|
Şimdi açık iletişim zamanı

Nerdeyse aklı başında herkesin kendi kendisine sorduğu bir soru var: Bu kadar gaddarlık, vahşet, akılsızlık, ihanet nasıl oluşabilir?..



Bu sorunun yanıtını

Bertrand Russel

“Aylaklığa Övgü” adlı kitabında mükemmel bir analizle vermiş. FETÖ yapılanmasına birazcık aşina olanlar (olmayanlar, ifadelere göz atabilirler), Russel'ın bu analizinin ne kadar isabetli olduğunu hemen anlayacaklardır. Müsaadenizle o bölümünün bir kısmını alıntılıyorum (parantez içindeki ekler bana aittir):



“Bilinçli eylem bütünüyle bir tek belirli amaç üzerinde toplandığı zaman (burada 40 yıllık bir odaklanma söz konusudur), pek çok insanda bunun kesin sonucu olarak bir dengesizlik ve bu dengesizliğin yanı sıra sinir bozukluğu baş gösterir. İkinci Dünya Savaşı'nda Alman politikasını yöneten adamlar bir takım hatalar işlediler, mesela bunlardan bir tanesi, Amerika'yı müttefikler safına iten denizaltı saldırılarıdır.



Bu konu üzerine ilk defa eğilen herhangi bir kimse, bunun hata olduğunu görebilir, ne var ki, Alman politikasının yöneticileri, kafalarını hep bir noktaya vermelerinin ve hiç tatil yapmamalarının bir sonucu olarak sağlıklı yargıda bulunamadıklarından, bunu göremediler.



İnsan gruplarının, doğal dürtüleri uzun süre baskı altında tutan işlere giriştikleri her yerde aynı durum görülebilir. Japon emperyalistlerinde de, Rus komünistlerinde de, Alman Nazilerinde de hep gergin bir fanatizm vardır ki, bu başarılmayı bekleyen birtakım büyük işlerden ibaret bir zihin dünyası dışında yaşantıları olmamasından ileri gelmektedir.”



Bu sürecin en çarpıcı noktalarından biri de olayın uluslararası boyutudur. Bu konuda pek çok 'işaret' ABD'yi göstermektedir. ABD'nin “Bizim bu darbe girişimiyle hiçbir alakamız yoktur” kabilinden açıklamalar yapması yeterli değildir. Eğer bu ülkede yaşayan insanların bu açıklamalara aklının yatması isteniyorsa, bu istek bazı davranış biçimleriyle desteklenerek ortaya konmalıdır. Yoksa bu milletin içi boş laflara karnı toktur.



Dün A Haber'de özellikle çarpıcı açıklamalar yapan

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak

birkaç kez darbe girişimi için“Bu bir gayri millî projedir” ifadesini kullandı. Ayrıca, gelecek hafta iki bakanın heyetleriyle birlikte,

'stratejik ortağımız ABD'

ye gideceklerini sözlerine ekledi. İşte mesela bu durum, ABD yönetimi için bir fırsattır…



Çünkü iddialar çok kritiktir…



İncirlik'te olup bitenler (Bkz. Dünkü Yeni Şafak), başarısız darbe girişiminin ardından Kerry'nin yaptığı dikkat çeken çelişkili açıklamalar; darbe sırasında Moskova'da bulunan ABD Dışişleri Bakanı'nın darbeden hemen önce yoğun bir telefon trafiği içinde olduğunu bildiren ve bu durumun Kerry'nin haberdar olduğuna işaret edebileceğini ima eden Rus haber ajanslarının ifadeleri, yenir yutulur iddialar değildir.



Bu bölgede sağlam bir yer tutmaya çalışan, bu nedenle de Türkiye ile stratejik işbirliğine ihtiyacı olan ABD'nin bu spazmı çözmesi tüm tarafların lehine olacaktır. Yoksa Türkiye'nin kararlı tutumu hiç de değişeceğe benzemiyor…



Öte yandan Batı basınının büyük bir bölümü hâlâ yaylım ateşini sürdürmektedir… Avrupa'da bazı meslektaşlarımızla yaptığımız telefon görüşmelerimizde söylediklerini duyunca kulaklarımıza inanamadık. Sonra medyadan örnekler görünce kendilerine hak verdik…



“Ağzınızla kuş tutsanız, bizim basın olayı getirip Tayyip Erdoğan eleştirisine bağlayacaktır… En iyisi siz susun!”..



Hemen bir iki örnek verelim:



Independent

'ın yazarının, BBC'de yaptığı konuşmada olayın hemen ertesinde söyleyecek lafı şu olmuştu: “Türkiye'de kurumların içi boşaltılıyor…”



17 Temmuz günü

New York Times

ilk iş olarak,

'Erdoğan hükümeti'

(!) diye tanımladığı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni Nazi dönemi Almanya'sına benzeten FETÖ liderinin röportajına yer verdi.



Alman

Focus

dergisi, 16 Temmuz sabahı saat 09.38'de kerameti kendinden menkul Türkiye uzmanı (!)

Udo Steinbach

'ın görüşlerine yer verdi. Steinbach, bu darbe girişiminin en önemli nedeni olarak “Erdoğan'ın antidemokratik tutumunu ve Kürt hareketine karşı yürüttüğü sert politikalarını” gösterdi ve darbe girişimin arkasında kesinlikle FETÖ'nün ve liderinin bulunamayacağını, bunu çeşitli rütbelerde subayların yapmış olabileceğini ifade etti. Bu uzmana (!) göre Erdoğan bu durumda tutumunu daha da 'serleştirecektir'…



Biz Avrupalı meslektaşlarımızın görüşüne kesinlikle katılmıyoruz tabii ki… Tam tersine açık iletişimden yanayız.



Öte yandan bu durum bizi yıldırmamalı ve Russel'ın yukarıda sözünü ettiği 'aylaklığa' sevk etmemelidir. Biz

Sayın Albayrak

'ın haberini verdiği diplomatik girişimleri sürdürmeli,

Kamu Diplomasi Koordinatörlüğü

'nün organizasyonunda uluslararası medyanın ve dünyanın çeşitli ülkelerindeki kitlelerin birinci elden ve doğru olarak bilgilendirilmelerini sağlamak üzere hızla gerekli stratejik adımların atılmasını sağlamak durumundayız.



İçinden geçmekte olduğumuz dönem

'tahkim'

(konsolidasyon)

sürecidir. Bu süreç gerektiği gibi tamamlanmadan 'Restorasyon' dönemine geçmek zor olur…




#Bertrand Russel
#Independent
#Kamu Diplomasi
#FETÖ
٪d سنوات قبل
Şimdi açık iletişim zamanı
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset