|
Batılılaşma çöküyor

İngiltere'de yüzde 52'nin Avrupa Birliği'nden çıkmaya evet demesini, Avrupa Birliği'nin çatırdaması ya da çökmesi olarak okumak acelecilik olacaktır. Ne İngiltere'nin AB'den çıkması kesin, ne de AB kısa vadede dağılır.



Brexit'te çıkan sonuç Türkiye başta olmak üzere İslam coğrafyasında sevinç ve heyecanla karşılandı. Bize düşmanca tavırlar sergileyen, bizi yıllardır kapısında bekleten, verdiği sözleri tutmayan, Müslümanlara kendi topraklarında alerjisi olan ama elini Müslüman topraklarından çekmeyen, Filistin'e, Mısır'a, Suriye'ye gözünü kapatmış, mültecilere de kapılarını kapatmış bir yapı uzun süredir umurumuzda değildi; şimdi çökmesi, çatırdaması da bizi hiç kaygılandırmaz.



Avrupa Birliği kendi kendisini imha etme gayretleri içinde olsa bile, Batı, bütün heybet ve fecaatiyle, kibir abidesi medeniyeti ve sömürü iştihasıyla orada öylece duruyor. Batı'nın kendi kendine yıkılmasını, yok olmasını bekleyenler herhalde daha yüzyıllarca beklerler.



Batı şimdilik dimdik ayakta, lakin Batılılaşma için aynısını söylemek zor.



Avrupa Birliği'nin var eden ortak değerler nelerdi? İnsanlık onuruna, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, özgürlüklere, azınlık haklarına, insan haklarına saygı. Aynı zamanda çoğulculuk, eşitlik, hoşgörü, dayanışma, adalet vs.



ABD ve Avrupa, önce Birinci Dünya Savaşı'nda, ardından İkinci Dünya Savaşı'nda tarihin en büyük barbarlıklarını sergilediler. Milyonlarca insan öldü, şehirler, ülkeler yıkıldı. Soykırım yapıldı, kitle imha silahlarıyla, atom bombalarıyla insanlar kadar insanlık da katledildi. 1945 sonrası, kulağa hoş gelen insani kavramlar üzerine bir birlik inşa etme hayali, aynı zamanda geçmişin pisliğini, kirini, pasını da örtecekti.



Ne var ki olmadı. Avrupa Birliği şimdilik ayakta olsa da, Birliği oluşturan değerlerin çoğu kayboldu, ya da kaybolma tehdidi altında.



Avrupa, Filistin'de yaşanan soykırım, işgal ve zulme bir şekilde sessiz kalabiliyor, durumu idare edebiliyordu. Ama arkasından Mısır'da seçim faciası geldi, sonra Suriye'de insanlık trajedisi başladı.



Avrupa değerleri, Mısır'da zatürre olmuştu, Suriye'de ölümcül vereme tutuldu.



Bu saatten sonra, hangi Avrupalının ve Avrupa kurumunun çıkıp da dünyaya ve Türkiye'ye insan hakları dersi verme, insani değerlerden bahsetme hakkı var?



PKK cinayetlerini desteklemek, PKK ve HDP'ye arka çıkmak için akıl dışı tavırlar sergileyen soyu tükenmeye yüz tutmuş solcu şovmenleri zaten artık kimse takmıyor.



Velhasıl, içimizdeki Batıcılar zor günler geçiriyorlar. Örnek gösterdikleri, özendikleri, değerlerini her değerin üzerinde gördükleri Batı, ırkçılık, nefret, ayrımcılık, İslamofobi hastalıklarıyla kıvranıyor. Ayrıca bir kaç küçük çaplı terör saldırısı da Avrupa'nın güvenlik-özgürlük dengesini sarsmış durumda. Yani Batıcıların ve Batılılaşmanın paradigması çökmüş durumda.



Bazıları abartılı bulacaktır ama, Avrupa kendi ürettiği değerleri bugün acıkınca yerken, Türkiye, geriden geliyor, ama çok sağlam bir zemin üzerinde geliyor.



Suriye krizi ve göç dalgası, Avrupa'nın, Batı'nın karşılaştığı en ciddi sınavlardan biriydi, sınıfta kaldılar.



Terör saldırıları aynı şekilde ciddi sınavdı, sınıfta kaldılar.



Parayla şişirilmiş, parayla güvenliği sağlanmış bir medeniyet, kapısında çaresiz sığınmacılar, içinde teröristlerle karşılaşınca tüm değerlerini namlunun ucuna koydu.



Ama Türkiye, her gün yaşadığı teröre rağmen ayakta.



Sadece DAİŞ terör örgütü değil, Avrupa ve ABD tarafından tam desteklenen PKK, FETÖ, DHKPC ve diğerlerine rağmen, Türkiye hem terörle mücadele ediyor, hem demokrasisini geliştiriyor. Güvenlik-özgürlük dengesi artık Avrupa'da bile olmadığı kadar sağlam temellere kavuşuyor.



4 milyona yaklaşan Suriyeli mülteciye sahip çıkarak Türkiye Batı'ya insanlık dersi, insani değerler, insanlık onuru dersi veriyor.



İngiltere başta olmak üzere bir çok güçlü ülke “yumuşak güç” kabul edilen etkinliklerini kısarken, Türkiye Somali'de destan yazıyor, Afrika'nın derinliklerine kadar ulaşıyor; TİKA, Anadolu Ajansı, Yurtdışı Türkler Başkanlığı, TRT, Kızılay, AFAD, Türk Hava Yolları, Diyanet İşleri Başkanlığı ve daha nice kurumuyla Türkiye şefkatiyle dünyayı kuşatıyor.



Son yıllarda artan Türkiye nefretinin, Erdoğan'a yönelik operasyonların arkasında işte tam da bu yükseliş var. Batı düşerken Türkiye her alanda yükseliyor, hem de sağlam yükseliyor ve bu da Batı'yı tam anlamıyla kudurtuyor.



1945 sonrası kan üzerine zar zor kurulan Avrupa Birliği çatırdarken, ortaya güçlü bir Türkiye modeli çıkıyor.



Hani Başkanlık Sistemi diyoruz ya... Öyle kendi kendine çıkmış bir tartışma değil bu sistem tartışması.



Batı'nın Türkiye'ye biçtiği kaftan dar geliyor; taklit, ithal ikame politika ve kurumlar, Türkiye'nin vizyonuyla örtüşmüyor. Batı ve Batılılaşma artık Türkiye'nin ayağına ağırlık yapıyor.



Adını ne koyarsak koyalım, ama bize özgü, kendi üreteceğimiz, çerçevesini kendimizin çizdiği bir sistem daha fazla ertelenemez.



Kompleksli, ezik, emir alan, edilgen Batılılaşma, hamdolsun artık çökmüştür. Bugün her alanda Türkiye modellerini üretmek zorunluluktur.



Terörle mücadelede, güvenlik-özgürlük dengesinin muhafazasında, insan hakları, eşitlik, hukukun üstünlüğü gibi konularda kendi sağlam değerlerimizi canlandırırken, sistemi de artık özgünleştirmeliyiz.



21. Yüzyıl Türkiye Yüzyılı olacak demiştik. Sadece inanmak bile bu hayalin gerçekleşmesi değil midir?


#Batılılaşma
#İngiltere
#Avrupa Birliği
#PKK
8 yıl önce
Batılılaşma çöküyor
Eyvah! Çocuklar Osmanlıca öğrenecekler!
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…