|
5 Kasım sonrası Kürt sorunu nerede duruyor?

Beklenen Bush-Erdoğan görüşmesi gerçekleşti. Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve diğer yetkililer 5 Kasım tarihini, Bush görüşmesini haftalar öncesinden “belirleyici aşama” olarak ilan etmişlerdi. Türkiye''nin geniş çaplı askeri operasyonunu engelleyebilecek, daha doğrusu Türkiye''nin taleplerini askeri olmayan yollardan sağlayabilecek bir görüşme olarak tanımlandı 5 Kasım buluşması…

Elbette bölgenin “hükümranı” ABD''yle sıcak ve üst düzeyde temas, siyasi, askeri, diplomatik her tür adım ve karar öncesinde kaçınılmaz bir aşamaydı.

Peki görüşmenin sonucu ne?

Belirleyici oldu mu? En azından Irak, PKK, askeri operasyon meseleleriyle ilgili olarak Türk siyasetinin içinde bulunduğu bulanık görüntü biraz olsun netleşti mi?

Ortada kamuoyunda beklendiği kadar net bir sonuç yok…

Ve değerlendirmeler farklı…

Dış basına, özellikle ABD basınına bakarsanız, Bush bu görüşmede, Türkiye''nin büyük çaplı bir operasyon yapmasını engellemeye çalıştı.

Türk basını ise görüşmeyi önemli ölçüde “askeri operasyona yeşil ışık yakma” olarak yorumladı.

Aslında her iki yorum da bir ölçüde haklılık payı taşıyor.

Görüşmenin askeri operasyona yeşil ışık yakma olarak değerlendirilmesi, Türkiye''nin ABD''den tüm istediklerini almaması anlamına da geliyor, sınırlı bir operasyonun ABD tarafından itirazla karşılaşmadığı anlamına da…

Öte yandan bu görüşmeyle birlikte ABD''nin düne kadar çok önemsemediği Irak-Türkiye sınırı meselesini bundan ciddiye alacağı da anlaşılıyor. Zira denebilir ki, ABD tarafı, “sınırlı operasyonların kapsamı”nı iyi tanımlayarak, bu operasyonlara “istihbari ve lojistik destek” sözü vererek, hem işin içine girmeye yönelmiş, hem de Türkiye''nin büyük çaplı bir operasyon yapmasının önünü almıştır.

O zaman sonuç şudur:

1. Hükümet kamuoyu beklentilerini dikkate alarak tersi yönde açıklama yapmış olsa da, istisnai yöne gelişmeler olmadığı takdirde, büyük çaplı bir askeri operasyon ihtimali azalmıştır.

Kanımız odur ki, bu durum sadece ABD''yi değil, (Irak tuzağına düşmek istemeyen) Türk hükümetini ve (askeri açıdan zamanlama sıkıntısı bulunan) Türk Genelkurmay''ını da rahatlatmıştır.

Askeri operasyon, bir tehdit aracı olarak kullanılabilen de bir cihazdır ve muhtemelen Türkiye tarafından son dönemde böyle kullanılmıştır.

2. Gerek bölge merkezli olarak Türk-Amerikan ilişkilerinde, gerekse PKK ile mücadelede yeni bir döneminin başlama eşiğine gelinmiştir.

ABD açısından PKK''nın muhtemel kullanım alanları sınırlanmış, PKK meselesi daha çok Türkiye''nin çizdiği çerçeve içinde ele alınacak bir şekle doğru yola çıkmıştır. ABD''nin altını çizdiği aktif istihbarat desteği, bu çerçevede sürekli, ancak anlık ve nokta operasyonlara imkân verebilir.

Böyle bir işbirliği Türkiye''ye soluk aldırır, zaman kazandırır, askeri ve psikolojik üstünlük alanları getirir ve ABD''yle ilişkileri düzene sokar.

Siyasette bunların hepsi önemsenecek gelişmelerdir.

En azından Türkiye eşiğine geldiği ciddi bir tuzağın içine şimdilik düşmemiştir. Türkiye''nin sınırlı askeri adımlarla, ABD ve diğer bölge unsurlarıyla ortak fayda noktaları üreterek yol alması, içinde bulunduğu savaş ruh halinden çıkması, olması gereken gelişmeydi. Ve öyle oldu…

Bir anlamda Türkiye PKK ile mücadele açısından sınırlı da olsa, en azından kağıt üzerinde olumlu sonuçlar almış, bu arada kendi gücünü test etmiş, bu gücün ne azımsanacak kadar az ne abartılacak kadar çok olduğunu somut bir şekilde görmüştür.

Peki terör sorunu ve Kürt sorunu nerede duruyor?..

Şimdilik olduğu yerde…

Ancak görmek gerekir, bölgede açılma ihtimali yüksek yeni sayfa, cesaretli, gerçekçi ve akıllı bir Türkiye''nin bu konuda ciddi olarak yol almasını sağlayabilir.

Nasıl?

Yarına…

16 yıl önce
5 Kasım sonrası Kürt sorunu nerede duruyor?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi