacak fırsat vermeyen ev sahibi ekip konuk ekibi kendi yarı alanında karşılayıp Aytaç ve Okay ile direnç gösterip Zeki ve Mustafa Akbaş ile kenarları kapatınca ilk yarıda amacına ulaştı ve rakibin sayı üretmesine izin vermedi. Bu arada maçın adamı Durica'nın da hakkını teslim etmemiz gerekiyor.
İkinci yarıda savunma güvenliğini elden bırakmayan Trabzonspor, dakikaların ilerlemesine paralel olarak Okay ve Aytaç başta olmak üzere Bero, Suk ve Muhammet ile Konyaspor'u arkaya yaslanmaya mahkum etti. Trabzonspor'un bu baskısı Konyaspor'un oyun sistemini bozarken futbolcuların da enerji kaybının da etkisiyle oyun anlayışını terk etmesine neden oldu.
Trabzonspor'un geride kalan dört haftada takım olma adına ortaya koyduğu anlayışta eksik olan direnç gösterme zaafı bu maçta yoktu. Bu nedenle de yaşanan bu değişkenlikte geçen sezondan bu sezona hiç bir anlayışın taşınmamasının etkisi vardı ve bunun sıkıntıları yaşandı. Saha zemini her iki takımında istediğini sahaya yansıtmasına engel olurken bunun sıkıntısını konuk ekip daha azla yaşadı.
Sonuç olarak Trabzonspor, bana göre sezonun maçını galibiyetle geçirdi. Demek ki Zeki Yavru, Mustafa Akbaş ve Mustafa Yumlu ile de oluyormuş. Maçtan sonra futbolcuların göz yaşları nasıl bir baskının altında olduğunun göstergesiydi. Bu gözyaşlarını dökenler de Trabzonspor'da yaşayan değil Trabzonspor'u yaşayanlardı. Bununla sanırım ne demek istediğimi birileri anlar.
