15 Temmuz Darbe Girişimi'nin, Türkiye'ye yönelik imha planlarının ilki olduğu, bu girişiminin birkaç etabı daha olduğu, devamının geleceği, stratejistler ve konuya vakıf isimlerce sık sık dillendiriliyordu. 15 Temmuz'un 2. ve 3. etaplarının Batı ve PKK, PYD, DAEŞ terörü üzerinden şekilleneceği de ihtimal dahilindeydi.
Nitekim beklenen kısmen oldu. PKK terörü; kadın, çocuk, sivil, Türk, Kürt ayırmadan can almaya başladı.
Olacak olan olmaya devam etti ve DAEŞ'in elinde bulunan, oldukça stratejik bir bölge olan Menbiç, PYD'nin eline geçti. PYD'li teröristlerden biri, Menbiç'i Apo'ya hediye ettiğini ifade eden sloganlar attı.
FETÖ'yü uzun süredir müttefik seçmiş olan ABD'nin bölgedeki yeni müttefiki PYD'nin, PKK'sı da boş durmadı. PKK, 11 ayda 23 çocuk öldürdü, içlerinde Kürt çocukları da vardı. Şehirlerde çukurlar kazdı.
Olacak olanın olmaya devam ettiği dakikalarda, önce Avusturya "çocuk istismarı" konusunda Türkiye'ye iftira atan ifadeleri ilan panolarında sergilemeye başladı. Ardından, İsveç Dışişleri Bakanı, Twitter üzerinden ülkemize "çocuk istismarı" konusunda iftira attı.
New York Times başta olmak üzere Batı basını; Mısır başta olmak üzere Orta Doğu'daki diktatör rejimlerin medya organları, FETÖ başı Gülen'in propagandasını yapmaktan geri durmadı.
Yani, el birliği ile 15 Temmuz'un 2. ve 3. etapları işlenmeye başladı...
15 Temmuz öncesi de boş durulmadı, darbeye zemin hazırlamak için PKK terörü çok sayıda can aldı, FETÖ'cü olan darbeci askerler, ülkede darbe yapma hazırlıkları ile meşgulken, evlatlarımızın PKK tarafından şehit edilmesine imkân sağladı.
Türkiye için "her yönden yalnız kaldı" ifadelerinin kullanıldığını hatırlayın, ülkeme bir "kimsesizlik" sıfatı biçerek morallerimizi bozmaya kalktılar, oysa yalnız değildik, yaşanmış olanlar, bize yaşatılmak istenenlerin göstergesi olarak gözümüzün önünde duruyordu, tane tane anlatayım...
Irak işgal edildiğinde Amerikan askerleri, erkeklere, kadınlara ve çocuklara tecavüz etmişti. Mursi'yi devirmek için çıkılan Mısır meydanlarında, Sisi'nin sokağa saldığı vandallar, Mısırlı genç kızları kalabalığın içerisinden sürükleyerek götürüp tecavüz etmişti. Avrupa'da çocuk pornosu "ticaretinde", Bosnalı kadınların tecavüz sonucu doğan ve kabul edemedikleri "nefret çocukları" istismar ediliyordu. PKK'nın harf israfı KCK'sının Duran Kalkan'ı, etrafında küçük yaştaki kızlarla poz vermekten geri durmuyordu. Fransız akademisyenlerin yaptığı bir araştırma, cinsellik yaşama yaşının en küçük olduğu ülkelerin Avrupa ülkeleri olduğunu, bunların içinde İsveç'in başı çektiğini işaret ediyordu. Ama hiçbir zaman Batı basını bunları yazmamıştı ve uluslararası ceza mahkemeleri bu tecavüzcüleri yargılamamıştı. Kadın ve çocuk istismarı iftirası, bu saydığım ülkeleri işgal için Batılı basın eliyle inşâ edilmişti.
FETÖ'nün son üç yıldır Türkiye aleyhine yaptığı propagandaları ve onların dünya üzerindeki örneklerini hatırlayalım. Ve ona destek verenleri...
FETÖ, Erdoğan'a "Diktatör" demişti, amaç Türkiye'yi dışarıdan gelecek bir müdahaleye hazırlamaktı. Aynı Irak'ın işgali öncesi ve Mısır'da yapılan darbe öncesi gündeminden tecrübe edildiği gibi... Bu aklı FETÖ'ye veren, dün Irak'a giren, Mısır'da darbeye zemin hazırlayıp izleyenlerdi. "Diktatör" iftiralarına destek veren parti de HDP idi. Oysa
FETÖ'nün, başarısız müfsit işlerinden biri de 17/25 Aralık "rüşvet iftiraları" idi. Türkiye'de başarısız olan 17/25, Brezilya'da başarılı olmuştu. Brezilya'da yaşanan bir 17/25 Aralık darbesi sonucunda ne olduğunu hepimiz izledik. Brezilya'da güya var olan yolsuzluğu oylamak, hakkında yolsuzluk davaları olan darbecilere düşmüştü. Ama "demokrasi" zırhına bürünmüş Batı basınında, buna yönelik bir açıklama da görmedik. Yani,
Kaderdaşımız, müttefikimiz
Bölgede, İran ve ABD'nin değil Türkiye'nin müttefiki olmayı tercih etmesi...
Uzun süredir Türkiye'nin yalnız olduğu söyleniyor ancak mevzu ülkemin yalnızlığı değil, terör operasyonları ile yalnız bırakılma çabası...
FETÖ ile geliyorlar, DAEŞ terörünü bahane edip geliyorlar, Barzani'yi devirmeye kalkıp geliyorlar, Brezilya'daki darbeyi göstererek geliyorlar, çocuk istismarcısı PKK'yı önlerine katıp geliyorlar, yaptıkları "yolsuzlukları, diktatörlükleri, anti demokratik tutumları" bizim üzerimize yamamaya çalışarak Avusturya, İsveç, Belçika ile geliyorlar, haşema giymeyi yasaklayarak geliyorlar, hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan geliyorlar, Rusya ile aramızı bozarak geliyorlar, Çözüm'ü bitirerek, Uludere'yi vurarak geliyorlar...
"Topunuz gelin..." gelin de Türkiye'nin, daha önce alıştırma yaptığınız Irak, Bosna, Mısır, Brezilya olmadığını görün, gördünüz ve inanamadınız, aynı hızla o cama yeniden toslamak için 2., 3., 4. etap kaç etabınız varsa hepsini alın da gelin... Geleciğiniz varsa, tankların önünde gördüğünüz gibi göreceğiniz binler var!
Türkiye halkının 15 Temmuz'u canı pahasına püskürttüğü malum, medya olarak TVNET'ten, CNNTürk'e kadar birçok yayının darbeye karşı duruşu malum, Yeni Kapı'da tüm siyasi partilerin Türkiye için yekvücut olduğu malum... Malum, çok şükür de, sonrası fazlaca magazinleşmeye gidiyor gibi... Hemen hemen her kanalda, daha evvel FETÖ içinde bulunmuş, bu yapının ihanetlerini gördükten sonra ayrılmış kişilerin itiraflarını dinledik. Dinlemeliydik de... Ama artık yeter. Gülen'in Amerikan bezinden imal atletlerinin, buram buram ihanet kokan öykülerini dinlemekten yorulduk. Herkes her şeyi biliyor ve görüyor... Kimsenin kalbini bilemem ancak bundan sonra ortada gezen kişilerden sadır olan ifadeler maksadını aşar, aciz FETÖ'ye güç atfeden bir propaganda aracı olur, üzerimize belâ olarak gelen PKK, PYD, DAİŞ terörünü, Amerika ve Avrupa'nın saldırılarını görmememizi, magazinlerle oyalanmamızı sağlar, topu toplanıp gelirken, televizyon başında FETÖ anıları dinlerken yakalanmak yapılabilecek en büyük hata olur. Bundan sonrası için yapılacak olan, teyakkuz halinde, Gezi'den başlayarak püskürtülmüş tüm darbe girişimlerine en yüksek perdeden hazırlık ile karşı koymak olmalı. Zira Gezi, 7 Şubat, MİT TIR'ları, 17/25 Aralık girişimlerinde; isimleri, cisimleri, ittifakları, niyetleri tam anlamıyla açık edilmemişti. 15 Temmuz ile birlikte ne oldukları ortaya çıktı, perdeyi yırttılar, dolayısı ile en pervasız şekilde gelecekler, ona göre...