Öncelikle belirtmek isterim ki Trabzonspor'un sağ bek, orta alan, stopere değil ahlaklı futbolcuya ihtiyacı var. Her iki yarının başlarında önde görünen ev sahibi, ilk yarının başında yapamadığını ikinci yarının başında yaptı. Bunda da Trabzonspor'un dirençsiz bir takım olma özelliğini bir kez daha ortaya koydu. İyi oynamak, hücuma çıkmak değil futbolda esas olan sonuç üretmek.
İki sezon önce Vahid Halilhodzic için kurulan ve Avusturya kampından döndükten sonra değiştirilen Trabzonspor takımı, o sezonun ilk haftasından, dün akşama kadar sadece ligde 72 maç oynadı. Teknik adamı, yönetimi ve her şeyden önemlisi futbolcu kadrosu sürekli değişen bir topluluğun ekip olması için istikrarlı olması ve bu istikrarını oyuna yansıtması gerektiğini Trabzonspor camiası dışında herkes biliyor. Bunun için de doğru yerde doğru adamı oynatacaksın. Mustafa Yumlu bu takımda stoper oynar. Yok oynamaz dersen kenarda oturur. Mustafa Yumlu'yu 80 metrede oynatmaya kalkarsan hem oyuncuyu hem de maçı kaybedersin. Mehmet Ekici'yi alıp, takımı gerideyken gösteri yapma peşinde olan futbolcuyu sahada tutarsan inandırıcılığını zedelersin. Topu üçüncü alana kadar getiren oyuncuyu oyundan alıp, sonuç üretecek vuruşu yapamayanı ısrarla sahada tutmak değildir istikrar.
Bu sezona baktığımızda oyun olarak kopuk, kırılgan ve dirençsiz bir ekip görüntüsünde ki bordo-mavililer top kendisindeyken oynayabilen yetenekli veteranlara sahip!
Başkan ve teknik direktörün sabır istemesinden yola çıkarak kumaş olarak diğer rakiplerinden geri kalmayacak bir görüntüde olan bu ekip; saha dışında arkadaşlık bağlarını güçlendirir, saha içinde direnci arttırılır, kora kor oynama alışkanlığı edinirse sonuç üretmeye de başlar.
Bu takım kibar oyunla değil, kora kor mücadele etmekle kazanır…
Bunun için de Okay, Zeki gibi oyuncular sahada olmalı..
Birileri yönetime ve teknik adama bu takımın dibe vurma süresinin geçen sezon bittiğini hatırlatsın…
Bir takım 72 haftadır hazırlık maçı oynamaz…
Haydar'ın kurtardıkları ve Mustafa Yumlu'ya çalınmayan penaltı mı!
Hadi oradan…
