Genelde yazılarımın sonunda ifade ettiğim bir tespitimi yineleyerek giriş yapayım; adı hakem olan maç yöneten arkadaşlar, Cüneyt Çakır olmaya gayret etmeleri kadar hakem olmaya gayret etseler ücretleri kadar kaliteleri de artar…

Dün gece maçın hemen ilk dakikasından son dakikasına kadar maçın önüne geçen Alper Ulusoy ve arkadaşları sadece sahadaki futbolcuları değil ülkenin birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyacı olduğu bir dönemde tribünleri de gerdi. Sarı kartlarını göstermekte imtina etmeyen Ulusoy, Sakıb'a ikinci sarı karttan kırmızı kart göstermeyi es geçti, yetmedi ceza alanı dışındaki pozisyona yardımcısının da katkısıyla! Penaltı çaldı.

Her ne kadar adı “veda” olsa da bana göre birkaç hafta daha Trabzonspor'a ev sahipliği yapacak olan Avni Aker'de, maçın hemen başında Mustafa Akbaş ile Celustka'nın çarpışması sonucu karşılaşmanın üç dakika durması özellikle Trabzonspor'un maça konsantresini olumsuz etkiledi. İşte bu konsantre bozukluğu hemen akabinde Trabzonsporlu futbolcuların sayısal çoğunluğuna rağmen golü yemesine engel olmadı. Ne adam paylaşımı, ne de alan paylaşımında bir türlü savunma güvenliğini oturtamayan bordo-mavili takım geriye düşmenin dezavantajıyla sakin olması gereken bölümlerde bile telaş yaptı.

Eto'o gibi önemli bir ustadan mahrum Trabzon'a gelen ve bu nedenle oyun güvenliğini savunma hattında kuran ve hücum organizasyonunu tek başına Mbilla üzerinde kuran Antalyaspor haklı olarak sadece savunma yaptı. Mbilla'nın, Trabzonspor savunmasını zorladığı geniş alanda Onazi'yi bırakıp, Okay'ı üçüncü bölgeye süren anlayışın gol gelmeyince, Onazi'yi çıkartıp Muhammet Demir'i oyuna alması ilginçti!

Birinci bölgede olduğu gibi üçüncü bölgede de paylaşımı ve doğru yerde durma alışkanlığını henüz edinememiş Trabzonspor, yakaladığı gol pozisyonlarında, pozisyona hazır olunmaması ve buna bağlı son vuruş eksikliği nedeniyle büyük sıkıntı yaşadı.

Tüm enerjisini ve konsantresini Mbilla ile harcayan Trabzonsporlu futbolcular, ne pas bağlantılarında, ne de futbolun olmazsa olmazı olan pasla adam eksiltmeyi yapamadığı gibi oyunun büyük bir bölümünü futbolda artık ilkel hale gelen halk dilinde "doldur boşalt" tabir edilen anlamsız bir anlayışa bürünerek futbolunu da ilkelleştirdi.

Futbol bir ekip oyunu olduğu için sezon başından itibaren dediğimiz gibi "takım olmadan asla.."

Çünkü; işin zor sadece rakibi değil hakemi de yenmek zorundasın…