|
Pakistan’dan sonra sıra Türkiye’de mi?

ABD Başkanı Trump'ın seçim kampanyası döneminde ve başkanlık görevine başladığı ilk aylarda Amerikalılara ve dünyaya verdiği sözlerin aksine bir tavır ve icraat içinde olması iktidar mücadelesinde güçsüzleştirilen bir ABD Başkanı'na işaret ediyor. Zira müesses nizamın Ortadoğu ve Asya politikalarının Trump tarafından savunulması ve bu durumun yeni stratejiler olarak takdim edilmesi hiç inandırıcı değil. Müesses nizamın, Asya’da, Kissinger’in politikasını uygulayarak Şanghay’ı bölüp Çin’in yayılmasını denetim altında tutma stratejisi halen devam ettiriliyor. Ortadoğu ve Afrika’da YİNON planını revize edilmiş şekilleriyle günümüze taşıyan yeni hamlelerin bizzat Pentagon ve CIA kontrolünde Müslüman ülkelerin toprak bütünlüğü ve beka’larını hedef alması bölgesel istikrarsızlık ve dünya barışı açısından önemli bir tehdit oluşturuyor.


Gazeteci ve eski bir İsrailli diplomat olan Oded Yinon İsrail için kalıcı güvenliği 1’nci Dünya Savaşı'ndan sonra yabancı güçler tarafından sınırları’’ geçici karttan evler’ olarak çizilen Müslüman Arap dünyasının sınırlarının yeniden çizilmesinde görmektedir. Yinon, İsrail’in güvenliği için Irak’ın üçe bölünmesi gerektiği görüşünü ortaya atmıştır. Yinon’a göre Irak’ın bölünmesinde Osmanlı döneminde Basra, Bağdat, Musul idari bölünmesi esas alınarak, etnik ve mezhep temelleri üzerinde kuzeyde bir Kürt devleti, ortada bir Sünni ve güneyde Şii devleti kurulmalıdır.Yinon İsrail’in güvenliği için Suriye’de etnik ve dinsel olarak kıyıda bir Şii-Alevi devleti, Halep bölgesinde Sünni devleti, Şam’da buna düşman başka bir Sünni devleti, Havran ve Goran bölgesinde Dürzi devleti kurulması halinde bu yapının İsrail’in barış ve güvenliğinin garantisi olacağı belirtilmektedir.

CIA ve Pentagon’un 30 yıl önce ‘’Irak, Türkiye, İran: Kürt Ayaklanmaları‘’ başlıklı 32 sayfalık gizli raporunda, Türkiye bölümünde PKK’nın ortaya çıkışı ve gelişmesini anlatan 3 sayfanın tümünün simsiyah olarak sansürlenmiş olması, CIA’nin, uzun yıllar önce hazırlanmış olduğu bir raporun günümüzde halen ABD’nin ulusal çıkarlarına tehdit olma vasfını devam ettirmesi nedeniyle karartılarak sansürlenmesi terör örgütünü kuran ve uzun yıllar kullanan küresel bir güce ABD’ye işaret ediyor sanırım. Yaklaşık 30 yıl önce hazırlanmış bu raporda; ‘’Türkiye’nin PKK ile mücadelesinin ABD ile ilişkileri zora sokacağı’’ bir itiraf ve örgütün kullanıldığının açık bir işareti sanırım. Raporda yer alan diğer önemli bir husus Türkiye’de Kürt ayaklanmaları (PKK yazılması gerekirdi)sonrasında birleşik ve bağımsız bir Kürt devletinin zor ama mümkün olduğu yolundaki değerlendirme günümüz konjonktüründe epey uyarıcı oldu doğrusu!

ABD’nin Irak’ı işgalinin ardından Irak’ın istikrarsızlığa sürüklenmesiyle birlikte, Ortadoğu ve Asya’daki Müslüman ülkeleri bölen parçalayan çeşitli planlar ve haritalar ortaya atılmıştır. Bu plan’lardan en bilinenleri 1 Mayıs 2006 tarihinde New York Times’da yayınlanan “Irak’tan Çıkış Stratejisi” ve 1 Haziran 2006 tarihinde ABD askeri camiasının önemli bir yayını olan Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde yer alan "Kanlı Sınırlar: Daha İyi bir Orta Doğu” başlıklı bir makale ve haritalar olmuştur. Bu planlar ile Oded Yinon Planı arasındaki bir iki istisna hariç bire bir benzerlikler bu planların Yinon planının revize edilmiş devamı olduğunu göstermektedir. Bu plan ve haritalarda Büyük Müslüman ülkeler hedef alınarak bölünmekte askeri ve ekonomik açıdan güçsüz küçük devletçikler haline getirilmektedir. Türkiye, Irak,İran ve Suriye toprakları içerisinde özgür bir Kürt devleti kurulmalıdır ifadesi Amerika’nın silahlı kuvvetler dergisinde yer alan hadsiz bir söylemdir. Ancak günümüzde ABD’nin PKK/PYD’ye verdiği 1300 TIR’ı geçen ağır silahların ve eğitim desteğinin arka planını da açık etmektedir.

Trump yönetimindeki ABD önce Katar’ı Müslüman Kardeşler örgütü ile, Türkiye’yi El-Kaide ile Pakistan’ı ise Taliban ile irtibatlı oldukları iddiasıyla teröre destek veren ülkeler kategorisinde göstermeye çalışmışlardı. Aslında bu iftiraların tek bir sebebi vardı. Bu ülkelere müdahale edilmesinin meşruiyetini yaratmak. Üstelik Katar ve Pakistan, Türkiye’nin dost ve kardeş ülkeleri statüsündeydi. Türkiye ile uğraşan güçler Pakistan’ın FETÖ’süne darbe yaptırdı. Seçimle İş başına gelen Başbakan Navaz Şerif yargı darbesiyle görevinden uzaklaştırıldı. Bu tipik bir ABD darbesiydi. İlk ekonomik darbe Katar’a yapılmıştı. Türkiye’nin desteğiyle Katar bu darbe sürecini hafif ekonomik hasarlarla atlatmıştı.

"ABD’nin Küresel Üstünlük Dönemi Sonrası Risk Değerlendirmeleri" başlıklı bu yılki raporunda Türkiye’de 10 yıl içinde bir iç savaş yaşanacağı ve ABD’nin Türkiye’ye askeri müdahalede bulunulacağı ileri sürülüyor.

Amerika’nın 1980 yılından başlayarak günümüze kadar hazırladığı çeşitli raporlarda iç çatışma ve ABD’nin müdahalesinin devamlı konu edilmesi açık bir tehdit gibi görünüyor? Ne diyelim? Havlayan köpek ısırmaz.

#ABD
#Türkiye
#Pakistan
il y a 7 ans
default-profile-img
Pakistan’dan sonra sıra Türkiye’de mi?
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti