Talisca'nın Lizbon'daki son dakika golü, Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'ne çıtayı yükselterek başlamasına yol açtı. Grubun birinci torbadaki takımı Benfica'dan deplasmanda puan almak sonraki maçlara da bakış açısını değiştirdi. Siyah-beyazlıların, Dinamo Kiev maçının başındaki iştahı hedefin yükselmesinin bir sonucu gibiydi. Şenol Güneş ve öğrencileri rakibin fişini erkenden bitirmeyi hedefleyen bir görüntü verdi. İlk 20 dakikada rakibin üstünde ciddi bir baskı oluşturan siyah-beyazlılar, golü ise duraksadığı dakikalarda yine bir duran toptan buldu. Baskı zamanlamasını iyi yapan ve bunu ilk devrenin tamamına yayan Beşiktaş, rakibini kaleye hiç yaklaştırmadı. Dinamo Kiev ilk devre boyunca hiçbir tehdit oluşturamadı.

İkinci devrede rakip daha derli toplu görüntü verdi, Beşiktaş kalesine daha kalabalık gelmeye başladı. Bu seviyede ne kadar iyi futbol oynasanız, ne kadar baskı kursanız da maçı koparmanız ya da kalenizi sağlama almanız gerekiyor. Beşiktaş dün iyi oynadığı maçta ikisini de beceremedi ve kalesinde golü gördü. O dakikaya kadar oynanan futbolun karşılığı asla o skor değildi. Dinamo Kiev'in golünden sonra maçın görüntüsü tamamen değişti. Ukrayna ekibi sahada istediğini yapan taraf oldu. Tempo düştü, Ukrayna ekibi zaman öldürmeyi iyi bildi.

Tolgay Arslan ilk devre muhteşem bir oyun kuruculuk gösterdi ama ikinci devrede maç eksikliğiyle beraber temposu düştü. Gereğinden fazla soğukkanlılığı da takımın başına iş açıyordu. Şenol Hoca, Gökhan İnler hamlesi daha erken yaparak, orta sahayı diri tutabilirdi.

Beşiktaş, dün galip gelse Dinamo Kiev'i devre dışı bırakıp ikincilik yarışında Benfica'yla başbaşa kalabilirdi. Çok önemli bir fırsat kaçtı. İlk altmış dakikadaki oyuna yazık oldu açıkçası. Beşiktaş'ın çok daha iyi bir takım olduğu açık şekilde görülse de tecrübenin önemi bir kez daha ortaya çıktı.