Fetullahçılar sadece CHP Genel Başkanı'nı değiştirmekle kalmadılar; CHP'nin muhalefet tarzını da köklü şekilde değiştirdiler.
Fetullahçılık sınır tanımamaktır. Bir Fetullahçı için hedefe götüren her araç, her yol, her yöntem mubahtır. Meşruiyetin sınırı yoktur. Hedef ulaşmak için her haram helale, her helal de harama dönüştürülebilir. Çiğnenmeyecek, istismar edilmeyecek, hatta satılmayacak hiç bir değer yoktur. Dini, insani, vicdani, milli değerler, gerektiğinde ayaklar altına alınabilir. Fetullahçılık, hedefe ulaşmak için günaha girmenin bile ödüllendirileceğini, hedefe ulaşmak için yenilen herzelerin, hedef kadar cennete de ulaştıracağını iddia eder.
Gezi olaylarından itibaren CHP, Fetullahçılığın tüm vasıflarını üzerinde toplayan bir muhalefet tarzına başladı.
Yalan, iftira, küfür, hakaret, şiddet, algı operasyonları, Türkiye düşmanlarıyla, terör örgütleriyle paralellik ve daha nice gayri edebi, gayri insani, gayri milli yöntem, CHP muhalefeti olarak sergileniyor.
TBMM'de devam eden Anayasa görüşmelerine de CHP'nin bu sınır ve ilke tanımayan muhalefeti damga vuruyor.
Önceki gün, CHP, Meclis kürsüsünü işgal ederek görüşmeleri durdurmak, yani Meclis Genel Kurulu'nu terörize etmek istedi. İşgal eylemleri 5 dakika içinde geri püskürtüldü.
AK Partili bir milletvekili, henüz tespit edilemeyen bir CHP milletvekili tarafından ayağından feci şekilde “
”.
CHP Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatih Şahin'e sinsice yaklaştı, kalleşçe ve namertçe bir
, sonra da korkakça kaçtı. Nefi Kara, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından evinde ziyaret edilerek bu alçakça eyleminden dolayı ödüllendirildi.
Bu şiddet eylemleri arasında Meclis kürsüsü parçalandı, kürsü üzerinde bulunan mikrofon
.
Dün sabaha karşı yapılan oylamalarda, CHP, “düşünerek oy kullanacağız” diyerek oy kabinlerini işgal etti, oy kabinlerinde “duran adam”
yapmaya başladı. Oylama sonucu, “düşünmeden” verdikleri oylardan farklı çıkmadı.
CHP, ilke ve sınır tanımayan hırçın muhalefetle hem parti içini toparlamaya, hem de seçmeni galeyana getirmeye çalışıyor ama beceriksizlik buna bizin vermiyor. CHP'nin “rejim değişiyor” yalanı tabanda bile karşılık bulmuyor.
Meclis'te bunlar olurken, Meclis dışında da, CHP'nin Fetullahçı muhalefet tarzını ortaya koyan ilginç gelişmeler yaşanıyor.
Geçen yılın Mart ayında, Karaman'da, çocuk istismarı yapan bir öğretmen yakalanmıştı. Bu son derece hassas konu, PKK ve FETÖ medyası tarafından Ensar Vakfı'na, Hükümete, AK Parti'ye, AK Parti seçmenine, Türkiye'deki tüm mütedeyyin, muhafazakar kesime saldırı amacıyla çok çirkin bir şekilde kullanılmıştı.
Organize kampanya haftalarca sürmüştü. Sosyal medya ve medya aracılığıyla, Türkiye sadece içerden vurulmakla kalmamış, bütün dünyaya farklı dillerde “Türkiye'de çocuklara tecavüz ediliyor” yalanı yayılmıştı.
Bu iğrenç kampanyaya elbette ilk andan itibaren HDP ile birlikte CHP de dahil olmuştu. CHP milletvekilleri, istismar edilen çocukları tekrar istismar ederek, deşifre ederek, onları adeta kullanarak, onların masum bedenleri üzerinden, tam da Fetullahçılara yaraşan bir tavır sergileyerek çirkin olayı fırsata tahvil etmeye çalışmışlardı.
Önceki gün, güneydeki bir ilçemizde, bir gazete patronu, aynı iğrenç suçtan dolayı
.
Bu mide bulandırıcı olayla ilgili medyada, sosyal medyada infial oluşmadı. Kampanyalar düzenlenmedi. STK'ların ağzını bıçak açmıyor. Çocuklara duyarlı olduğunu iddia eden kesimler üç maymunu oynuyorlar.
Neden? Çünkü sapığın CHP ile açık bağlantısı var. Başta, namert ve kalleş yumruğuyla Fatih Şahin'i yaralayan CHP Milletvekili Niyazi Nefi Kara olmak üzere, bir çok CHP milletvekilinin sapıkla fotoğrafı ortaya çıktı. Sapığın sahibi olduğu gazetenin CHP tarafından ödüllendirildiği, CHP reklamlarıyla finanse edildiği ortaya çıktı.
Sapık CHP ile ve solcularla bağlantılı olduğu için meselenin üzeri örtülmeye çalışılıyor. CHP'nin başta kadın milletvekilleri başlarını kuma gömüyorlar.
Meselenin üzeri örtülmez, hukuk gereğini yapar.
Biz Fetullahçılar gibi, Fetullahçı CHP'liler gibi de olamayız. Çocuk istismarı gibi hassas bir mesele üzerinden, onların yaptıklarını da yapamayız.
Edepsizlikle ve edepsiz muhalefetle başetmek zordur, ama imkansız değildir. Sadece edebimizi muhafaza ederek bile bu muhalefeti boşa çıkarıyoruz. Duruşumuzu da bozmayacağız.
AK Parti her seçimde milletin daha fazla teveccühüne mazhar oluyorsa, bu, sınırları, ilkeleri, en önemlisi de edebi olan duruşu sayesindedir. Edepsiz her zaman kaybetmeye mahkumdur. Fetullah Gülen edepsizliği nedeniyle şimdi sefillerin en sefili oldu; onu takip edenlerin de akıbeti farklı olmayacak.
