|
1980 sonrası İslamcılık
Zarafet; sadeleştirme, basitleştirme ve yoğunlaştırmadır; dolayısıyla asla karmaşık ve karışık olarak nitelendirilmeyen şeydir. Camilla Paglia

Cihan Aktaş, "Eksik Olan Artık Başka Bir Şey; İslamcılık" isimli kitabında ağır ve tartışmalı bir konuyu bugünlerde çok ihtiyaç duyduğumuz sade ve zarif bir üslupla kaleme almış. 1980 sonrası İslamcılık tecrübesini güçlü ve yalın kelimelerle anlatıyor. Tıpkı kitabından alıntıladığım Paglia"nın yukarıdaki cümlesindeki gibi.

"Eksik olan bir şey: Hareketin fıkhı"

Uzun süredir aramızda fazla yapmadığımız tartışmaları tekrar etmeye başladık. Hem kendi sorgulamalarımız hem de dış etkenler, İslamcılık maceramız üzerine bizi yeni tartışmalar yapmaya itiyor. Mükemmeliyetçi ve yeryüzünde ideal Müslümanlığı yaşamak konusunda iddialı söylemler ile yola çıkmış bir kuşağın temsilcileri olarak yol tecrübemizi yol yakınken konuşmak gerekiyor.

İçimizden bir kısmı "İslamcılık bitti" fikrini savunuyor. Bir kısmı ise bunun mümkün olmayacağını; İslamcılığın her merhalede yeni bir söylem üretebileceğini savunuyor. Cihan Aktaş da bunlardan birisi. Seyyid Kutub"un "hareketin fıkhı" kavramını eksene alıyor. İslamcılığın her dönem yeni talepler ile geldiğini, statükoya karşı Kur"an ve asr-ı saadet kaynaklı eleştirisini ve söylemini hep taşıdığını söylüyor.

"...Son elli yıl içinde İslam ile ilgili her türlü tezahürün, sorunun ve sorgulamanın adı olan "İslamcılık" modern dünyada İslami bir hayat yaşama, bu hayata ilişkin sorular sorma, karşılaşılacak sorulara cevap verecek bir donanıma sahip olma kaygısının oluşturduğu bir dalga ve hareket olarak yaşadı.

...1980"li yıllarda kentleşme, göç, siyasi baskılar karşısında yeni bir dile ihtiyaç duyan dindar insanlar sorularını diyanete bağlı kurum ve kuruluşlara sormayı tercih etmiyordu. Eleştirilerini hem modernliğin hem de geleneği temsil eden mahellenin dayatmalarına yöneltiyorlardı.

... Modernlik adına öne sürülen yüzeysel değişiklik eleştirisi ile başlayan İslamcılık, kendinden önceki kuşakların dini anlama, algılama, yaşama yol ve yöntemlerini eleştirmekten geri durmadı. Zaman zaman tamamıyla bir kültürel reddiyeyi de içeriyordu.

... Dünyevi sorunlar ve siyasetten uzak bir din algısına tepkiyi dile getirerek

İslamiyetin hayat tarzı olarak alglanmasını sağladı. Ancak bunun tek tip, renksiz ve başkalarına dayatılan bir hayat tarzı olarak sunulmasına ilişkin tecrübeler yaşadı ve buna karşı çıktı.

...1980"li yıllarda bu hareketin içindekiler için "İslamı yaşamak ve anlamak" tek idealdi. Bu idealin içinden çıkan edebiyat metinlerinde göç dalgası, beton odaklı kentleşme ve tüketim toplumu eleştirileri bolca yer alıyordu. Daha sade, tabii ve emeğe dayalı bir hayat tarzı arayışına tutundu. Dinin sunduğu kardeşlik ilişkilerini kent mekanlarında sade bir yaşantının izini sürerek gerçekleştirmeye çalışıyordu.

... Demokrattı, hiyerarşik ilişkilere, doğuştan edinilmiş imtiyazlı ilişkilere hatta demokrasinin ikiyüzlülüklerine karşıydı.

... Fıkhın kitaplarla değil hayattan ve hayatın içinden yükselen sorularla anlaşılması gerektiğini savunuyordu. Tevhidi dünya görüşünü açmaya çalışırken kültürü, medeniyeti, siyaseti eleştiriye tabi tutuyordu.

..."Uygar kayıtsızlık" sendromuna karşı duruş, diğer insanların kaderine ilişkin samimi ve sonuna kadar gidebilen bir ilgi ancak bencil olmayan kalplerde yeşerir fikri ile hareket ettiler.

... 1980 kuşağı İslamcılarının haklı eleştirileri vardı ancak mevcut olanı değiştirmek için kullanışlı üsluplar ve araçlar öne sürmeyi, kültürel ve estetik değerleri yükseltmeyi ihmal ettiler.

... İslamcılık gaybi ve dünyevi planda cevabı aranan soruların peşinde yükselen bir dalga, bir akım olarak ortaya çıktı. Şimdi de dönemin ruhunu kavrayan yeni cevaplar üretebilmek için özeleştiri birikimine yaslanmak gerekiyor. Nasıl bu kadar dağınık, tedbirsiz ve birbirimize karşı tahammülsüz olduğumuzu açıklamanın bir yolu olmalı. Fikri ve ameli birikimimizi bir kutuplaşma gerginliğinin anaforunda heder etmemek için daha çok konuşmalı ve tartışmalıyız.

... Ortak masalardan, sofralardan söz edemiyorsak, kamusal alan da koca bir yalan olmaya devam edecek zaten."

Cihan Aktaş"ın kitabı berrak ve duru bir izlek veriyor. (İz yayıncılık/ Eksik Olan Artık Başka Bir Şey; İslamcılık/Cihan Aktaş)

...

Bugün Zeytinburnu Belediyesi Kültür Merkezi"nde gün boyu süren Necip Fazıl üzerine güzel bir sempozyum var. Necip Fazıl hayranlığının içini doldurmak için izlemek gerekir diye düşünüyorum.

10 yıl önce
1980 sonrası İslamcılık
Denize Girmek ve Gusül
Zeytindağı’ndan Aksa’ya: Bir kıyamet yürüyüşü
Dindarlık kaybetmiyor, kayboluyor
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?