|
Neredesiniz?…

Haber dün bütün medyada vardı. Yine de hatırlayalım. “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yenilenebilir enerji kaynakları (YEKA) stratejisinin bir milyar dolarlık ikinci projesi için, dünyanın en büyük dördü Alman 8 rüzgâr türbini üreticisi teklif verdi. Bin megavatlık kapasite kurulmasını sağlayacak olan ihale, ağustos ayı içinde tamamlanacak. İhaleye teklif veren firmaların küresel rüzgâr pazarının yüzde 90’ını temsil etmesi, projenin uluslararası alanda gördüğü ilginin sonucu olarak değerlendiriliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ‘Türkiye’yi yenilenebilir enerji teknolojilerinin üretim üssü haline getireceğiz’ dedi.”


Şimdi içlerinden bazılarının kendilerine
aktivist
dedikleri,
doğa savunucuları
ve
çevre
muhafızları’
ndan nasıl değerlendirmeler gelmesini beklersiniz? Olaya en çok onların sahip çıkmaları ve bu projeleri hayata geçirenleri kutlamaları gerekirken en azından şimdilik sessiz kalacaklarını biliyoruz. Sonrası için kusur arama safhasında olduklarını da düşünebiliriz.

Yenilenebilir enerji teknolojilerine neden sahip çıkmalılar?

Şundan: Bu yatırımla hayata geçecek projelerle karbon dioksit emisyonları (salınımları) yılda en az 1,5 milyon ton azaltılacağı için. (Hani şu küresel ısınma ve iklim değişikliğine neden olan CO
2’
den söz ediliyor…)

Ayrıca bu müzmin muhalif arkadaşların yerli üretimden yana olanlarını da es geçmeyelim. Buyurun; üretimin %65’i yerli olacakmış. Türkiye’nin enerji bağımlılığını azaltacak proje sayesinde yılda 3 milyar kW/saat elektrik enerjisi üretilecekmiş. Yerli üretimden yana olanların aynı zamanda milli bağımsızlıktan da yana olduklarını varsayarak soralım: Neredelersiniz?

Bu yatırımla 300-450 tribün üretilirken, 3750 kişilik ilave istihdam sağlanacakmış. Ayrıca tesislerde çalıştırılacak mühendislerin %80’inin yerli olması şartı getiriliyormuş. Peki sizce nerededir Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği?..

Çıkıp son derece olumlu bir açıklama yapmalarını bekliyor insan değil mi?

Geçiniz…

Akla gelebilecek en uzak ihtimallerden yola çıkarak olur olmaz her konuyu iktidar karşıtlığı pozisyonuyla teorize etme konusundaki maharetleri sayesinde ne bileyim, örneğin ihalenin durdurulması için Danıştay’da dava açmaya kadar meseleyi burunlarının doğrultusundaki bir hedefe doğru taşımaya kalkışabilirler pekala… Bu nedenle ‘gölge etmesinler, başka ihsana gerek yok’ diyesi geliyor insanın. (Bir ay kadar önce topluca istifa eden Mimarlar Odası Bursa Şubesi yönetiminin merkeze yönelik ithamlarına meraklısı internetten ulaşabilir. Açıklama metninin memleket meselesiyle falan alâkası yoktu. Genel Başkanın kişisel husumetinden, egosundan söz eden bir açıklamaydı aklımızda kaldığı kadarıyla… Meslek örgütlerindeki hatırı sayılır makamlarda söz sahibi olanların egolarıyla memleket meseleleri arasındaki direkt bağı göz ardı etmeyelim.)

Yenilenebilir enerji yatırımlarına dünyanın önemli şirketlerince gösterilen bu ilgi konusunda sektörle temas halinde olan STK’lardan hiç ses gelmediği zaman, aynı örgütlerin eleştirdikleri konularda verdikleri sesin samimiyeti de tartışılır hale geliveriyor.

Konuyla ilgilenen akademisyenler ve bilim insanları!

Dışarıdan Know-How transferine karşı olup da sürekli Araştırma-Geliştirmenin (Ar-Ge) önemine vurgu yapan ve Türkiye’nin bu alanda geri kaldığını söyleyenler… Bu yatırımla birlikte her yıl 5 milyon dolar Ar-Ge yatırımının yapılması ve bunun 10 yıl süreyle tekrarlanması şartı getiriliyor… Dünkü toplantıda sayın Bakanın anlattıklarını da dikkate alarak bu yatırımların hakkını teslim edin değil mi? Örnek gösterin… Keşke diğer ihaleler de bu anlayışla yapılsa, falan deyin…

Hayır ‘tık’ yok… Benzer bir samimiyetsizlik suçlaması onların da kapılarını çalmaktadır…

Arkadaşlar belki unutmuş olabilirler (Ben bir çırpıda altısını birden sayan CHP’liye az rastladım). O nedenle hatırlatalım. 1931’e kadar
CHP
’nin amblemi Dört Ok imiş:
Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik
ve
Laiklik
… O yıl iki tane daha eklenmiş:
Devletçilik
ve
İnkılapçılık
. Böylece altıya tamamlanmış. Bugün CHP hâlâ o altı oka sahip çıkıyor… Sadece o altı okun simgelediği kavramlarla baksalar bile, millî bağımsızlık düşüncesine yaslanmış olan
Millî Enerji Politikası
ile ilgili genel anlamda; özel anlamda da bu ve benzeri yatırımlarla ile ilgili son derece olumlu görüşler vaz etmeleri gerekmez mi?..

Siyasî iletişim kuramı bize diyor ki, karşınızdaki siyasî grubun memleket hayrına olumlu politikalarına eğer sahip çıkmazsanız, karşı çıktığınız ve eleştirdiğiniz olumsuzluklar giderek ağırlıklarını kaybeder…

Bir de şu; Türkiye’nin kredi puanını düşüren ya da durağanda tutanlar, ‘Türkiye’ye yatırım yapmayın’ çağrısı yapanlar ve onların Türkiye içindeki yancıları var…

Onlara da, bu ihaleye katılan, kendi alanlarında dünyanın en büyüklerinden, dördü Alman 8 yabancı firma ve onların Türkiye’deki ortakları ciddî bir şok olmuştur herhalde…

Bir durup düşünebilseler keşke...

#Türkiye
#Siyaset
#CHP
7 yıl önce
Neredesiniz?…
Tiyatroya karşı çadır tiyatrosu
TCMB, FED ve ECB
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…