Olimpiakos asla Beşiktaş'ın sıkletinde bir takım değil. Bu durum Atina'daki maçın ikinci devresinde ve bu maçın ilk 30 dakikasında çok net bir şekilde görüldü. Atina'daki ilk 45 dakika Beşiktaş'ın taktiksel stratejisinin, dünkü maçın son 60 dakikası ise siyah-beyazlı futbolcuların akılcı davranamamasının sonucuydu.
Beşiktaş maça konsantre başladı ve bunun doğal sonucu olarak 10. dakikada 1-0'ı, 22. dakikada ise 2-0'ı buldu. Tur artık elimizde derken Olimpiakos kaleye ilk geldiği pozisyonda golü buldu. Beşiktaş için yenen gol sonrası kısa bir şok normal karşılanabilrdi ama bu şok haddinden fazla sürdü. Dinamo Kiev deplasmanından sonra takımına bir kez daha ihanet eden Aboubakar maçın seyrini tümüyle değiştirdi. Bu sezon eksik kaldığı Dinamo Kiev ve Fenerbahçe maçlarında olduğu gibi Olimpiakos karşısında da çaresiz kaldı. Skoru koruması gereken ve 10 kişi kalan bir takımdan hücum anlamında çok şey beklenemezdi ama siyah-beyazlıların en azından ayağına aldığı topun değerini bilmeliydi. 10 kişiyken Olimpiakos yerine gerçek hücum gücü olan bir takım olsaydı çok daha zorlu dakikalar ve istnmeyen bir sonuç ortaya çıkabilirdi. Quaresma ve Talisca gibi isimler çaresiz kalınan dakikalarda daha sorumlu davranmalıydı. Neyse ki sahneye Babel çıktı, tek ve son atak denemesinde 3-1'i getirdi. Cenk Tosun ise son sözü söyledi.
Beşiktaş takım olarak gereksiz telaşına, Aboubakar'ın ihanetine rağmen turu atladı. Skor sıkıntılı geçen dakikaların yansıması değildi. Ancak siyah beyazlıların bu sezon başına çokça iş açan bu saha içi şımarıklıklarına acilen çözüm bulması şart.
