Senol Güneş, iki forvetli bir düzeni deneyerek kanat hücumlarını beklere emanet etti. İki gezici forvet Aboubakar ve Cenk de bu sisteme belli ölçüde katkı yaptı. Kanatlarda ise Caner Erkin sol çizgide çok etkiliydi. Hücuma destek vermekten de öte hücumun başrol oyuncularından biri oldu. Şenol Hoca'nın Quaresma hamlesi, Portekizli sol çizgide olduğu anlarda Caner'in önünün tıkanmasına sebep oldu. Sağ çizgideki Beck için ise benzer iyi şeyleri söylemek mümkün değildi. Alman oyuncu neredeyse sıfır katkıyla oynadı. Hücumda Talisca'nın etkisizliği, Oğuzhan'ın üretkenliğini arattı.

Devre arasında forvet sayısını bir azaltan Şenol Hoca, Kayserispor'dan herhangi bir tehdit görmeyince daha fazla hücumcuya dönüş yaptı. Kayserispor, puan aldığı Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarındaki direnci gösteremedi. Yedikleri gole reaksiyon göstermekte dahi geç kaldılar. Aboubakar ve Cenk'in beraber 11'de oynadığı maçta, takımını öne geçiren Ömer Şişmanoğlu dün özelinde 'sürpriz golcü' tanımının tam karşılığıydı.

Beşiktaş Rize'den sonra bir deplasmandan daha potansiyelinin altında oynamasına rağmen istediğini alarak döndü. Şöyle de bir gerçek var ki Şampiyonlar Ligi maçı öncesi alınan galibiyet oynanan futboldan çok daha önemliydi.

Hakem Hüseyin Göçek'in performansı değinilmeden geçilmeyecek kadar kötüydü. Hüseyin Hoca tolere edilemeyecek hatalar yaptı ve maçın kontrolünü bir ara kaybetti. Onu kurtaran futbolcuların iyi niyeti oldu.