|
Türkiye usulü yarı başkanlık sistemi (2)

Türkiye"de, Cumhuriyet tarihinde bir ilk olarak, 12. Cumhurbaşkanı halk oylamasıyla seçilecek. Başbakan Erdoğan"ın aday olması durumunda ilk turda seçileceği yönünde, parti içinde ve kamuoyunda güçlü bir destek olduğu açıkça ifade ediliyor. Ancak 30 Mart seçimleri öncesinde, 17-25 Aralık"ta, hukuk örtüsü altında iktidara yönelik darbe girişiminde başarılı olamayan, bir ucu dışarıda diğer ucu içeride olan şer koalisyon bu kez, Erdoğan"ın öncelikle aday olmaması, aday olduğu takdirde, partili Cumhurbaşkanlığı veya Başkanlık sistemine geçilmesini engellemeye yönelik, provokatif eylem ve senaryoları içeren ve yeni Türkiye"yi hedef alan, kaos ve istikrarsızlık yaratmaya yönelik B planını devreye sokmuş görünüyor.

Bu amaçla, paralel yapı medyası tetikçileri, attığı manşet ve köşe yazılarında, Başbakan Erdoğan"a, alenen hakaret ve tehdit etme, gaflet ve cüretinde bulunuyorlar.

Türkiye"de darbeciler tarafından, demokrasiyi bir tehdit ve tehlike olarak gören, bir vesayet anlayışıyla,1961 ve 1982 Darbe Anayasaları oluşturulmuştu. Bu nedenle, Türkiye"deki mevcut durumun adı parlamenter sistem değildir. Ya da yarı başkanlık değildir. Bu sistemin adı yoktur.

Parlamenter sistem ile ilgisi olmayan, mevcut durumu, parlamenter rejimmiş gibi kabul edip, anayasal düzenlemeler ile rasyonelleştirilmiş parlamentarizme dönüştürerek, sorunların çözülebileceği görüşünü ortaya atan, vesayetçi kesim, bu nedenle başkanlık sistemine geçilmesinin gereğinin kalmadığı, üstelik ülke güvenliği açısından başkanlık sisteminin tehlikeli olduğu yönündeki, tez ve iddiaları meşruiyetini yitirmiş görünüyor.

Gerçek parlamenter sistemde dahi, sorunlarının P-tipi tedbirler alınarak çözülmesi durumunda sistemin gayet iyi yürütülebileceği ve başkanlık sisteminin tabiatında mevcut olup halledilmesi mümkün olmayan B-tipi problemler bulunduğu iddialarının, ünlü bazı anayasa uzmanlarınca birer mit olarak kabul edildiği düşünüldüğünde, Türkiye"nin Ortadoğu ve dünyada üstlenmek istediği önemli rol ve mevcut konjonktür göz önüne alındığında Türkiye usulü yarı başkanlık sistemine yumuşak bir geçiş yapılmasının ülke menfaatleri açısından ne kadar elzem olduğu gerçeği ortaya çıkmış görünüyor.

Türkiye için en iyi yönetim şekli Başkanlık sistemidir. Mevcut sistem, ülkemizde milli irade ve demokrasiye karşı olarak vesayet sistemlerinin güçlenmesinin önünü açan, dış ülkelerinde müdahil olduğu darbe süreçlerinin yaşanmasına neden olan Yeni Türkiye vizyonu ve misyonuna uygun bir sistem değildir.

Başkanlık sistemi ile ilgili olarak, Türkiye genelinde yapılan tartışmalarda öne sürülen eleştirilerden en önemlisi "tek adam ve diktatör yaratma" iddiası kesinlikle doğru değildir. Aksine bu sistemde kuvvetler ayrılığı prensibinin, kuvvetlerin birbirlerini denetlemesi ve dengelemesi suretiyle gerçek anlamda uygulanması diktatörlük anlayışına kesin kapalı bir sistem olma özelliği yaratmaktadır.

Başkanlık sistemlerinde yasama ve yürütmenin iki ayrı seçimle oluşması bu iki erk"i birbirinden bağımsızlaştırmış olup, yasamanın hükümet oluşturmada bir rolü yoktur, hükümet var olabilmek için yasama desteğine ihtiyaç duymaz. Yürütmenin yasama tarafından etkin bir şekilde denetlenebilmesi, katı güçler ayrılığı ilkesi uygulamalarının önemli bir sonucu ve şartı olarak ortaya çıkar.

Başkanlık sisteminin en önemli özelliklerinden birisi de son derece gevşek ve zayıf bir parti disiplinine sahip olmasıdır. Başkanlık sisteminde yürütme, doğrudan halk tarafından ayrı bir seçim süreciyle belirlendiği için, yasama desteğine ve dolayısıyla parti disiplinine bağlı değildir. Zira güçlü bir parti disiplini başkanlık sistemine geçilmesi halinde katı güçler ayrılığı prensibini ortadan kaldırarak ayrı seçimle oluşmuş olmasına rağmen üyeleri başkan tarafından belirlenmiş ve başkana sadık bir yasama erk"inin oluşmasına ve yasamanın dengeleme ve denetleme kabiliyetini yitirmesine neden olabilecektir.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin bir ürünü olan ve halen yürürlükte bulunan Siyasi Partiler Yasası"na hakim olan anlayış, katı parti hiyerarşisini aşırı derece güçlendirerek, parti disiplininin devamı sağlanmış ve bu şekilde parti içi demokrasiye geçişin engellenmesi mümkün olabilmiştir.

Ak Parti"nin son MKYK toplantısında, yüzde 5 daraltılmış bölge seçim sisteminden, AYM"nin son dönemde, hükümetin icraatlarını hedef alan menfi kararlarına bir yenisinin daha eklenebileceği kaygısıyla vazgeçilerek, 2015 Genel Seçimleri"ne yüzde 10 barajlı mevcut D-Hondt sistemi ile gidilmesi kararı alınmış, ancak partili cumhurbaşkanı yarı başkanlık veya başkanlık hedefinden vazgeçilmediği de özellikle yetkililer tarafından belirtilmişti. Ak-Parti 2015 Genel Seçimleri"nde, Anayasa"yı değiştirebilecek oranda bir milletvekili sayısının üstünde bir çoğunlukla Meclis"e gelmeyi hedeflemiş görünüyor.

Parti yetkililerinin yaptığı açıklamalardan anlaşılacağı gibi 10 Ağustos"ta yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanı değil devlet başkanı seçilecek. Cumhurbaşkanlığı adaylarının kesinleşip, adayların açıklanmasıyla birlikte, 12.Cumhurbaşkanı göreve başladığı andan itibaren mevcut sistemin sistemin fiilen yerini yarı başkanlık sistemine bırakacağı dillendirilmekte.

Bu durumda, Başbakan Erdoğan, 2014 yılında Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, Türkiye darbecilerin kurduğu ne olduğu belirsiz mevcut sistemden yumuşak bir geçişle Türk usulü rasyonel veya yarı başkanlık sistemine geçiş ile ilgili tedbirlerin alınması sağlanarak, konjonktürel şartlara göre sistem değişikliği kendi seyri içinde 2015 genel seçimleri sonrasında Anayasa"nın değiştirilmesi gerçekleştirilecektir.

Batı demokrasilerinde uygulanan, Britanya Parlamenter Demokrasi, ABD Başkanlık ve Fransa Yarı Başkanlık Sistemleri"nin sentezi diyebileceğimiz, Türk usulü başkanlık veya yarı başkanlık sisteminin oluşmasında TBMM, Kurucu Meclis gibi çalışarak başkanlık sisteminin hukuki yapısını ve seçim sistemlerini düzenleyecek, yeni sisteme geçişte alınması gereken tedbirler ile yapılması gerekli reformların hukuki alt yapısı oluşturulacaktır.

10 yıl önce
Türkiye usulü yarı başkanlık sistemi (2)
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset