|
Gençler büyük iş çıkardılar

"Gençler okumuyorlar, düşünmüyorlar. Eyyamcılar. Kariyer peşinde koşuyorlar. Kısa yoldan köşeyi dönmeye çalışıyorlar. En pahalı cep telefonlarına, ya da en pahalı lüks otomobillere sahip olmak dışında idealleri yok. Bizim gençliğimize nispetle daha iyi imkanlara sahipler ama bizim kadar gayretli, heyecanlı değiller. Boş geziyorlar. Vakitlerini israf ediyorlar. Oyunda, oynaştalar…”



Gençler söz konusu olunca, bir çırpıda bu ve benzeri kalıp cümleler dökülüyor kimi dudaklardan…



En baştan söyleyelim: Gençleri bu kadar acımasızca ve bu kadar kolay eleştirenler gençlerin haklarına tecavüz ettikleri gibi, doğruyu da söylemiyorlar.



Önce kendi gençlik yıllarımıza bakalım… 60'ların, 70'lerin gençleri “idealist” olmakla, “politize” olmakla, Türkiye'nin ve dünyanın meseleleriyle yakından ilgilenmekle övünürlerdi. O gençler, ellerine verilen silahlarla maalesef birbirlerini katlettiler. Birçoğu üniversite okuyamadı. Bazıları uzun yıllar hapislerde yattılar, bazıları idam edildiler, infaz edildiler. Bugün bile itiraf etmekten kaçınsalar da, emperyalist bir oyunun kuklaları olarak feci şekilde kullanıldılar.



12 Eylül gençliğin üzerinden silindir gibi geçti. Ancak, yeni gençler, yeni bir Türkiye'ye uyandılar. Merhum Özal'ın reformlarıyla, gençler, geçmişe kıyasla daha özgür ve dünyaya daha açık bir ülkede kendilerini yetiştirme imkanına kavuştular. 80 ve 90'lar, taşradan ve gettolardan şehre hücum eden gençlerin ayakta kalabilme gayretlerine sahne oldu. Üniversite kazanmak zor, okumak daha da zordu. Barınma, giyinme, yeme-içme pahalıydı. 12 Eylül darbesinin ve Türkiye solunun oluşturduğu baskı ortamına direnmek, özgürlükler için mücadele etmek gerekiyordu. Kürtler ağır bir zulüm ve ayrımcılığa maruz kalıyor; yoksul, inançlı, muhafazakar, taşra ve getto gençleri başörtüsü yasağına, katsayı zulmüne, 28 Şubat'ın dindarlardan ziyade yoksullara yönelik sindirme politikalarına direniyorlardı.



Özellikle 90'larda terör, yanlış terörle mücadele yöntemleri ve koalisyonların neden olduğu istikrarsızlık, gençleri epeyce yıprattı.



Bugün, 15-30 yaş aralığındaki 15 milyon genç, AK Parti döneminde doğanlardan ya da çocukluğunu AK Parti iktidarları döneminde yaşayanlardan oluşuyor.



Bugünün gençleri, evet, koalisyon nedir bilmiyorlar. Gecekonduyu tanımıyorlar. Sokak çatışmalarını hamdolsun tecrübe etmediler. Eğitim, sağlık ve diğer imkanlar konusunda anne-babalarının yaşadıklarını yaşamıyorlar. Televizyonsuz, bilgisayarsız, internetsiz, cep telefonsuz, arabasız bir hayatın nasıl olabileceğine dair fikirleri yok.



İşte onun için, bugünün gençleri çok daha talihliler. Sadece talihli değil, aynı zamanda çok daha sağlıklılar.



Kim ne derse desin, 70'lere, 80'lere, 90'lara nispetle, hem nicelik, hem de nitelik olarak çok daha sağlıklı, birikimli, donanımlı, ahlaklı, heyecanlı bir gençliğimiz var.



Genel kanının aksine; okuyorlar, yazıyorlar, düşünüyorlar, tartışıyorlar, Türkiye ve dünya dertleriyle dertleniyor, çözüm arıyor, mücadele ediyorlar.



Bizde olmayan özgüvene sahipler; bizde olmayan bir ufka, muhayyileye sahipler. Nispeten daha rahat yaşıyor olmanın gevşekliğine değil, tam tersine, bu rahatlığın sağladığı imkanlara ve o derecede sorumluluğa sahipler.



1989'da, ODTÜ'de okuduğumuz yıllarda namaz kılan gençlerin sayısı 10-15 civarındaydı; şimdi hem ODTÜ'de, hem de diğer üniversitelerde birkaç cami ve mescit dahi ihtiyacı karşılamaya yetmiyor. Camiler, mescitler kadar konferans salonları, sinema salonları, kitapçılar da gençlerle dolup taşıyor.



16 Nisan halkoylamasına giderken, gençler büyük iş çıkardılar.



AK Parti Gençlik Teşkilatı'nı, AK Gençler'i özellikle tebrik etmek boynumuzun borcudur.



Üniversitelerde, sokaklarda, mahalle aralarında, iş yerlerinde, ekranlarda, gazete ve dergi sayfalarında, sosyal medyada büyük bir özgüvenle çalıştılar, aşkla çalıştılar ve 16 Nisan'da ortaya çıkan zafer tablosunu bizzat gençler inşa ettiler.



AK Parti'nin Gençlik Teşkilatı 15 milyon gence mektup ulaştırdı; milyonlarca gence hazırladığı Referandum gazetesini verdi, yüz binlerce gencin sorularını Genç Kürsü programlarında cevaplandırdı.



16 Nisan'da da gençler sandığa gittiler, kendileri için, gelecekleri için, aşkla sevdikleri Türkiye için “evet” mührünü pusulaya bastılar.



16 Nisan'da oy kullanan gençlerin yüzde 50'den fazlasının tercihi “evet” oldu.



16 Nisan'da ortaya çıkan güçlü, istikrarlı, umut dolu Türkiye tablosu, hiç ama hiç kuşkusuz gençlerin eseridir.



Biz, zor şartlarda hayatta kalmaya çalışan bir avuç kadar gençtik. Şimdi ise, üniversitelerden, liselerden, İmam Hatip'lerden, parti teşkilatlarından, vakıflardan, derneklerden milyonlarca sağlam genç geliyor. Sadece sayılarıyla değil, donanımları, birikimleri, cesaretleri, heyecanları, aşklarıyla arzı titreterek geliyorlar.



15 Temmuz akşamında bu ülkeyi ve bu milleti bizzat gençler kurtardılar. Terörle gençler mücadele ediyor, bağımsızlığımızı gençler koruyorlar. 16 Nisan'da da büyük Türkiye'yi bizzat gençler kurdular.



Gençleri eleştirmek dünyanın en kolay işi; bırakalım acımasızca ve kolayca eleştirmeyi, kapıları gençlere ardına kadar açalım.


#AK Parti
#15 Temmuz
#12 Eylül
7 yıl önce
Gençler büyük iş çıkardılar
Ölüm hayata dahildir
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…