|
Dinle ey iblis !

Sen ki, bir akşam vakti, o kirli elini uzattın bu vatan toprağına, o eli kırmak bizim boynumuzun borcudur.



Sen ki, bu milletin üzerine uçaklardan bomba attın, senin beyninde patlayan yumruk olmak, boynumuzun borcudur.



Sen ki, o masum insanların üzerine silah sıktın, genç fidanları devirdin, kan akıttın, o kanda seni boğmak, bu ülkenin, bu milletin boynunun borcudur.



Dinle Ey Hain,


Bu vatanı, bir akşam vakti, üç beş tankla, beş on uçakla işgal edilebileceğini mi sandın?



Bu milleti alçakça, haince, vahşice tarayarak öldürdüğünde, geride kalanların korkacağını mı sandın?



Bu milletin vatanını, toprağını, bayrağını tankla işgale geldiğinde, tankı eliyle durdurmayacağını mı sandın?



O saklandığın pis delikten, o günah yuvasından, fitne yuvasından bir milletin elleriyle tankları nasıl durdurduğunu gördün mü?



O ihanetin, yalancılığın, namussuzluğunun kararttığı, çirkinleştirdiği gözlerinle, bir milletin mermileri nasıl göğsünde durdurduğunu gördün mü?



İşte bu, yüzyıl önce yazılan, “siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın” sözünün hayattaki halidir.



Dinle Ey Katil,


Sen, o köprüde, vurulmuş tertemiz alnından yatan çocuklarımızın katilisin.



Sen, kükremiş sel gibi, bentleri, barikatları aşıp 'vatanım' diye haykıran evlatlarımızın katilisin.



Sen, canı, canını bütün varlığını o sokaklarda fedan eden ama vatanını vermeyen, baba ile oğulun katilisin.



Sen, namusumuzu temsil eden bayrakla, 'işgal ordunu' durdurmaya çalışan gençlerimizin katilisin.



Sen, başörtüsüyle tanklara meydan okurken, paletlerin altında ezilen kızlarımızın katilisin.



Sen, çocuk katilisin.



Sen, millet katilisin.



Sen, vicdanların katilisin.



Sen, masumiyetin katilisin.



Dinle Ey İblis,


Bir kara örümcek gibi kuytu köşelerde ağlarını ördün. Oraya takılan herkesi zehirledin.



Çocuklarımızı çaldın küçük yaşta. Masum beyinlerini felç ettin, kirlettin. İnsanlarımızı kandırdın, büyüledin, efsunladın.



Yıllarca zehrini akıttın, onları kendine kul, köle yaptın. Hepsini kendin gibi bir meczuba, bir caniye, acımasız bir katile döndürdün. Bir akşam vakti katillerinle, vatan topraklarına saldırdın.



'Bomba yağdırın, kurşun yağdırın, tankla ezin, yok edin' dedin. Ruhlarını ve akıllarını İblise satanlar da yaptı bunu. Tarihin en büyük eylemini yapmak istedin, en büyük alçağı olarak kayda geçtin.



Dinle Ey Meczup,


O çirkin yüzünün arkasında, korkunç enaniyetinin gözükmüyor sanıyorsun. O egonun sana yaptırmayacağı hiçbir şeyin olmadığını da herkes biliyor.



'Evliya' oldun, 'Mehdi' oldun, Peygamberimizle konuştun, sonunda (haşa) Allah ile konuştun.



Bu ruh hastalığını, timsah gözyaşlarınla, ateşlerde yanacak dilinle okuduğun ayetlerle örtmeye çalıştın.



Enaniyetin aklını gasp etti, seni bir deliye çevirdi. Kendini bir puta döndürdün, kendine taptın, sonra sana tapılmasını büyük bir zevkle izledin. Etrafında büyülediğin o ahmaklardan hiç kimse bunu görmedi.



Bir meczup olarak yaşadın, bir meczup olarak bu vatana saldırma emrini verdin.



'Zalim bir meczup' olarak tarihe geçtin.



Dinle Ey Düşman,


Sen, Erdoğan düşmanı değilsin sadece, sen bu millete düşmansın.



Sen, AK Parti düşmanı değilsin sadece, sen bu ülkeye düşmansın.



Sen, Filistin'e, başörtüsüne, dindarlara, namaz kılan herkese düşmansın.



Sen, aslında bu dine düşmansın.



İçindeki kötülük, içindeki canavar, kendinden başka herkese düşmandır.



Sen, masum olan, kirlenmeyen, adil olan, düzgün olan her şeye düşmansın.



Dinle Ey Zalim


Ölüm senin için kurtuluş. ,



Ölmemeni, Kara Dul gibi yıllarca, hastalıklı bir ruhla ördüğün ağlarının çöktüğünü görmen için dua ediyorum.



Ölmemeni, sapık düşüncelerinle, bir akrep gibi yıllarca zehirlediğin, katile dönmüş yavrularının teker teker yok olduğunu görmeni ümit ediyorum.



Ölmemeni, hayranlıkla sana tapınan o ahmakların, bir vebalı gibi sen kaçtığını, seni terk ettiğini, sana ihanet ettiğini görmeni ve bunun acısını o çirkin yüzünü daha da buruşturmasını diliyorum.



Ölmemeni, kendini 'Tanrı' zannederek yönettiğini düşündüğün o imparatorluğunun nasıl çatırdayarak çöktüğünü, mirasının o çok güvendiğin adamların tarafından nasıl talan edildiğini ve yok olduğunu görmeni istiyorum.



O zaman sen ölmüş olursun.



Bunları görmeden ölmemelisin ki, enaniyetin sana dünyanın en büyük acıları yaşatsın.



Yıkılmaz, yenilmez, baş edilmez sandığın imparatorluğunun yok olması, kendi ölümünden bile daha çok acı verecektir sana.



Dinle Ey İblis,


Yüzlerce yıl konuşulacaksın.



Hakkında yüzlerce kitap, binlerce belgesel, film hazırlanacak. Okullarda ders olarak okutulacaksın.



İslam dünyasının her yanında konuşulacaksın, anlatılacaksın.



Hasan Sabbah senin yanında küçük kalacak, hep bunu istemiştin.



Ama bil ki, sen öldüğünde dünyanın her yanında, Müslümanlar çok sevinecek. Türkiye'de öldürdüğün masumların aileleri o günü bayram ilan edecek.



Büyülenmiş ve zehirlenmiş müritlerin, yasını bile tutmayacak.



Kitapların her satırında, filmlerin her karesinde, konuşmaların her kelimesinde sen, bir hain, bir meczup, bir sapkın, bir deli, bir katil, bir egoist ve eli kanlı bir suç lideri olarak anlatacaksın.



Herkes, seni ve senin doğurduğun çocuklarını lanetle anacak.


Bugünden oku, sen öldüğünde böyle anılacaksın Ey İblis.



Hiçbir zaman inanmadığın ahirette, bu millet yakana yapışacak.



Döktüğün kanların, ihanetin ve bu dine verdiğin zararın hesabı o zaman senden sorulacak. Ve o zaman seni koruyan Amerika olmayacak.


#Ey İblis
#İslam dünyası
#AK Parti
8 yıl önce
Dinle ey iblis !
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak