|
Dokunulmazlık dosyalarında ikinci perde
TBMM, Türkiye'nin terörle mücadelesinde ciddi bir zafiyet yaratan 51 HDP'li milletvekilinin dokunulmazlıklarını
. HDP milletvekilleri ile birlikte dokunulmazlıkları kalkan AK Parti, MHP ve CHP milletvekillerine ait dokunulmazlık dosyalarının genelde adli olaylarla ilgili olduğu biliniyor. 1 Kasım erken genel seçimlerinde 7 Haziran'a kıyasla büyük oy kaybı yaşayan HDP barajı kıl payı geçerek 59 milletvekili çıkarabilmişti. 59 HDP'li milletvekilinin 51'i hakkındaki 417 dokunulmazlık dosyası Meclis'e intikal etmiş bulunuyor. Bu dokunulmazlık dosyalarının 216'sı “Terör örgütü PKK ile işbirliği veya örgüt lehine propaganda suçlarını” kapsadığı kamuoyunun bildiği bir duruma işaret ediyor. Zira HDP'li vekillerin çoğunluğunun üst aklın kontrolündeki Kandil ve KCK tarafından belirlenmiş olması, Türk demokrasisine, birlik ve beraberliğimize ve ülkenin milli güvenliğine yönelik açık bir tehdit ve tuzak olduğu günümüzde tüm yönleri ile ortaya çıkmış görünüyor.


terör örgütüne yardım yataklık ve örgütsel faaliyetlerde bulunmaktan dolayı dokunulmazlık dosyalarını bekleyen asıl tehdidin FETÖ/PKK terör örgütleri işbirliği çerçevesinde yargı içindeki PDY- FETÖ mensup yargı mensuplarının yanlı ve örgütsel kararlar alabileceğini belirtmiştik. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ dokunulmazlık dosyaları ile ilgili işlem yapması beklenen savcı ve hakimler ile ilgili gerekli tedbirlerin alındığını açıklaması şüphesiz terörü destekleyen milletvekillerinin yargı önünde hesap vermesi açısından önemlidir. Aslında dokunulmazlıkların kaldırılmasının odak noktası Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dillendirildiği şekliyle “teröre bulaşan milletvekilleriyle sınırlı olması planlanmıştı.” Ancak dokunulmazlıklar konusunda parlamentoda grubu bulunan CHP ve MHP ile yapılan görüşmeler sonunda, “Anayasa değişikliği yapılarak dokunulmazlıkların kaldırıldığı tarih itibarıyla savcılıkta ya da Başbakanlık'ta olan dosyaların da kapsam dahiline alınması kararı verilmişti”. CHP'nin bu süreçte samimi olmadığı amacının teröre bulaşmış HDP'lilerin yargılanmasından çok mümkün olduğu kadar çok sayıda milletvekilinin dokunulmazlık dosyalarını devreye sokarak dokunulmazlıkları sulandırmaya çalıştığı, tasarının Meclis'te oylandığı süreçte ortaya çıkmıştı. CHP, FETÖ ve PKK arasındaki ilişkiler CHP'yi ister istemez bu yola itmiş görünüyor. CHP'nin son oylamada 50 civarında milletvekilinin de ilaveten dokunulmazlık yasasına destek vermesinin nedeni ise AK Parti'nin referandumda %80 üzerinde bir oy alması korkusundan ve PKK'ya destek verdiğinin açıkça ortaya çıkması endişesinden kaynaklandığı görülebiliyor.



Dokunulmazlık yasasının Meclis'te kabulünden sonra dokunulmazlık dosyalarında ikinci perdenin yargılama sürecinin başlamasıyla birlikte teröre açık destek veren, HDP milletvekilleri Faysal Sarıyıldız ile Tuğba Hezer'in dokunulmazlıkların kaldırılması ihtimaline karşı Türkiye'yi terk ettikleri Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'ne yakınlığı ile bilinen Rudaw adlı internet sitesinde

. HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ'ın dokunulmazlıkların kaldırılması sonrasında apar topar Almanya Frankurt'a gidişi, havalimanında basın mensuplarının sorularını cevapsız bırakması Figen Yüksekdağ'ın kaçtığı yöndeki iddiaları güçlendirmiş görünüyor. HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına karşı çıkan kesimler; 2 Mart 1994 tarihinde aralarında Leyla Zana, Hatip Dicle, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Mahmut Alınak ve Orhan Doğan'ın da yer aldığı DEP milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldığı süreci örnek göstererek “bu olayın silahlı şiddet için PKK'ya propaganda malzemesi yapıldığı, PKK'nın dünyaya sesini duyurduğu, o ana kadar ayrılıkçı terör hareketi olarak görülen PKK'nın, uluslararası zeminde siyasi bir kimlik kazandığını” iddia ediyorlar.



Ancak 90'lı yıllardaki PKK ile mücadelede eden devletin konumu ile 2016 yılında PKK ile mücadele eden devletin konumundaki artılar, Türkiye'nin 90'lı yıllardaki sendromu yaşayacağını iddia edenleri haksız çıkarmakla kalmıyor bu iddiayı dillendirenlerin ulusal güvenliğimizi tehdit eden küresel ve emperyalist ülkelerle aynı şer cephesinde dizilmelerine neden oluyor. PKK'nın küresel ve emperyalist güçlerin bir taşeronu olduğunun ortaya çıkması, PKK'nın, Güneydoğu başta olmak üzere ülke genelinde Kürt vatandaşlarımızın desteğini kaybetmesine karşın milli ve yerli bağımsız Türkiye'nin tüm kurumlarının PKK ile mücadelede tek vücut olarak hareket etmesi, Kürt vatandaşlarımızın PKK'nın bitirilmesine yönelik devletin yanında yer almaları, terör ve teröristlerle mücadelede ve istihbaratta yerli ve milli savunma ve harp sistemlerinin uygulanması, bu süreçte 3 milyona yakın Suriyeli ve Iraklı sığınmacıların Türkiye'de misafir edilmesi Yeni Türkiye'nin gücünü ve küresel güçlerin desteğine rağmen Türkiye'nin açık dış destekli terör ile mücadelesindeki kararlılığı ve azmini ortaya koyuyor.






#TBMM
#Dokunulmazlık
8 yıl önce
Dokunulmazlık dosyalarında ikinci perde
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi