|
İnanca, güvene, bilgiye dayalı iletişim zaferi
Hani hep tekrarlanan laflardandır… Çağımız iletişim çağı, denir geçilir. Alçakça ve sinsice planlanmış
15 Temmuz Kalkışması
, pek çok konuda ön yargıları yıkıp bambaşka pencereler açtı. Bir kere büyük bir feraset ve cesaretle tüm olayı avcunun içine alıp yönetmiş olan
Sayın Cumhurbaşkanı
'nın toplum nezdindeki sahiplenilme oranının tavan yapmasını sağladı.


Millî iradeyi küçümseyenlerin, iktidara gelmek için ona yaslanmak dışında seçenekler arayanların, onu küçümseyenlerin, onun önünde ceketlerini ilikleyip saygı duruşunda bulunmasını sağladı son olaylar. Bürokratik oligarşinin iflas bayrağını çekmesi gündeme geldi, devletin en önemli güçlerin Silahlı Kuvvetler'in, Yargı'nın ve Polis'in içinde toksik unsurların hızla temizlenmesi için gereken zemin hazırlandı…



Darbe girişimi sırasında ve sonrasında çok önemli bir olaya daha tanıklık etme fırsatı bulduk: Bu kez de iletişimi küçümseyenlerin; sosyal medya, mobil iletişim kanalları, analog medya, yani yazılı ve görsel medya konusunda kafalarında soru işaretleri olanların hepsi, daha doğrusu kötü niyet taşımayanların hepsi, bu soru işaretlerinden kurtuldular…



Bir şey daha öğrendik iletişim adına. O da kilit mesajla mesajı veren kişi arasındaki bağ idi. Sayın Erdoğan dışında hangi lider kalkıp “Sokağa çıkın, meydanları, havaalanlarını boş bırakmayın!” diye

FaceTime

üzerinden TV'lere bağlanıp halka seslenseydi, acaba kaç kişi sokakları, meydanları doldurur, hayatı pahasına göğsünü tanklara toplara, tüfeklere siper ederdi.



Mesajı veren kaynakla, mesajı alacak kitle arasındaki iletişim sürecinde, 'kaynağa duyulan' güvenin önemli bir rol oynadığını bilir, derslerde anlatırdık; ancak hiçbir örnekte bu kadar canlı ve heyecanlı bir pratikle karşılaşmamıştık…



Bu öyle bir güven ve inançtı ki, insanların birkaç gün sonra yorulup evlerinde kalacaklarını düşünenleri de yanılttı.



Sayın Cumhurbaşkanı'nın sergilediği iletişim performansı içinde ekranları bir gün bile boş bırakmaması, hele de canlı yayınlarla çeşitli illerdeki meydanlara bağlanıp eşzamanlı olarak tüm millete seslenmesi,

'sürdürülebilir iletişim'

adına olağanüstü bir uygulamaydı.



Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü

'nün de ön ayak olduğunu düşündüğümüz, uluslararası TV kanallarına verilen röportajlarda Sayın Erdoğan'ın sergilediği samimî ancak bir o kadar da kararlı tutum ve beden dili, iletişim ile ilişki arasındaki bağlantı konusunda da hayli önemli ipuçları verdi…



OHAL

'in neden hangi amaçla çıkarıldığı da iş dünyasına ve halka çok iyi anlatıldı. Belki bir tek

Millî Eğitim

gibi çok sayıda insanın görevden uzaklaştırıldığı kurumlarda üretimin ve hizmetin aksamadan nasıl yönetileceğinin iletişimi tam olarak yapılamadı. Örneğin Millî Eğitim, günler sonra 20 bin yeni öğretmenin göreve getirileceğini açıkladı.



Silahlı Kuvvetler

'in çeşitli kritik kademelerinden binlerce subayın gözaltına alınması ve tutuklanması sonrasında Türkiye'nin güvenlik meseleleri konusunda insanların mutlaka bilgilendirilmesi teskin edilmesi gerekiyordu. Tabii ki, Silahlı Kuvvetler'in o sıcak günlerde medya ile ilişkilerini mükemmel yöneten

Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı,

medyayı birinci elden kesintisiz bir anlayışla bilgilendiriyordu. Ancak bizim görevimiz mükemmeli aramak. Güvenlik meselesinin eksiksiz biçimde nasıl yönetildiği de daha iyi anlatılsaydı halka…



Bu satırları yazdığımız sırada başta Türkiye İhracatçılar Meclisi olmak üzere, çeşitli bakanlıklar ve Türkiye'nin çeşitli kurum ve kuruluşları, ülke markasının yurt dışındaki algılanmasının iyileştirilmesi ve 15 Temmuz'un sonrasıyla birlikte, gerçeklere dayanarak anlatılması amacıyla iletişim adına kolları sıvamış durumdalar.



Türkiye bu kahredici süreçte, bu hain darbe kalkışması sonucunda iletişimin önemini, 'Söz konusu vatan olunca gerisinin teferruat' olduğu ilkesini içselleştirdi.



Bu darbenin karşısında dikilenleri Türkiye'ye ve dünyaya ileten ve darbe karşıtlığını öyle durum sakinleşene kadar beklemeden ânında o dikilenlerin yanında yer alan medya, rüştünü ispat etmiş, inanılmaz bir itibar derecesine ulaşmıştır…



Bundan sonrasında başarının anahtarı, özellikle restorasyon sürecinde iletişimin aynı mükemmellikte yönetilmesinde gizlidir...


#Ali Saydam
#Darbe direnişi
#15 Temmuz
8 years ago
İnanca, güvene, bilgiye dayalı iletişim zaferi
Çocuk Adam: Mehmet Ali Birand
Kara dinlilerle milletin savaşı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar