|
Mağduriyet

16 Temmuz, öğle saatleri. Kaç şehidimiz var, kaç kişi yaralı henüz bilmiyoruz. Olay aydınlanmamış, darbeciler daha yakalanmamış, ülke genelinde kontrol sağlanmamış. Ülke o gece uyumamış. Öfke, nefret, kızgınlık, acı, yorgunluk, uykusuzluk, heyecan... Duygular karmakarışık olmuş.



İşte tam o saatlerde söylenti yayılmaya başladı: “Köprü üzerinde askerler linç edilmiş, bir askerin kafası kesilmiş...”



Sonraki günlerde söylentiler devam etti: “Darbecileri öldürüyorlar, işkence yapıyorlar, gözaltı kurallarına uymuyorlar...”



OHAL ilan edilip FETÖ ile mücadele kapsamında tasfiyeler başlayınca da; “gerçek suçlular korunuyor, suçsuzlar gözaltına alınıyor, aileler yıkılıyor, hayatları karardı, öldüler, bittiler” edebiyatı başladı.



Öyle ki, 15 Temmuz gecesinden itibaren, ülkenin atlattığı büyük badireden, o büyük felaketten, şehitlerimizden, gazilerimizden ziyade sözde mağdurlar konuşuluyor.



Mağduriyet edebiyatı yapan sadece CHP Genel Başkanı da değil. Medya, bazen kasıtlı olarak, dezenformasyon ve kara propagandanın aracı olarak; bazen de bilinçsiz olarak bu mağduriyet edebiyatını sürekli sıcak tutuyor, sürekli gündemde tutuyor.



Tam bir “hem suçlu, hem güçlü” durumu yaşıyoruz.



Bu kara propaganda ve dezenformasyon aynı ivmeyle devam ederse, bir kaç aya kadar darbeyi püskürttüğümüz için neredeyse pişmanlık duyar hale gelecek, boynumuzu eğeceğiz. Fetullahçı Terör örgütü mensubu caniler, katiller, hırsızlar, örgüt üyeleri göz altına alındığı için neredeyse özür diler bir noktaya, zanlı, hatta suçlu noktasına geleceğiz.



Yok öyle yağma!



Bir kez daha yazalım: Böyle büyük, kapsamlı bir mücadelede hiç kuşkusuz mağdurlar olur, olacaktır.



Devlet adil olmak zorundadır. 1 mağdur dahi önemlidir ve devlet, muğduriyeti gidermek zorundadır.



Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız, hiç kimsenin mağdur edilmeyeceğine, suçlunun suçsuzdan, at izinin it izinden ayrılacağına dair teminat verdiler. Mağduriyetleri gidermek adına mekanizmalar tesis ediliyor.



Ancak gündemimiz bu değil, olamaz ve olmayacak.



Gündemi, bu kadar büyük ve kapsamlı bir operasyon içinde olması gayet tabii bir kaç mağdura kilitlemek, iyi niyetle, adalet arayışıyla, hukuk arayışıyla açıklanamaz.



15 Temmuz akşamında, vatan ve bayraklarına aşık insanlar, iradelerini korumak için sokağa çıkan kahramanlar, darbe püskürtülünce sessiz, vakur, vazifelerini yapmış olmanın rahatlığıyla evlerine döndüler.



Mağduriyet edebiyatı yapan bir tek şehit ailesine, bir tek gaziye rastlamadık.



Gündem olmaya çalışan, reklam yapmaya çalışan, övünen, kahramanlığını ranta çevirmeye çalışan bir tek şehit ailesi ve gazi görmedik.



Şehit oğlunun tabutu başında boynunu yana eğip “Vatan sağolsun” diyen Anadolu insanının büyüklüğünü ve vakarını 15 Temmuz gecesinden itibaren her gün, her an yaşadık.



Kahramanların sessizliği, akbabalara fırsat teşkil edemez.



Gerçek kahramanlar, gerçek mağdurlar, dünyanın hiç bir milletinde görülemeyecek bir vakar ve teslimiyetle susarken, suçluların dili olmak, suçluların sesi olmak hiç kimseye rant sağlamaz.



Üstad Necip Fazıl'dan alıntıyla, “Kininizi diri tutun” hatırlatması yapmıştı Cumhurbaşkanımız.



Kinimizi diri tutacağız. Öfkemizi diri tutacağız.



15 Temmuz'da toprağımıza, bayrağımıza, istiklalimize, doğrudan doğruya ülkemize ve canımıza kastedenleri hiç bir zaman affetmeyecek ve unutmayacağız.



Sadece onları değil; darbecileri, mağduriyet edebiyatı yaparak, saf, zavallı, masum insanlar olarak gösterenleri, ülkesinin yanında değil, darbecilerin safında duranları da unutmayacak ve unutturmayacağız.



Mağduriyetleri konuşuruz... Darbeye karşı nasıl canımızı ortaya koyduysak, mağduriyetlerin telafi edilmesi için de gerekiyorsa canımızı ortaya koyarız. Ama mağduriyet edebiyatının cinayeti örtmesine de müsaade etmeyiz.



FETÖ de hiç heveslenmesin... Arkasında kim olursa olsun; ister bir kısım medya, ister CHP, ister ABD olsun... Buradan bir mağduriyet çıkaramayacak, cinayetlerini, katliamlarını, hırsızlıklarını, yolsuzluklarını perdeleyemeyecekler. Mağdur kisvesi altında yeniden diriliş fırsatı bulamayacaklar.



Kinimiz de, öfkemiz de, imanımız da dipdiri. Azalacağını zanneden hata yapar.




#Mağduriyet
#FETÖ
7 yıl önce
Mağduriyet
Yandaş!
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!