17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimlerinin ana karargahının ABD Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğu olduğu neredeyse kesinleşti. ABD ve gizli servisi CIA bir ilk olarak Türkiye’de iki darbe teşebbüsü sonrasında FETÖ’cü CIA ajanları ile birlikte deşifre edilirken ajan Metin Topuz tutuklandı. Türkiye’yi işgal ve iç savaş çıkarmaya yönelik 15 Temmuz kanlı kalkışmasının planlayıcısı ve yöneticisi CIA ajanı Adil Öksüz’ün 21 Temmuz’da ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda görevli olan olan FETÖ’cü CIA ajanı Metin Topuz ile görüştüğü veya arandığı, Topuz’un CIA’ya ait telefonun kripto şifresinin istihbarat birimlerimizce kırılması sonrası ortaya çıkarılmıştı. Bilindiği gibi Metin Topuz CIA’nın Türkiye’deki etki ve nüfuz ajanları olarak faaliyet gösteren Fetullahçı Silahlı Terör Örgütü’nün Drijan kadrosu içindeydi. 1982’de ABD Konsolosluğunda göreve başlamıştı.1993 Şubat ayında örtü olarak Amerikan Federal Narkotik Polis Teşkilatı (DEA) İstanbul Bürosuna geçen Topuz aslında CIA Ankara İstasyon Şefine bağlıydı. Konsolosluğun tahsis ettiği telefon hattını kullandığını, adına kayıtlı herhangi bir hattın olmadığı hususu da Topuzun iddiaları arasındaydı.
17/25 Aralık darbe girişiminde ajan Metin Topuz’un darbe girişiminin emniyet ve yargı ayağını yürüten şüphelilerle, yabancı ülke istihbarat servisleri arasında ‘aracılık görevi’ yürüttüğü sözde soruşturma dosyasındaki sahte delil ve ses kayıtlarının yurt dışına çıkarılması konusunda terör örgütünün dış ayağı olduğu belirlenmiş casusluk suçlamasıyla tutuklanmıştı. Üstelik Metin Topuz Çağlayan Adliyesi’nde firari savcı Zekeriya Öz başta olmak üzere ismi tespit edilemeyen (Firari Celal Kara olabilir) diğer FETÖ’cü bir savcı ve bazı ABD’li yargı yetkilileriyle yapılan toplantıyı amiri (CIA ajanı) Jason Sandoval’ın emri ile organize ettiğini 11. Sulh Ceza Mahkemesi’nde itiraf etmişti. Casusluktan tutuklanan Metin Topuz’un ifadesinin ardından soruşturmayı derinleştiren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 17/25 Aralık darbe girişiminin karargahı olarak bilinen Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün iç ve dış güvenlik kameralarını incelemeye aldı. 8 terabaytlık görüntüler arasında kimliği belirsiz kayıt dışı kişiler tek tek tespit edilerek rapor tutuldu. Hazırlanan raporlara göre ise 11 Ekim 2013 tarihinden 17 Aralık darbe girişimine kadar şube koridorlarında kimliği belirsiz 61 sivil kişi tespit edildi. Elde edilen görüntülerde ziyaretçilerin tamamının FETÖ’cü eski şube Müdürü Yakup Saygılı ile görüştükleri ve birçoğunun ellerinde evrak çantalarının olduğu belirlendi. Yapılan incelemelerde kimliği belirsiz şahıslardan bazılarının ellerinde evrakla geldiği ama evraksız olarak ayrıldıkları tespit edildi. ABD konsolosluğunda örtü olarak DEA irtibat görevlisi olarak çalışan ancak 17/25 darbe girişiminde aktif rol alan CIA Ajanı Metin Topuz’un yanındaki yabancı bir heyetle 5 ve 11 Kasım tarihlerinde Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı’yı ziyaret ettiği ortaya çıkmıştı. FETÖ den tutuklu ve halen Silivri Cezaevi’nde bulunan Saygılı, Topuz’u makam kapısında karşılayarak odasına almıştı.
Türkiye 15 Temmuz kalkışması istihbaratını alamamıştı. Ancak kanlı 15 Temmuz Darbesi’ni arka planı ile birlikte çözebilecek, darbeye katılan askerlerin tamamını deşifre edebilecek bir delil ile birlikte kanlı darbenin baş aktörü Adil Öksüz'ü tesadüfen de olsa yakalamıştı. Soruşturmayı yürüten güvenlik güçleri ve yargı içine sızan kripto FETÖ elemanları bir operasyonla 3 gün içinde Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasını sağlarken soruşturmanın en önemli delilini ZTE 4G LTE Marka GPS yer koordinat belirleme cihazını da Öksüz'e teslim etmişlerdi. Türkiye 15 Temmuz kalkışmasını tüm yönleriyle ortaya çıkarabilecek ayağına gelen bir fırsatı kasıtlı ihmaller sonucu kaçırmıştı.
Bu kez Türkiye, Amerika’nın Viyana Sözleşmesi'ni gerekçe gösterip casusluktan tutuklanan Metin Topuz’un kullandığı telefonu nota vererek istemesi karşısında istihbarat birimlerimiz CIA’ya ait olduğu anlaşılan telefon’un kriptolu şifresini kırmayı başarmışlardı. CIA’ya ait telefonda ortaya çıkan bilgiler Türkiye’nin elini acayip bir şekilde güçlendirirken, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz’da FETÖ ile işbirliği yapan stratejik dostumuz(!) bir ülkeyi işaret ederek deşifre ediyordu. Bu ülke Büyükelçiliği ve Başkonsolosluğunun nasıl darbe merkezi haline getirildiği Türkiye aleyhine hangi kumpasların kurulduğu detaylı telefon görüşmelerinde ortaya konuyor. Bu haydut devletin hangi ülke olduğunu belirtmeye gerek var mı?
