Türkiye"de gündemden iki saat uzak olmak bile sizi olan bitenden habersiz hale getirebiliyor. Japonya Ankara Büyükelçiliği"nde Emine Erdoğan"a yapılan saygısızlıktan, bir haber kanalından gelen telefon ile haberdar oldum. Şaşırmadım, zira Kamer Genç böyle şeyleri yapabilecek birisiydi. 12 Eylül darbe sonrası siyasetinin Türkiye"ye armağan ettiği bir politikacıydı; SHP-DYP-CHP milletvekili olarak meclise girdiği dönemler olmuş, Tunceli"den hiçbir parti desteği olmadan bağımsız seçilebilmişti; Danıştay üyeliğinden mali müşavirliğe, meclis başkanvekilliğine kadar birçok görevde de bulunmuştu. Bu kadar uzun siyasi hayatına rağmen bu alanda kendisini hayırla yad edecek bir haber arşivine ise hiç sahip değil. Kavgaları, kadınlara saygısızlığı, dindar insanları rencide eden konuşmaları, alaycı dili, sınır tanımayan, edep yoksunu ifadelerine rağmen bunca yıl mevkiini nasıl koruduğu ise ayrı bir analiz gerektiriyor.

Bu nedenle Japonya"nın Ankara Büyükelçiliği"nde Başbakanımızın eşinin konuşması esnasında yaptıkları karakterinin bir tezahürü olarak kimseyi şaşırtmasa da tüm Türkiye"ye "saygısızlığın, hadsizliğin bu kadarı da olmaz" dedirtti.

Kamer Genç, genel olarak kadınlara karşı saygısızlık yapmayı adet haline getirmiş biri olsa da bir başka yönden Türkiye"de var olan zihni prototipe örnek teşkil ediyor.

Merve Kavakçı"yı kürsüden en ağır hakaretlerle indiren zihinle aynı kodları taşıyor. Özellikle başörtülülere tepkisi, İslam inancı ve yaşantısı ile her fırsatta dalga geçen bir dili (Başınızdaki kılları kapatıp cennete mi gideceğinizi zannediyorsunuz, cennet cehennem diye bir yer yok, gel seninle iki dakika konuşayım ikna edeyim" demişliğine bizzat şahidim), her başörtülüyü ve inanç sahibini kandırılmış birisi olarak gören yaklaşımı; kendilerini üstün akıl sahibi gören zihniyet kodları ile çok örtüşüyor.

Bu davranış sebepleri elbette sadece dünya görüşü ile özetlenemez. Bu şifa bulmaz ruh hali eşsiz ve benzersiz bir edep sorununu da gündemimize taşıyor.

Bu zihin prototipleri için ülkenin itibarı, bir insan, bir kadın ya da Başbakan"ın eşi olup olmamasının bir önemi yok. Bu tutum ve davranış biçimi farklı tezahürlerle her yerde karşımıza çıkabiliyor. En fazla tezahür ettiği yer ise neredeyse alerjik bir reaksiyon uyandıran başörtüsü oluyor. Başı örtülü birisini hiçbir zaman, hiçbir yere layık görmeyen, İslam"ı, ona inananları hakaret üslubu ile aşağılamayı alışkanlık haline getiren bu zihniyet Kamer Genç"te başlı başına iflah olmaz bir vaka haline dönüşüyor.

CHP"yi temsil eden bir vekil olarak Kamer Genç"in Sayın Emine Erdoğan"a yaptığı saygısızlık kınamadan da öte tepkileri hak ediyor. Bu olay Kamer Genç"in Meclis çatısı altında yaptıklarından farklı değerlendirilmeli. Bir yabancı temsilcilikte, kendi ülkesinin Başbakanının eşinin "onurunu kırmak, O"nu rencide etmek, küçük düşürmek, saygınlığını zedelemek" gibi birçok amacı içeren bu olay "örnek vaka" olarak değerlendirilmeli.

Bu vaka; CHP zihniyetinin geçmişte ektiği bir misyonun, "inançlı insanlardan nefretin" ortaya çıkardığı bir insan tipini resmediyor. Bu prototipin konuşurken nefret suçlarına girebilecek kadar sorunlu bir zihniyeti oluşturan mekanizmaları ile de yüzleşmek gerekiyor. Toplumda her kesim arasında eşit ve saygın bir ilişkinin ancak bu şekilde kurulabileceğine inanıyorum.

"İslam dünyasında demokrasi gelişmeden kadın meselesi çözülemez..." Bu cümle Sudan"dan Mısır"a birçok kadından işittiğim ortak bir tespit olmuştu. İslam coğrafyasının her bölgesinde kadınların ittifakla altını çizdikleri bu konu üzerine çalışan bir derneğin ülkemizde kurulması ise çok memnuniyet verici. Bu derneğin ilk kampanyasından, 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Gününde "Erkeksen Öfkeni Yen" başlığı ile haberdar olduk. Bu kampanyanın sloganı, kadına yönelik şiddetin kaynaklarından birisi olan erkek öfkesine odaklanarak herkese kendi nefsinde örneklerini bulabileceği bir hatırlatmayı da yapıyordu. Bu slogan "erkeklik" vurgusu noktasında bazı eleştiriler alsa da sonuçta toplumda karşılığını bulan bir kampanyanın sesi oldu. Bu sesin bu konuda güçlü bir farkındalık yaratacağına inanıyorum. Daha pek çok alanda güzel çalışmalar yapacağına inandığım bu genç oluşumun içinde emeği geçen herkesi tebrik ederim.