|
Varoufakis kolunu kesti
Aslında benim adamım, masal kahramanım tabii ki Çipras değil
Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis
idi…

Belki de 68 kuşağının romantik, cesur, mağrur; hepsini de en abartılı şekilde yaşadığımız gençlik yıllarımızı hatırlattığından.

Sadece hiçbir kurala uymayan yaşam ve giyim kuşam tarzından değil… Bakan olarak koruma ordusu ve trafik düzenleme ekiplerini yanına almadan motosikletle işe gidip gelmesinden de değil… Sonuç alamayacağını bile bile romantik hedeflerinden biraz olsun taviz vermemesinden olabilir mi? Belki…

Biz de o halimize bakmadan 'dünyayı değiştireceğimize' inanırdık mesela… Ta ki, özü çelişkilere dayalı '
dünyevi
' yaşamda kötüler (ne demekse) olmazsa “tarihin sona ereceğini”; o nedenle de son kertede, hele de '
dünyayı kurtarma
' iddiası ile ortaya döküldüğünüzde, ille de 'kötülerin' kazanacağını, bunu da size ciddi bedellerle ödeteceklerini, yaptığım hiçbir hatanın yanıma kâr kalmaması ve bana fatura edildiği gerçeğini, dünyadaki diğer örnekleri de görerek idrak edene kadar…

Bakın 60'ların şarkılarına size bu söylediklerimi anlatacaklardır… Ya da
Che
'nin hayat hikâyesini okuyun meselâ…

Varoufakis
sadece davranışlarıyla değil, eşsiz bir galibiyet aldıktan sonra istifa etmesiyle değil; şu sözleriyle de Yunan gençlerinin gönüllerindeki 'kahraman' olmayı başardı…“Yunanistan için bir kurtarma programını onaylar mısınız?” sorusu üzerine: “Kolumu kesmeyi tercih ederim.”

Bir diğer aforizması: “Problem şu ki: Euro'ya bir kez girdiniz mi, aynı Eagles şarkısı Hotel California'da olduğu gibi - istediğiniz anda check-out yapabilirsiniz ama- asla ayrılamazsınız.”

Drahmi üzerine: «Bütün para basma makinelerini parçaladık, hiç para basma makinemiz yok.”

Alman hükümeti üzerine: “Bay Schaeuble benim Alman hükümetine güvenimi kaybettiğimi söyledi. Hiç güvenim olmadı ki. Ben Yunan halkına güveniyorum.”

Almanya'ya parmak gösterdiği iddiası üzerine: “Video ile oynanmış. Hayatımda hiç parmak göstermedim.”

Varoufakis'in
bakanlık serüveni beş buçuk ay sürdü. Siyasetten kopacağını hiç sanmıyorum. Yunan halkı bu kahraman evladını unutmayacağı gibi yalnız da bırakmayacaktır.

Çipras'a gelince önünde iki seçenek var:

1. Yüzde 61'e sırtını yaslayacak, genellikle bu durumlarda karşılaşacağımız gibi, “
güç kirlenmesine
” (bazıları buna 'güç zehirlenmesi' de diyor) uğrayacak, kontrolsüz bir şekilde “haddini” aşacak (AB'ye göre) ve yakın bir tarihte 'siliverecekler kendisini'.

2. AB, yani Almanya ile uzlaşacak, yoluna vasat, sıradan bir politikacı olarak devam edecek. O zaman belki AB değil ama günün birinde Yunanistan 'silecek kendisini'.

Yani Çipras'ı her şıkta zor finaller bekliyor. Belki şu sıra baskın bir erken seçim yapıp parçalı bohça şeklindeki iktidarını konsolide edebilirdi. Ona da ne zamanı var ne de AB bu saatten sonra müsaade eder.

Çipras kazandığında bizim sosyal demokratların etekleri zil çalmıştı. Sanki kendileri kazanmış gibi sevinmişlerdi. Biz o zaman da uyarmıştık. Almanya kimseye kuruşunu bırakmaz, had bilmezliği de affetmez. Büyük ve güçlü devlet olmanın her türlü avantajını dibine kadar kullanır. Hiçbir şantajı kolay kolay yemez.

Bizim sosyal demokratlar şimdi de sevinçten uçuyorlar. Sanki 65 yıldan sonra tek başına iktidara geldiler, yüzde 61'i onlar aldı. Biz gene uyarıyoruz. Öyle veya böyle Almanya Çipras'a diz çöktürecek ve 'uzlaşma' adı altında ya da başka bir siyasi terminoloji ile kapitalist sistemin bütün unsurlarını çalıştıracak.

Hani bizimkiler önce şaşırıyor, sonra kızıyor, arkasından da öfkeleniyorlar ya, belki biraz düşünür de bu sefer 'şaşmamayı' başarabilirler…
#Çipras
#yunanistan
#ekonomik kriz
9 yıl önce
Varoufakis kolunu kesti
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler