|
Kindar neslin son kurbanı Fatma Dilara Aslıhan

Geçtiğimiz hafta bu köşede akademik ve hukuksal düzeyde İslamofobi ve İslâm Karşıtlığı üzerine bir yazı yazdım. O yazıyı yazarken bu hafta bir kız çocuğunun başörtülü olduğu için fiziksel ve sözlü saldırıya uğrayacağını bilmiyordum ancak mütemadiyen devam eden saldırılar olduğu için, çok şaşırtıcı gelmedi. Şaşırmıyor olmamız, bu tip saldırılara karşı kayıtsız olmayacağımız anlamına da gelmesin. Zaten bahsettiğim yazıda, bu tip saldırıların geçici tepkiler ile değil, kalıcı ve caydırıcı ayrıca hukuk tarafından tanınmış cezalar ile sonlandırılması gereğini vurguluyordu.



Türkiye muhalefetin, iki temel özelliği; yalan ve yaygaracılık üzerine bina edilmiş durumda. Hatta bu fıtratları yer yer aşkın bir hale geliyor ve kendilerindeki kutuplaştırma, nefret, kin, tahammülsüzlük, yobazlık, terör gibi çirkin fiilleri bizzat işliyor ama muhataplarının bu hasletlere sahip olduğunu iddia ediyorlar.



Müfteriler


Halkı kin ve düşmanlığa iten kesim, yaşam tarzı üzerinden kendileri gibi olmayanları linç ediyor. Bunu yaparken de hiçbir rahatsızlık duymuyor. Sakallı gördükleri insanlara saldırıyorlar, cübbeli gördükleri insanları tekmeliyorlar, hakaret ve küfür konusunda çıtaları çok yüksek... Ancak bu tip suçları kendilerinin işlemelerine rağmen kendilerine karşı işlendiğini iddia ediyorlar.



Pervasızlar


Bu tip fiilleri işlerken rahatsızlık duymadıkları gibi bir de mağdur ettikleri insanlara dönüp "Mağdur edebiyatını bırakın" diyebiliyorlar.



Kindar nesli teşkil ediyorlar


Sabahtan akşama kadar Müslüman dindar kesim, kendilerine herhangi bir saldırı da bulunmadığı halde, kendileri kinden bir çınara döndükleri halde, muhataplarını kindar olmakla itham ediyorlar.



Delil istiyorlar


Sanki bu ülkede yaşamamışız gibi, sanki ucundan bucağından bunların nefretlerinin odağı olmamışız gibi, Müslüman dindar insanlara saldırı olunca delil istiyorlar, delil olarak kamera görüntülerini gösterdiğinizde ise çamura yatıyorlar.



İkiyüzlü ve riyâkârlar


Şortlu bir kadına saldırı olduğunda olması gerektiği gibi kazan kaldırıyor ancak aynı saldırı başörtülü genç bir kıza olunca tek kelime kınama yayımlamıyorlar.



Bu saldırılar münferit değil mütemadiyen devam ediyor


Ayrımcılık ve nefret suçunu hiç rahatsızlık duymadan işliyorlar.



Başörtünü aç, beynine oksijen gitmiyor!" ezberinden bir milim öteye zihni gelişim gösterememiş fosil…



“Dolmuşa bir başörtülü binmesin, ortalık leş gibi kokuyor!" diyen Ekşi Sözlük yazarı…



Yeni yılın ilk doğan bebeği Meryem Azra'nın haberini "Fotoğraftaki anneyi bulun!" notuyla paylaşarak çarşaflı olan anneye saygısızlık Eden Barış Atay…



Kendisi ile fotoğraf çektiren Anadolulu kadınlara “gerici" diyen Melek Baykal…



''Bu türbanlılardan bir tane kalmayacak bu ülkede... İktidar değişsin açacaklar'' diyen, Muazzez İlmiye Çığ'dan örnek veren CHP'li seçmen…



Başörtüsünü, fahişe kıyafetine indirgeyen Muazzez İlmiye Çığ…



“Başörtülü fahişeler…" diyen Fatih Altaylı…



Dini tercih olan tesettürü, cinselliğe indirgeyerek reddeden sapık…



Bütün İmam Hatip Liselilere “sapık" diyen Mustafa Altıoklar…



Başörtülü olduğu için bilgi yarışmasında birincilik alan öğrenciyi sahneye aldırtmayıp, ağlatan komutan…



Şalcı Bacı'yı şapka takmadığı için astıran İstiklâl Mahkemeleri…



28 Şubat'ta, binlerce kız öğrenciyi okullardan ve iş yerlerinden zorla attıran dekan, asker, polis, siyasetçi…



Merve Kavakçı'yı, seçilmiş vekili, “Bu kadına haddini bildirin!" diyerek Meclis salonundan kovduran Bülent Ecevit…



"Türban bu ülkedeki gericiliğin, hem de dinci gericiliğin şeriatın simgesidir ve şiddetle reddettiğimi ilan etmek istiyorum." diyen Orhan Aydın…



Başörtülü kız çocuklarını fişleyen haber yapan İsmail Saymaz…



Bu yukarıda saydığım kesimleri meşru kabul etmek için elinden geleni yapan medya…



Ak Parti'ye defalarca kapatma davası açanlar…



Refah Partisi'ni “lâiklik" endişeleri nedeniyle kapatanlar…



Cumhuriyet Mitingleri düzenleyenler…



"Başörtülüler bana öcü gibi geliyor" diyen Serra Yılmaz…



Yakup Köse'nin çocukluğunu ve gençliğini hapishanelere kurban eden yargı mensupları…



“Başörtüsü beni rahatsız ediyor. Biz Atatürk 'ün çocuklarıyız. Bize yıllardır öğretilen bir kılık kıyafet kanunu var ve biz hep onun peşinden gittik." diyen Pınar Altuğ…



“Başörtülü kızlarla, playboy kızları aynı…" diyen Pınar Kür…



Daha bilemediğiniz gündeme düşmemiş binlerce örnek...



Bu kızlar size ne yaptı?


Sahi merak ediyorum, tüm yaptıklarınıza rağmen size hiçbir surette zararı dokunmamış kız çocukları size ne yaptı? Bu lânet nefretinizin sebebi ne? Bu kadar çirkin fiiller işledikten sonra kendinizden tiksinmeden nasıl yaşayabiliyorsunuz?


Nefret suçu yasal olarak tanınsın...


Son tahlilde, yaşam tarzına doğrudan müdahale eden nefret suçlarının, fiziksel ve sözlü saldırıların en kısa zamanda anayasal zeminde suç olarak tanımlanması, bu fiili işleyenlerin emsal olması açısından ciddi cezalar alması, tutuklu yargılanması için âdil bir zemin oluşturulmak zorunda, kız çocuklarımızı hangi meczup başörtüsü yüzünden darp edecek diye bekleyerek bu tip saldırıları sonlandıramayız, nitekim rehavet içerisinde bulunduğumuzdan ötürü de sonlandıramadık, bir zahmet elimizi kaldıralım artık, neyin diyetini ödediğimizi bilmediğimiz halde bedel ödemekten yorulduk!





#İslamofobi
#28 Şubat
#Merve Kavakçı
#Cumhuriyet mitingleri
7 yıl önce
Kindar neslin son kurbanı Fatma Dilara Aslıhan
Duvarsız dünyada duvar için savaşan Rusya
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…