Futbol; kendi gizemini, belirsizliği, tesadüfleri ve temaşayı içinde barındıran bir oyundur ve bu oyunun sonuca ulaşması için doğruları yapmak zorundasın. Yapacakların anla sınırlı olduğu için de doğru planlama, doğru, kadro ve doğru oyun mantalitesiyle sahaya çıkacaksın. Peki Trabzonspor, yukarıda saydıklarımızı yapabildi mi? Yada oyunun bütününün ne kadarında yaptı?

Konuk Gençlerbirliği, mütevazı kadrosuyla sadece mücadele etti. Trabzonspor’u, Trabzonspor’un yapmak istediği oyun anlayışıyla yıkmaya çalıştı ve bunda da henüz maçın başında başarılı oldu. Orta alanı 6 futbolcu ile daraltan konuk ekip karşısında aynı alana 4 oyuncu sokan Ersun Yanal, aslında Mesut Bakkal’ın da işini kolaylaştırdı.

Trabzonspor sonuca Abdulkadir’in oyuna girmesiyle değil, Abdulkadir’in girmesiyle değişen oyun anlayışıyla kazandı. Yusuf’u önce sağ kenarda başlatıp, sol kenarda da Olcay’ı görevlendiren Ersun Yanal, 46 dakikalık ilk yarıda zaman zaman Yusuf’un Burak’a yakın oynaması dışında bir hamle gerçekleştiremedi. Dar alanda top almak için zaman zaman hücum bölgesini terk eden Sosa ve Yusuf’un boşluğunda daha rahat hareket eden Mesut Bakkal’ın talebeleri, kenarları terk ederek savunmasını da orta blokta kurunca özellikle ilk yarıda oyunu istediği gibi kontrol etti.

İkinci yarıda Abdulkadir girdi. Biraz olsun oyun sağ kenara yıkılınca Gençlerbirliği savunması da o yöne hamle yapma yanlışına düşünce, bordo-mavili takımın gol ayakları da sonuca gidecek pozisyonlar buldu.

Trabzonspor, beraberliği yakaladıktan sonra orta alanda direnci düşen konuk ekip karşısında sağ kenarı daha etkin kullananınca, galibiyeti yakalamakta zorlanmadı.

Sonuç olarak Trabzonspor, kazanması gereken bir maçı kazandı fakat bu kadar etkin ve futbol adına üretken oyuncuyu bünyende barındırıp, sahaya savunma özellikli oyuncuların ağırlığıyla çıkarsan futbol temaşası yerine mücadelesi yüksek bir maça imza atarsın. Trabzonspor sonuç üretecekse, sonuç üretecek ve sonuç üretecek futbolu oynayacak bir kadro seçimi yapmak zorunda. Ersun Yanal’ın dediği gibi olsun, takım olma yolunda ilerlensin ama zaman daralıyor. Yeni milli araya kadar olan periyotta oynanacak üç hayati maç bu takımı bekliyor. Bunun için Ersun Yanal, bir an önce doğruyu bulup, yapmak zorunda...