|
Ufukta referandum gözüktü

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Salı günü partisinin grup toplantısında Başkanlık konusuyla ilgili stratejilerini netleştirdi. MHP özetle şunu söylüyor: Biz Başkanlık sistemine karşıyız, parlamenter sistemin güçlendirilerek devamından yanayız. Ancak, kararı biz vermeyelim, millet versin. TBMM'de Başkanlık önerisinin ucundan tutacağız; öneriyi milletin önüne taşıyacağız. Millet ne derse, o olsun...



Hemen ardından grup kürsüsüne çıkan Başbakan Binali Yıldırım da, mümkün olan en kısa süre içinde teklifi TBMM'ye getireceklerini ifade etti.



AK Parti uzun süredir çeşitli seviyelerde Anayasa değişikliği üzerinde çalışıyor ve bu alanda önemli birikim oluştu. AK Parti, tamamen yeni bir Anayasa taslağını da, kısmi değişiklik taslağını da, partilerin üzerinde uzlaştıkları maddeleri de, sadece Başkanlıkla ilgili bir değişikliği de masaya koyabilecek birikime sahip.



Ne boyutta bir önerinin geleceği henüz belirlenmiş değil. Ancak şu kadarını biliyoruz ki; Başkanlık sistemine geçmek için 10 ila 15 madde arasında bir hacimde değişiklik öngörülüyor ve en azından bu 10-15 madde önümüzdeki günlerde Türkiye'nin gündeminde olacak.



Olaylar çok hızlı gelişiyor. Daha şimdiden, Nisan, Mayıs gibi referandumun olabileceği konuşuluyor. Hatta, komisyonlar, Genel Kurul, referandum aşamalarından ziyade, nasıl bir Başkanlık sisteminin olacağı, referandumdan sonra başkanlığa hemen geçilip geçilmeyeceği, ilk başkanlık seçiminin ne zaman yapılacağı gibi detaylarda fikir yürütülüyor.



Türkiye uzun yıllardır sistem değişikliğini konuşuyor. 18 Ekim 2016 Salı gününü, uzun yıllardır hayali görülen bu değişimin başlangıç noktası, miladı görmek yanlış olmayacaktır. Türkiye çok hızlı bir şekilde Başkanlığa doğru ilerliyor.



2 önemli riskin üzerinde özellikle durmak gerekiyor:



Birincisi, “referandum çantada keklik mi? Halk 'evet' diyecek mi?”



Statükonun sarsılmaz bekçileri CHP ve HDP, öyle görünüyor ki, sistem değişikliğine karşı kararlı bir direnç gösterecekler. MHP, her ne kadar tercihi halka bırakmış olsa da, belli ki referandumda 'hayır'ı savunacak.



Bu durumda, hemen şimdiden, “ne yapmaya çalıştığımızı, neden yaptığımızı ve nasıl yapacağımızı” milletle yoğun şekilde paylaşmamız gerekiyor.



Başkanlığa geçiş için sayısız gerekçemiz var; sistem aksaklığının doğurduğu 15 Temmuz darbe girişimi en sıcak gerekçelerden biri. Tüm gerekçeleri, milletin tamamını ikna edecek şekilde, tane tane, sarih, etraflı, kuşkuları gidererek ve kara propagandaya alan açmadan milletle paylaşacağımız bir sürece giriyoruz.



İkinci risk ise, hızlı değişimin yol açacağı aksaklıklar. Elbette mükemmel bir sistem kurmak kolay değil. Yine elbette, sistem, aksaklıklarını süreç içinde kendisi tamir edecek, kendisini “tekemmül” ettirecektir. Ancak, bir kez daha, en geniş manada istişare hayati önem arzediyor.



Değişiklik önerisinin TBMM'ye gelmesiyle birlikte, toplumun tamamının iştirak edeceği bir müzakere zemininin oluşması, önerilerin dikkate alınması, mükemmele ulaşmakta en uygun yöntem olacaktır ki, AK Parti de zaten bunu temin edecektir.



Neresinden bakarsanız bakın, tarihi bir sürece giriyoruz. Bu süreç, hem heyecan verici olacak, hem de Türkiye'nin özgüvenini katlayacak.



Haklı olarak her fırsatta gururla andığımız Selçuklu Devleti, döneminin tüm örneklerinden istifade ederek, özgün bir sistem inşa etmişti.



Osmanlı Devleti de aynı şekilde, döneminin devlet birikimlerini bir potada eritip, özgün bir model inşa etmiş, başarıyla uygulamıştı.



1876'daki tercüme/taklit Kanun-i Esasi ile, hem sistem kurmadaki özgünlüğümüzü yitirdik, hem de milletçe özgüvenimizi yitirmeye başladık. Milletin dokusuyla uyuşmayan tercüme Anayasa ve yasalarla, sistem, yaklaşık 150 yıldır çözüm değil, sürekli sorun üretti.



Bu hafta ete kemiğe bürünen yeni süreç, bize hem 150 yıldır aradığımız özgünlüğümüzü, hem de 150 yıl içinde törpülene gelmiş özgüvenimizi yeniden teslim edebilir.



Öyle görünüyor ki, CHP ve HDP, “Recep Tayyip Erdoğan'ı Başkan yaptırmayacağız” söylemi üzerinden gidecekler.



Biz, inşallah, Recep Tayyip Erdoğan'ı Başkan yaptıracağız.



Ancak şu da bilinmeli ki, mesele, ne Recep Tayyip Erdoğan'ın, ne de bizim şahsi meselemiz değil. Statüko partileri önlerini göremezken, Recep Tayyip Erdoğan, 2071'den bahsediyor. İşte fark bu.



Geriden yüz binlerce, milyonlarca Recep Tayyip Erdoğan geliyor. Onların özgür, müreffeh, güvenlik ve adalet içinde yaşaması; ülkeyi de adalet üzere yönetmeleri en büyük arzumuz. Bugün nihayet geleceğin temellerini atıyoruz; geleceğin liderlerine ve nesillerine güçlü bir miras bırakmanın hazırlığını yapıyoruz.



Başkanlık sistemi Türkiye'ye şimdiden hayırlı olsun.



#Başkanlık sistemi
#Devlet Bahçeli
#CHP
#Kanun-i Esasi
#Selçuklu Devleti
8 yıl önce
Ufukta referandum gözüktü
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’