|
Esenlik duygusunu hayata dahil etmek

Zafer Bayramı’nı kutladık; yarın da kısmetse mübarek Kurban Bayramı’nı idrak edeceğiz… Tatil günleri, üç gruba, üçü de coşkulu üç farklı yaklaşıma meyletmiş tanıdıklardan gelen mesajları incelemekle geçiyor. Elektronik ortamın getirdiği kültürel erozyon konforu gereği neredeyse hepsi, kopyala-yapıştır türünden fotoğraflı veya videolu anlatım üzerine kurgulanmış mesajların ilk grubu sadece 30 Ağustos’u ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sahipleniyordu; ikinci grup 30 Ağustos’u hafif pas geçip Kurban Bayramı’na odaklanmıştı. Üçüncü grup ise her ikisini de eşit coşkuyla kutluyordu.


Ben bu üçüncü gruptan yana kullandım gönül oyumu…

Tam da, zaman zaman dünya görüşümüzü belirlemesi mukadder olan iki ekseni tartışmanın zamanı: Biri
kültür / değer
ekseni. Diğeri
beğenme / sevme
ekseni…

Çocukluğumdan bu yana duyduğum o eskimek bilmeyen serzeniş ifadesi, hızını azaltmadan sürüp gidiyor: “Nerede o eski bayramlar”… Bir eskiye özlem… Yabancı deyişle bir nostalji…

Evet çocukluğumuzdan bu yana pek çok şey değişti. Doğru. Eskiden bayramları ‘kullanıp’ tatile koşuşturmaz, yollarda şimdi olduğu gibi sayısız trafik kazasına kurban gitmezdik... O kadar kişinin arabası yoktu, bu bir. Bulunduğumuz yerlerin denizini berbat etmemiştik henüz, bu da iki…

SMS, WhatsApp, e-posta vs. yoktu o zamanlar. Güzel yazı dersi aldığımız için, inci gibi el yazımızla özene bezene bayram tebriği yazardık; sevdiklerimize, büyüklerimize… Doğru…

Pek çok şey değişti? Peki değişen şey ne ile ilgiliydi?
Kültürle
, yani pratik uygulama ile mi ilgiliydi; yoksa ortak ruhi şekillenmemizin özünü oluşturan ve köklerini inanç sisteminden ve örf, âdet, ezcümle geleneklerden alan
değerlerle
mi?..

Tabii ki kültürle… Değişen kültürümüzdü. Değerlerimiz sapa sağlam yerinde duruyordu. Hepimiz için mi geçerli bu tespit? Hayır. Ancak kahir çoğunluğumuz, %90’dan fazlamız için geçerli…

Bayram’ın kültür kısmında tabii ki bir değişim var. Olacak da. Bilginin, hatta ‘Pazar’ın değişim serüveni ile kültürün değişim serüveni arasında senkron bir ilişki vardır. Ancak bunu abartıp şeamet tellallığı yapmanın da âlemi yoktur. Çünkü değerler kolay kolay değişmez… Değerlerin yıkılıp değişmesi öyle birkaç yüzyılda gerçekleşecek bir süreç değildir. Bunu anlamak için son bin yıla bakmak bile yeterli olabilir…

İkinci eksene gelince. En sık karıştırdığımız, bu nedenle de dünya görüşümüzü, ilişkilerimizi bir türlü sağlam bir zemine oturtamadığımız eksendeki iki kavramı karıştırıp dururuz…

Önce şu varsayımı tespit edelim: İki kavram varsa nicelikleri katarsanız sonsuz, katmazsanız en az dört seçenek vardır. Hemen bu eksene uygulayalım. Demek ki, hayatımızda, 1. Beğendiğimiz ve sevdiğimiz; 2. Beğendiğimiz ama sevmediğimiz; 3. Beğenmediğimiz ve sevmediğimiz; 4. Beğenmediğimiz ama sevdiğimiz insanlar, kurumlar, olaylar (fenomenler, görüngüler) olabilir.

Burada beğeni yerine
‘takdir’
i de koyabiliriz.

Hayata bakışımızda temel sorunlardan biri, ille de ikisinin bir arada tecelli etmesini beklenti haline getirmemizden kaynaklanır.

Anlama / Katılma
ekseninde olduğu gibi. Aynı ‘minimum dörtlü’ bu eksen için de geçerlidir. Karşınızdakini anladığınızı ifade etmeniz, ona ille de katılıyorsunuz demek değildir. Birbirimizi anlayabilir ve birbirimize katılmayabiliriz. Birbirimizi beğenmeden birbirimizi sevebileceğimiz gibi… Ya da tersi birbirimizi sevmeden birbirimizi beğenebileceğimiz gibi…

Beğenmediğim, hiçbir dünya görüşüne katılmadığım halde gönülden sevdiğim, yıllarca yatılı okul sistemi içinde aynı değerlerle kavrulduğumuz ne kadar çok arkadaşım vardır.

İşte iç huzuru bulmanın yolu… İç huzur, hem kendinizde hem de karşınızdakinde; dünyaya, hepsi kendi içinde sonsuz kombinasyonlar içerebilen (eksenleri x ve y aksına oturtup bir bakın) o üç eksenin,
kültür/değerler, beğenme/sevme, anlama/katılma
’nın arasında kurulacak denge ile sağlanabiliyor…

Esenlik duygusunu hayatımıza dahil etmek için yollar bulmanın tam fırsatıdır.

Zafer ve Kurban Bayramı’nızı en içten dileklerimle kutluyorum.

#Zafer bayramı
#30 Ağustos
7 yıl önce
Esenlik duygusunu hayata dahil etmek
ENişte - KAyınço işbirliği ile ENKA gibi bir dev doğdu
Kara dinlilerle milletin savaşı
Fenerbahçe de var
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek