|
Gündem dışı bir yazı

Türkiye'nin her gün bir yenisi patlayan, birkaç gün sonra tamamen unutulacak, fakat TV yorumcuları ile gazeteci arkadaşlarımızın son derece 'derinlikli' tartışmalara giriştiği ve hızlı ahkâm kesmeyi bir dil sporu haline getiren günlük gündemi, maşallah şu sıra yine pek bir hareketli…



Cumhurbaşkanı

bir

Lozan

dedi. Yıkıldı ortalık… Cumhurbaşkanı Erdoğan Ege kıyılarından denize doğru bakan ya da o adalarda iki tur atan her Türk'ün içinden geçeni dillendirdi. Uzun ve derin entelektüel tarihi analizlere girişmedi ki. Ama hayır polemik için fırsat var sanıp yüklenmeye başladı önüne gelen…



Gündem bu… Tüm Türkiye halkını yakından ilgilendiren doğal gazın %10 oranında indirilmesi medyamızın ve yorumcularımızın umurunda değil… Almanya'da rakam bir puan oynasa, yer gök inler…



Doğan grubunun üst düzey yöneticisinin istifası da, Grubun sahibi

Aydın Doğan

'ın cevabî açıklaması büyük gündem maddesi.



Rüzgâr Çetin'in vefatına neden olmakla suçlandığı polisin ailesinin şikâyetçi olmaktan vazgeçmeleri birinci haber…



Bir de tabii Güneydoğu'dan operasyon ve şehit haberleri…



Üniversitelerde yapılan bir deneyden söz edilir.



TV'lerden bir ana haber programını kaydedip bir hafta sonra aile büyüklerine, örneğin bir yandan yemek yerken bir yandan haberleri izledikleri bir ortamda, videodan o görüntülerin devreye girmesi sağlanır.



Sonuç çok çarpıcıdır. Bu deneyi yapan öğrencilerden hiçbirisinin ailesi durumu fark etmez…



Oysa Türkiye'yi Türkiye'de yaşayan herkesin geleceğini hayli yakından ilgilendiren ABD Başkan seçimleri, bir iki gün konuşulup ev ortamının gündeminden düşüveriyor. Oysa adayların iki laflarından biri Ortadoğu ile ilgili…



Sabaha karşı TV'nin karşısına geçmedim tabii ki. Ancak bir sonraki gün internetten

Hillary Clinton – Donald Trump

tartışmasının -düello da denebilir- tamamını izledim. Her ne kadar PYD / YPG'den

Ortadoğu'daki stratejik ortakları

olarak söz etse de Hillary bizimkilere çok sempatik gelmiş; hemen o gecenin galibi ilan edilmişti…



Bu gibi durumlara hep şüpheyle bakma alışkanlığım geliştiği için Yardımcı Analist arkadaşımız

Işıl Yılmaz

hanımdan rica ettim… O da kısa bir tur attı internette. TV kanallarının ABD'de internet ortamında elde ettiklerini söyledikleri anket sonuçları şöyleymiş: (Bknz. Aşağıdaki tablo)



Arkadaşımızın eklediği bilgi notu şöyle:



“Uzmanlar Clinton'ın tartışmadan başarılı çıkan kişi olduğuna inanıyorlar. Buna rağmen anket sonuçlarının Trump'ın lehine gözükmesi konusunda üç neden ileri sürüyorlar: 1. Trump'ın destekçilerinin internette baskın olmaları bilindiği üzere bu oylamalar tartışmanın hemen sonrasında internet üzerinden yapıldı. (Troller falan devreye girmiş olabilir.) ; 2. Tartışmayı izleyenlerin sayısının resmi oy kullanacak kişi sayısı ile doğru orantıda olmaması; 3. Henüz kesin sonuçlara varmak için daha çok erken olduğu gerçeği…”



Biraz züğürt tesellisi gibi duruyor… Ama yabana atmamak gerek…



Trump'ın gümbür gümbür geldiğine inanan gazetecilerin tespiti ise şöyle: 1. Trump halkın, sokaktaki insanın dilini konuşuyor; Clinton çok zarif ancak onun o 'presidential' (Başkansı) duruşu orta sınıf oylarını düşürüyor. 2. Trump vergileri %35 indireceğini söylüyor. Geniş yoksul kesimleri inandırabilir. 3. Dünyada genel milliyetçi akımdan ABD'nin nasibini alması mukadderdir…



Bu arada bir de Hitler hikâyesi çıktı ortaya:



29 Eylül 2016 tarihli

Huffington Post

'da yazmışlar.

ISHI Press International

yayınevi

Adolf Hitler

'in çeşitli konuşmalarını derledikleri

'My New Order' (Yeni Düzenim)

adlı kitabının arka kapağında 2015 yılında Donald Trump hakkında çıkan bir haber görseli yer alıyormuş. Görselde Trump'ın sağ elini kaldırmış halde çekilen fotoğrafının altına

'The New Furor'

(Yeni Çılgın) başlığı atılmış.



Donald Trump ile Hitler karşılaştırması ile Trump'ın İslam karşıtı yaptığı açıklamalar arasında bir paralellik olduğuna dikkat çekiliyor.



Vanity Fair

dergisinde yer alan bir makaleye göre Trump'ın eski karısı

Ivana

'nın da avukatına Donald Trump'ın yatağının başucunda Hitler'in konuşmalarını içeren kitabı bulundurduğu ve düzenli olarak okuduğunu söylemesi bu iddiaları daha da kuvvetlendirmiş.



Trump'ın çeşitli gösteriler sırasında destekçilerine sağ ellerini kaldırıp kendilerine bağlılık yemini etmelerini söylemesi de işin cabası... Trump bütün bu iddialara ve karşılaştırmalara cevap olarak önce Aralık 2015'te Hitler ile kıyaslanmanın kendisini rahatsız etmediğini; çünkü savunduğu değerlerin eski başkan

Franklin Roosevelt

'in değerlerinden çok farklı olmadığını düşündüğünü söylemiş.



Mart 2016'da destekçilerine, kendisine sadakat yemini ettirmesi konusu açıldığında ise Hitler ile kıyaslanmasını saçma bulduğunu ve yaptığının sadece gösteri olduğunu belirtmiş.



Her ne kadar iki adayın aralarında pek büyük fark olmasa da; ABD'yi ABŞ (Bkz. 20 Eylül tarihli yazımız) yönetse de, dünyayı, bölgemizi, İslam âlemini nelerin beklediğine ilişkin

'gündem dışına'

kaçsa da küçük bir not düşelim dedik…



#Lozan
#Aydın Doğan
#Press International
#Vanity Fair
7 years ago
default-profile-img
Gündem dışı bir yazı
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum
Suçlu kim?
Vergi artışı yerine yapılacaklar
Gazze’deki soykırıma ‘istisnaî’ kılıflar..